YANLIŞLAR-1

Acıdan, magazinel gündemden beslenmeyi seven bir toplumuz maalesef… Haliyle toplumumuzun bakış açısı da medyamıza ışık tutmakta. Engelli bireyleri konu alan haberlere şöyle bir bakarsanız hiçte yanılmadığımı göreceksiniz aslında. Toplumuzun aynası görevini gören medyamızda genellikle engelli bireylerin başarıları değil de yaşadığı sıkıntılar, acı durumlar ön plana çıkarılmakta. Örnek vermeye ne hacet sayıca fazla olmasından ötürü hepimizin zihninde engelli bireyleri ajite ederek,  magazinel gündemle konu alan haberlerin canlanmış olması lazım çoktan. Yazık gerçekten çok yazık! Hâlbuki bakmayı değil görmeyi bilsek, acıdan, magazinel gündemden beslenmeyi seven bir toplum olmaktan öteye gidip başarılı engelli…

Devamını oku

KELİMELERİN GÜCÜ

Çevrenizde mutsuz olan insanlara şöyle bir bakın. En çok kullandığı kelimeler nelerdir onlara dikkat edin. Peki sizce bu insanlar neden mutsuz? Cevabın kullandıkları kelimeler olduğunu söylesem. Nasıl yani kullandığımız kelimeler bizi mutlu ya da mutsuz mu ediyor? Evet tam da öyle. Mutsuz olmanın tek sebebi kullandığımız kelimeler değil elbette Ama etkisi azımsanmayacak kadar büyük. Hani bir insana 40 gün deli deyince deli olurmuş Ya işte Tam da bunun gibi. Örneğin “yok” kelimesini ele alalım. Mesela: “sorun yok, para yok, yapacak birşey yok” gibi. Bu kelime adeta bir mıknatıs görevi görüyor.…

Devamını oku

ACABA NEDİR -18

O hafta telefonum geldiği için çok mutluydum. Başladım telefonu oynayıp kurcalamaya ilk incelediğim yer o zamanın meşhur oyunları snake (yılan) impact Oyun oynuyorum hem de kendi telefonumla dünyalar benim olmuştu adeta. Lavabo da yatak ta sıra beklerken sürekli oyun oynuyordum. Her seferinde yeni rekorlar kırmaya çalışıyordum. Rekorları kırarken oyun bağımlısı oluyormuşum. Meğerse lavabo giriyor oyunlardan hevesimi alıncaya kadar duruyor böyle yaparak farkında olmadan başka hastaların hakkını gasp ediyormuşum. Bilinçsiz çocukluk işte… Doktorlar vizite geliyordu her sabah olduğu gibi ben telefon da oyun oynadığım için onları dinlemiyordum. Tabi  bu durum  üç…

Devamını oku

ENGELSİZ ŞAHSİYETLER-34

Altı yaşındayken kas distrofisi koyulan Ralph Braun  henüz 14 yaşında tekerlekli sandalye kullanmaya başlamasına rağmen hayata küsmedi.  Bir yıl sonra 15 yaşında motorlu bir vagon tasarladı. Dodge  marka minibüsünü asansörle donattı ve bu yeni buluşun adı “Lift-A-Way” tekerlekli sandalye asansörüydü. İlhamını engelinden alan Braun The Braun Corporation isimli şirketini kurdu. İlk tekerlekli sandalye erişimine uygun minibüsünü tanıttı. Yeni yeni şirketleri de bünyesine katarak bu alanda büyüdü ve  buluşlarıyla adından dünya çapında söz ettirdi. Bedenindeki engele takılı yaşayıp geçmişe hapsolmaktansa aklını kullanıp geleceğe odaklanmayı tercih etti. Hem kendisine hem kendi gibi…

Devamını oku

YALNIZLIK

Yaradılışımız gereği hayatımızın her döneminde birilerine ihtiyaç duymuşuzdur. Bu da insanın sosyal varlık olmasından kaynaklı. Bireyin kendi olma yolundaki ilerleyişi ergenlik dönemiyle başlamaktadır. Diyeceksiniz ki bu dönemin yalnızlıkla ne ilgisi olabilir? İlişkilendirecek olursak ergenlik döneminde “kankalık” becerileri çok gelişmişlik gösterir. Çoğu zaman bu durum ailenin bile önüne geçebilecek bir güce sahiptir. Gençlerin birilerine karşı ispat çabalarına girmeleri,  kanka edinerek yalnız kalma korkularından sıyrılabiliyorlar. Örneklerime devam edecek olursam; üniversiteye yeni başlayan öğrenciler, askerlik görevi yapan erler yeni girdikleri ortamlarında arkadaş edinme iç gücüsüyle hareket ederler. Bu şekilde kendilerine güvenli bir alan…

Devamını oku

ARİF OLMAK

Alim olmak Arif olmaktan geçer. Arif olmak ise şüphesiz insanın kendi içindeki inşasını gerçekleştirmesi herkesten önce kendini yetiştirmesidir.   Arif olmayı Alim olmaya çıkan uzunca bir merdivenin ilk basamakları olarak da görebiliriz. Hamdım yandım piştim evresinin pişmeden önceki adımı. Yorucudur vakit alır sabır ister istemesine ama sonu aydınlıktır. Şimdi aklıma  Mahatma Gandhi nin  konuyla denk düşecek bir sözü geldi.” Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk önce kendinden başla”   Arif olmak bir nevi işe kendinden başlamaktır. Başkalarından önce dönüp kendine bakmaktır, başkalarının eksiğini değil önce kendi eksiğini tamamlamaktır, başkalarından önce kendini tanımaktır.…

Devamını oku