“Ben senin söylemek isteyipte
söyleyemediğin sözleri söyledim.
Yapmak isteyipte kendini tuttuğun
şeyleri yaptım. Sen akıllı olduğun
İçin yavaş yavaş kendini öldürürken
,ben hayat, dolu dolu yaşadım.
Sence ben deliyim. Ama bence de
sen bir ölüsün.”
Dostoyevski
Joker filmini bilir misiniz? Hani bu psikopat olan karakter. İnsanlara zarar veren her yeri yıkıp dağıtan Joker. Eminim birçoğunuz ondan nefret edersiniz gerçek hikayesini izlemediyseniz. Gerçek hikayesinde Joker, PBA (Psödobulbar etki) hastasıydı. Bir başka deyişle Joker’in bir olay karşısında gerçek duygusunu belirtememe sorunu vardı. Bu durumun en belirgin özelliği de, ağlayacağı, sinirleneceği veya üzüleceği yerlerde attığı kahkahalarıydı. Ama insanlar bu hastalığını bilmeden onu ezikledi, dövdü… Daha kötüsü de herkes ona “deli” dedi.
Tıpkı gerçek hayattaki insanlar gibi…
Ne kolay değil mi,bizimle aynı davranışlara sahip olmayan insanlara “deli” dememiz. Onları aynı “Joker” gibi görmemiz . Hangi nedenle böyle olduğunu sormadan, gerçek hikayelerini öğrenmeden, empati kurmadan kalplerini kırmamız. Belki onların sayesinde oluşacak aydınlık geleceği yine onları her bulduğumuz fırsatta durdurarak veya susturarak karartmamız ne kolay.
Oysa tarihte, Osmanlı İmparatorluğu zamanında “Deliler” ne iyi iş çıkarmıştı. Gerçi o zamanda garip kıyafetler giyindikleri için onlara “Deliler” deniliyordu ya. En azından o zamanda bir hüneri vardı Deliler’in. Ama o zaman ki savaş birliklerinin unutulmasıyla Deliler’in hüneri de unutuldu tabi. Ama unutulan bir şey daha vardı o da delilerin tarihteki gibi şimdi de sınırları aşmasıydı.
Belkide bu yüzden deli deniliyordu onlara; normal insanın sahip olduğu sınırları aştıkları için. Bu yüzdendir işledikleri tüm suçların hükümsüz kalması. Polislerin, avukatların ve hatta suçluların dahi ağzını açık kalmasına neden olan suçlar işlemeleri. Aynı,yaptıkları icatlarla diğer bilim adamlarına taş çıkartmaları gibi. Peki ya ampül gibi önemli icatları ortaya çıkaranlar mı deli,ampülü kullananlar mı? Yoksa şu boş hayatta kendini boş işlerle meşgul edenlere inat hayatı dopdolu yaşayanlar mı; içindeki çocuğu öldürüp acımasız olan mı, içindeki çocuğu öldürmeyip onca yaptığı çılgınca şeylere rağmen içinde acıma duygusu taşıyan mı; onca kalabalık içinde yalnız kalan mı,kendi içinde bir bütün olan mı deliydi?
Sahi kimdi deli?