Görme Engelli Öğrencilerin Eğitiminde Anne-Babanın Rolü

Bir çocuğun kişiliğini oluşturan değerler ilk önce ailede kazanılır. Ailenin engelli bir çocuğun yetiştirilmesinde çok önemli rolü vardır.

Aile çocuğa karşı dengeli bir tutum sergilemesi gerekir. Aşırı koruyuculuk da aşırı ilgisizlik de engelli çocuk üzerinde olumsuz etkiler bırakan bir tutumdur. Aşırı koruyuculuk çocuğun zihinsel, ruhsal ve fiziksel yönden sürekli başkalarına bağımlı hale gelmesine, aşırı ilgisizlik ise çocukta aile bağlarının ve sosyal ilişkilerin zayıflamasına yol açar. “Düşersin, dökersin, kırarsın, onu yapma, bunu yapma” gibi endişelerle kendi başına oynaması, yemek yemesi, giyinmesi, gezip dolaşması sürekli engellenen bir çocuğun özgüven duygusu ve bağımsız hareket etme becerisi gelişemez. Kendi başına bir yerden bir yere gitmeye korkar, her konuda başkalarının yardımına mahkum hale gelir.

Aile bireyleri,  çocuğun da; kendileriyle birlikte sohbet etmeye, birlikte sokağa çıkıp gezmeye, birlikte eğlenmeye, alış-veriş yapmaya ihtiyacı olduğunu unutmamalıdır.

 İlgisizlik nedeniyle, günlerce evde kapalı kalan çocukta, çeşitli zihinsel ve ruhsal sorunların oluşması doğaldır. Bu tür sorunlar ortaya çıktıktan sonra bunların nedenlerini sadece engele bağlamak sorumluluktan kaçmaktan başka bir anlam taşımayacaktır.

Görme engelli bir çocuk, ilgisizlik ve tek başına bırakılmışlık sonucu görme engellilere yönelik yanlış davranışlar oluşturmasına sebep olur. Bu davranışlara “tik” diyoruz. Elini gözüne koyma, ileri geri sallanma, kafasını eğik tutma, kendi etrafında dönme bunlardan bazıları.

Ailelerin, çocuğun eğitim-öğretim sürecinde diğer ailelerle belli aralıkta bir araya gelerek, deneyimlerini birbirlerine aktarmaları, bilgi alışverişinde bulunmaları, ilave olarak, başta okul rehberlik servisi olmak üzere, öğrencisinin/çocuğunun öğretmenleri ile düzgün, doğrusal ve verimli bir iletişim kurması çok önemlidir.

Bütün çocuklarımıza başarılar dileğiyle…

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

Related posts

Leave a Comment