KUSUR-SUZ-LULUK

Havalar seni çeken güzellikte ve ısrarla seni dışarı çıkmaya davet ediyor. Keşke hep bahar olsa da hiç soğuk olmasın diye içinden geçiriyorsun. Bir döngünün içinde olduğunun farkındasın. Hissettiğimiz bazı duygularda bahar gibidir. Hiç kaybolsun istemeyiz. Mutluluk baharı anımsatır bizlere. Baharı yaşarken içimizde çiçekler açar, ruhumuzda nehirler akar sanki. Bahar içimizdeki çocuğu uyandırır. Onun gibi neşeli, kafasına hiçbir şeyi takmayan, hayatı olduğu gibi kabul etmemizi ister.

İnsanın yaşı ilerledikçe hayal kurmayı unutuyor mu dersiniz? Yoksa içindeki çocuğu duymazdan mı geliyor? Bazen hayatın koşturmasına kendimizi o kadar çok kaptırıyoruz ki içimizdeki çocuğu unutuyoruz. Koşturmanın içerisine kusursuzluğu da eklediğimizde gerçekle aramızdaki bağı koparıyoruz. Halbuki hayatımızın belli dönemlerinde gösterdiğimiz hassasiyet sadece düzenimizi kurmamız açısından önemli. Prensipler, kurallar olmazsa olmazlarımız arasında. Kısaca baharın kusursuzluğunu yaşamımızda da sağlama arzusundayız. Size kendi hayatımdan bir kesit sunmak istiyorum;

Yoğun pandemi tedbirlerinden bunaldığımız bir yaz gününde, bu zamana kadar aile olarak yapmadığımız, farklı bir şey deneyerek hayatıma renk katmak istedim. Sosyal medyada çadırları ile kamp kuranları görünce benim de içimde kıpırdanmalara sebep oldu. Daha önce böyle bir faaliyet yapmamıştık. Her ne kadar yapılabilirliği kolay gibi görünse de hazırlık süreci olan bir faaliyetti.  Hazırlık derken neyden mi bahsediyorum? Tabi ki de çadır, kamp sandalyesi, el feneri, kap kacak. Uğraştırmıştı ama değmişti. İçimizdeki heyecana paha biçilemezdi.

Daha önce aile olarak böyle bir tecrübe yaşamamıştık. Bir nevi bizim için hayaldi. Yıllardır izinlerde tatiller yapıyorduk ama bu farklıydı. Bu değişik fikir, bu yenilik belki de bize farklı güzellikler katacaktı, kim bilir? Bunun için bile denemeye değerdi.

Eksikleri siparişlerle tamamlayıp hazır olunca yola koyulduk. Sevinç ve heyecanla karışık tereddüt ettiğimiz biraz da endişe duyduğumuz tek bir nokta vardı; 3 tane yeğenimle nasıl yapacaktık? Babamla çadırlarımız için en uygun yeri keşfettik. Yerleştik, düzenimizi sağladık. Yeğenlerim denizin keyfini çıkarırken ben de kafamda şapkam, elimde kahvem, kampın keyfini sürüyordum.

 Ailemde kurallar yoktu ama yeni şeylerde yoktu. Ben kamp etkinliğiyle sanki hanemde reform başlatmıştım. Babamın içindeki kamp ateşini de harlamıştım. Farklı fikirleriyle bir sonraki kampımızı şekillendiriyorduk. O kadar keyifli, o kadar anlamlıydı ki anlatamam😊

 Beş günlük kampımızda acemilik yaşadığımız, keyfimizi kaçıran hususlar oldu ama hemen toparlanıp anın tadını çıkarmaya gayret ettik. Zaten kusursuz olmayı istememiştim. Amacım içimdeki çocuğun hayatı olduğu gibi kabul eden yönüyle bakmaktı. Kusursuz olma çabası hayata köle olup kuralların içinde boğulmaktan başka bir şey değil. Bazen en güzel kusurlar insanı kusursuz yapar.

Karşımıza çıkan her yeni durum bizim için zor olacak, bizi zorlayacak, elbette bocalayacağız. Ancak hatalarımızı kendi tecrübe hanemize yazıp, hayatımızın geri kalan kısmında karşılaşacağımız zor durumlar için ders almak üzere kaydetmeliyiz. Bu şekilde hatalarımızı azaltıp mükemmel olma yolunda mesafe alabiliriz.

 Hata yapmaktan, yeni şeyler denemekten korkmamak en güzel kusurlarınızdan olsun. Hayata doyarak, hesap kitap yapmadan yaşamanız dileğiyle kendinize iyi bakın.

Görüşmek üzere 😊

Related posts

Leave a Comment