TAŞ VE KUŞ

Gecenin bir yarısıydı. Herkes uyumuş; çocuk hâlâ kitap okuyordu. Pencereden süzülen ay ışığı yüzünü yalıyor çocuğun. Uyku  mu tatlı, kitap mı, bir türlü karar veremiyor. Okuyor, okuyor, okudukça da güzelleşiyor. Ve Öyle bir an geliyor ki, kendisi de kitabın kişileri arasına karışıyor. Birilerine kızıyor, birilerinden taraf oluyor. Bir yerinde şöyle diyor kitap: – Taş kuşa değse, kuş ölür;  kuş taşa değse, yine kuş ölür… Bir türlü akıl erdiremiyor bu işe çocuk. Düşündükçe üzülüyor, üzüldükçe düşünüyor… Saatler ilerledikçe uyku bulutları iniyor gözlerine. Ve nihayet, ağlayarak; – Ama olsun, ben yine de…

Devamını oku

SIĞ HAYALLERİN İNSANLARI

Ne güzel şeydir hayal kurmak. Gerçekleşmesi istenilen şeylerin hayalini en ince ayrıntısına kadar düşünmek ve sanki hayalimiz gerçekleşmiş gibi o duyguyu yaşamak. Sonrasındaysa hayalimizin gerçekleşmesi için plan yapıp harekete geçmek. Peki bizler hangi durumlarda nelerin hayalini kuruyoruz? Genelde yılbaşı öncesinde milli piyango bileti alıp zengin olmanın hayalini, evlendiğimizde yaşayacağımız evin hayalini, işe gireceğimiz zaman çalışacağımız ortamla ilgili yaşamak istediklerimizin hayalini kuruyoruz. Bazen de gerçekleşme ihtimali  olmayan hayallerin peşine düşüyoruz. Çaba harcamadan köşeyi dönmek, lüks bir evde yaşamak, lüks bir araba kullanmak gibi. Bazen hayatın koşuşturmacasından yorulduğumuzda bir bardak çay ya…

Devamını oku

UFKA GİDEN KADIN-4

15.04.2022 CUMA /SAAT:12.00 Sevgilim; Şimdi el ele Nisan yağmurlarında ıslanmak vardı seninle. Taze toprak kokusunu içimize çekip ölümü hatırlayarak ışıltılı gözlerle yaşamaya rağbet etmek delice yani tam bizce… Ellerimiz birbirine kenetlenmiş vaziyette bahar kokusunu memleket hasreti çeken iki gurbetçi gibi içimize çekememenin hasreti her daim kol geziyor içimde.  Seninle karşılıklı iki çay içip doğru dürüst konuşmayı bile beceremedik biz iki deli susarak harp ettik. Birbirimizin baharını zehir ettik. Gerçi biz susarak ta anlaşabilirdik ama o lisanı geç fark ettik. Kaybettik… İki yanlıştan bir doğru çıkmaz ama iki yalnız bir tam…

Devamını oku

GÜNÜMÜZ UYARLAMASI

İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında zaman zaman geçmişi hatırlıyor ve iç geçiriyoruz. Geçmişe dair özlem dolu cümleler kuruyoruz. Çocukken; akşam ezanına kadar sokakta oynadığımız, acıktığımızda bir elimizde ekmek arası peynirle sokakta oynamaya devam ettiğimiz, bayramlarda aile büyüklerinin evinde bütün sülale bir araya gelip yer sofrasında yemek yediğimiz o günleri özlemle anıyoruz. Peki o günleri gerçekten özlüyor muyuz? O günleri hatırladığımız zamanlara şöyle bir bakılırsa günümüz koşuşturmacasından yorulduğumuz, bireysellikten, günümüz insanının bencilleşmesinden, dost sohbetlerinin azalmasından şikayet ettiğimiz zamanlara denk geldiği görülür. Aslında özlediğimiz o günler değil, o günlerde yaptığımız paylaşımlar, birlikteliklerdir. İyi…

Devamını oku