SÖĞÜT GÖLGESİ

Muhtelif zamanlarda paylaşacağım bir öykü dizisiyle sizleri başbaşa bırakmak istiyorum…

1. Bölüm:

Suları berrak mı berrak masmavi bir gölün etrafını saran yemyeşil bir orman içerisinde yaşıyorlardı. Mavi Gölü ormanı tam ortadan ikiye ayıran bir nehir besliyordu.

Ormanın en güzel yerleri nehrin göle kavuştuğu alanlardı. Bu bölge aynı zamanda ormanı yöneten aslan ailelerinin ve yandaşlarının da yaşadığı yerlerdi. Bölge orman yönetimi tarafından özenle korunuyor ve diğer hayvanlar buralara izinsiz gelemiyorlardı. Her türlü meyvenin, yemyeşil otların ve türlü yiyeceklerin de en çok bulunduğu bölgeydi burası.

                Ormanda hayatın düzenli olarak işlemesi için kurulmuş bir sistem mevcuttu. Tüm hayvanlar daha önce konulmuş kurallara göre hareket etmek zorundaydı. Yeni doğanlar belli bir eğitimden geçirildikten sonra orman kurallarına uygun bir işte çalışmaya başlarlardı.

Güçlerine ve akıllarına uygun olarak verilen bu görevler sistemin de devam etmesini sağlıyordu. Kuşlar ormanın temizliğinden; Maymunlar meyve toplama ve ağaçların düzeninden; filler sulama işlerinden; Zebralar, atlar, eşekler yük taşıma işlerinden sorumluydular.

Her hayvana zekası ve yeteneğine göre ayrıca görevler de veriliyordu. Aslanlar tarafından ormanın farklı bölgelerini yönetmeleri için kaplanlar görevlendirilmişti. Güvenlik işlerinde kurtlar yardımcı oluyorlardı aslanlara ve kaplanlara.

                Güvenlik, eğitim, sağlık, spor ve benzeri alanlarda orman bir yönetim şekli oluşturmuştu. Orman yönetiminin yaptığı sınavlarda başarılı olan hayvanlar bu alanlarda idarecilik ve benzeri görevler alıyorlardı. Görevlerini hakkıyla yerine getiren hayvanlar orman sakinlerinin de huzurlu bir yaşam sürmesine katkıda bulunuyorlardı.

Aslanlar ormanın tamamında adil bir yönetim uyguluyorlar ve başarılı olan hayvanlar arasında ayırım yapmadan samurun hakkını samura veriyorlardı.

Temizlik ve çevre düzenlemesi işlerinin başında bir maymun, sağlık işlerinin başında bir zürafa, trafik işlerinde bir leylek, eğitim işlerinde de bir samur zekası ve yetenekleriyle görev almışlardı.

Hiçkimse bu durumlardan rahatsız olmuyor görünüyor, mutlu mesut yaşıyorlardı. Önemli olan işlerin düzgün yapılması ve hayvanların fayda sağlamalarıydı.

                Bu arada durumdan rahatsız olanlar da yok değildi. Tilkiler ve çakallar iyi niyet sınavlarını bir türlü geçemedikleri için farklı yönetim kademelerinde yer alamıyorlardı. Fiziki özellikler ve yetenek sınavları görevler için yeterli olmuyordu.

Tilkiler ve çakallar başbaşa vererek bu durumu değiştirmek için çareler arıyorlardı. Ne yapsak ta aslanları ve kaplanları bu iyi niyet sınavını kaldırmaya razı etsek diye düşünüyorlardı. Ancak bu şekilde ormanın yönetim kademelerinde yer alabilirler ve kendi menfaatlerine uygun yaşayabilirlerdi.

Kesik kuyruklu tilkinin aklına bir yol geldi ve çakal dostlarına dedi ki:

“Dostlarım, biz ancak kendimizi madur göstererek ve yönetime yakın hayvanları kendi yanımıza çekerek aslanları ve kaplanları bu “iyi niyet” sınavlarından vazgeçirebiliriz.”

Asık suratlı çakal sordu:

“Peki kesik kuyruk dostum, nasıl yapacağız bunu?”

Kesik kuyruk gülerek yanıtladı:

“Ben ve diğer tilki kardeşlerim alt kademede yer alan görevliler ve idarecilerle sıkı fıkı olup onlara kendimizi madur göstereceğiz. Siz çakallar ise aslanlara ve kaplanlara yakın olan kurtlarla dostluğunuzu ilerletip bu iyi niyet sınavının bizleri madur ettiğine inandıracaksınız. Böylelikle bizden değilde kendi yakınlarından eleştiri alan yönetim bu sınavı da kaldıracaktır.”

Asık suratlı çakal bakışlarını sertleştirerek:

“Eee, bunu bir kere başardık mı artık siz kendi yolunuza biz kendi yolumuza bakarız kesik kuyruk kardeş. Sonuçta bizler de rakip hayvanlarız.”

“2.          Bölüm”’de görüşmek üzere.

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

mesuthan@gmail.com

Related posts

Leave a Comment