ÇİZGİ DİZİLER

Öncelikle yazıma bu başlığı verme nedenimi açıklayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Sıkı bir dizi takipçisi olmadığım halde,  sosyal medyayı aktif kullanan bir birey olduğum için, dizilerin konularına hemen hemen hakim oluyorum. Çünkü insanların kalbini de, gündemi de, meşgul etmeyi başarıyorlar.

Bunu başarmış olmaları, konularının realitelerini yitirdiğini yadsıyamaz.

Önce mantık boyutuyla, sonra da, duygusal boyutuyla bu konuyu ele almak istedim.

Mantık açısından bakarsak:

1: Dizinin birisinde yemek yemeye giden doktorlar, restoranın içinde sezeryan  doğum yaptırıyorlar. Orası bir doğum için steril bir ortam mı? Gerekli ameliyat malzemeleri var mı?  Anestezi uzmanı olmadan bu iş yapılır mı?

Kimsenin sorduğu yok.   üstelik bunu yapan doktorumuz beyin cerrahı.

2: Yine başka bir dizide, doktorlar sokağın ortasında omurilik ameliyatı yapıyorlar. Çünkü , o ortam bu ameliyat için uygun bir ortam. Ya da, senaristin  hayal gücü geniş.

3:  Birisi hastalandığında , baygınsa, sürekli ölen insanları görüp dönüyor. Benzetmeden edemeyeceğim, sanki sırlar dünyası.🙂

Ruh boyutuna bakacak olursak:

1: Bir kız saplantılı bir manyak tarafından  göre bildiği şiddeti görüyor, sonra da, kaçıp kurtulup, hemen bir başkasına aşık oluyor.

Yahu abla, senin psikolojin bozulmadı mı?🙂 Ben   bir sahnesini  tesadüfi izleyince,  kendimden geçiyorum.

 2: Baş roldeki şahıslar her ne kadar kötü olursa olsun, affedilip temize çıkıyor. Gurur diye bi şey var değil mi? İnsanları tipik bir aşk hikayesiyle buluşturmak için, aşkı da, aşağılık bir mahluk haline getiriyorlar. 

İşin şive yani  gerçek anlamıyla ağız boyutuna girecek olursak: bütün memleketin ağzı aynı.

Buna örneği direk kendi  memleketimden  vereceğim: yıllardır bu topraklarda büyümüş bir insan olarak, her n kadar yapmayı beceremesem de,  aile efradı konuştuğu için  ağıza hakimim.

Dizide bir ağız var ki,  ne Mardin, ne Urfa, ne Diyarbakır… görmemiştir🙂 bunu… Yapılabilen tek ağız:  ege ağzı.

Hep kötü yönleriyle ele almayalım: yabancı damat diye bir dizi vardı, okul hayatım GAZİANTEP te geçtiği için, oraların kültürünü de , ağzını da bilirim. Bir tek orda memleketin ağzı olduğu gibi kullanılıyordu.

Karadeniz kısmına bakarsak, zaten hak getire. Bayımız yapamadığı ağızın arkasından, bir de İstanbul potunu kırdı mı? Gel de katıla katıla gülme.

Belki ben çok şey bekliyorumdur, belki de, insanlar bunu görmezden geliyordur. Bunu bilemem ama  izlenen şey gerçek olmasa da, gerçeklik hissini yaşatmalı diye düşünüyorum.

her dizide aşk olmasına gerek yok, insanın kahkahalarca gülmeye, aile ortamını bir dizi olarak izlemeye, cinsel ve fiziksel dokunuşlardan ziyade ruhsal dokunuşlar bulmaya, sosyal olarak bir mesaj almaya, ve en önemlisi de, ma aile bir diziyi izlemeye ihtiyacı var.

çocukların ya vahşi olmasına, ya da, şiddeti, hiddeti, vahşeti görmesin diye uzak tutulurken daha fazla merak edip  içine dahil olmasına sebebiyet vermenin lüzumu yok.

Esma Sülü

Related posts

Leave a Comment