SÖĞÜT GÖLGESİ-8

“Yönetim Nasıl Kurtulur?”

Bölüm 8:

Kızıl Tüylü Tilki, yanına tilkilerden ve çakallardan oluşan bir grubu alarak yönetimle görüşmek üzere aslanların bulunduğu yere yöneldi. Kralların çevresini saran genç aslanlara:

“Kralınıza haber salın. Orman kontrolü Kesik Kuyruk ve arkadaşlarının eline geçti. Krallarınıza şartlarımızı sunacağız.”

Genç aslanlar bir süre Kızıl Tüylü Tilkiyi ve yanındaki hayvanları süzdükten sonra hareketlendiler. İçlerinden birisi Sarı, Kızıl ve Siyah aslanın bulunduğu bölüme doğru gitti. Bu arada iki genç aslan da gelen beş hayvanın yanlarına doğru hareketlendi. Biri sağ arkalarına doğru, diğeri de sol arkalarına doğru yöneldi. Biri:

“Kabul edilirseniz size biz eşlik edeceğiz.” Dedi.

Kızıl Tüylü Tilki sırıtarak:

“Başka çareleri olduğunu sanmıyorum, mecburen şartlarımızı kabul edecekler.”

Dedi. Bu arada kralların huzuruna giden genç aslanlar göründüler.

“Krallarımız sizi bekliyor.”

Beş hayvanlık heyet yanlarında genç aslanlarla birlikte kralların huzuruna geldiler. Kızıl Tüylü Tilki marur bir edayla Sarı Aslanın karşısına geçerek durdu. Konuşmadan beklemeye başladı. Siyah Aslan pençesini yere burarak:

“Anlat bakalım tilki. Derdiniz ne? Nedir bu hainliğin sebebi?”

Tilki sırıta sırıta:

“Hainlik yok. Orman yönetimi el değiştirdi. Artık sizin lüks ve şatafat içindeki iktidarınız sona erdi.”

Kızıl Aslan hiddetlenerek:

“Biz hala burdayız hain tilki. Nasıl el değiştiriyormuş?”

Kızıl Tüylü başıyla etrafı işaret ederek:

“Tüm sınırlar, ormanın tüm yolları kontrolümüz altında. Yönetim merkezinizin çevresi de sarıldı. Aslan da olsanız bize güç yetiremezsiniz. Çok kalabalığız ve bir avuç aslanın hakkından gelmesini biliriz.”

Sessizliğini bozan Sarı Aslan sakin bir ifadeyle:

“Eeee, sonra peki?” diyerek tilkinin yüzüne baktı.

Tilki yüzünü ekşiterek başını dikleştirdi:

“Teslim olun. Sizlere dokunulmayacak. İstediğiniz yere gitmeniz için izin de verilecek. Hemen bir saat içinde ormanı terk ederseniz hiçbir sorunla karşılaşmayacaksınız. Yoksa saldırı başlayacak.”

Sarı Aslan yine istifini bozmadan:

“Peki ormandaki diğer hayvanların durumu ne olacak? Onlar sizi kabul edecekler mi? Etmezlerse onlara ne yapacaksınız?”

Tilki kendinden emin:

“Tüm hayvanlar bizimle işbirliği içindeler. Hepsi sizin gidişinizle bizim yönetimimizi tanıyacaklar. Tek-tük karşı çıkan olursa da gerekeni yaparız.”

Krallar suskun kalınca tilki alaycı bir üslupla onlara dönerek:

“Şimdi kararınızı bildirin. Yoksa saldırı için bizim dönmemizi bile beklemeyebilirler. Bir an önce ormandan ayrılmaya bakın.”

Üç kral aslan da aynı anda ayağa kaltılar.Hepsi de yelelerini kabartarak tilkiye döndüler. Sarı Aslan şiddetli bir kükreyişle:

“Hain tilki, ;Bu kadar emin olmadan önce etrafına iyice bak. Tilkiler, Çakallar ve vahşi köpeklerle mi aslanların saltanatına son vereceğinizi sanıyorsunuz. Üstelik bu orman hainlere geçit vermeyecek kadar da onurlu hayvanlardan oluşur.”

Kızıl Tilki ve çevresindekiler korkuyla sağa sola bakınmaya başladılar. Irmağın göle döküldüğü merkezin sağ tarafındaki hareketlilik dikkatlerini çekti. Kara Kaplan önderliğindeki kaplanlar sürüsü merkezin etrafını sarıyordu. Koca Fil çevresindeki fillerle birlikte orman yoluna ve Böğürtlenli Yola girmişlerdi bile. Kırmızı Gagalı Leylek ve arkadaşları da merkezi çevreleyen ağaçların üzerlerinde yerlerini almışlar bekliyorlardı.

Zebralar, zürafalar da arkalarına aldıkları arkadaşları ile yine merkezin sol yakınına toplanmışlardı. Maymunlar biraz kararsız biraz da korkuyla saklandıkları ağaçların dalları arasından ara sıra başlarını çıkarıp bakıyorlardı.

Kızıl Aslan genç aslanlara dönerek:

“Önce şu hainleri bir alın bakalım. Diğerlerini de biz halledeceğiz.”

Diyerek Kara Kaplanın bulunduğu bölgeye doğru hareketlendi.

Kaplanlar, kendilerine katılan aslanlarla birlikte merkezi kuşatan tilki ve köpeklere doğru harekete geçtiler. Vahşice ve durmadan havlayan köpeklerin başın da karabaşlı bir köpek vardı. Kara Kaplanın pençesiyle önce o yere serildi. Liderlerinin yere serildiğini gören köpekler kaçışmaya başladılar.

Çakallar köpeklere;

“Kaçmayın korkak köpekler, başaracağız, durun.”

Diye bağırıyorlardı.

Bu sırada aslanlar da tilkilerin bulunduğu bölgeye gelmişler, Kesik Kuyruğun olduğu bölgeye doğru ilerliyorlardı. Tilkiler aslanları karşılarında görünce afalladılar. Ne yapacaklarını bilemez bir durumda sağa sola kaçışmaya başladılar.

Kesik Kuyruk durumu fark eder etmez Böğürtlen Yolundan kaçmaya başlamıştı zaten. Bir yandan da;

“Nasıl olur? Her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlamıştım. Kim yardım etti de kurtuldu bunlar? Bu kadar tilkiler, çakallar ve köpekler baş edemediler mi şunlarla…”

Diye düşünüyordu. Böğürtlen Yolunun bitiminde sınıra doğru geçerek çakallara ulaşmak amacındaydı.

Birden karşısında Sarı Aslanı görünce panikledi. Sola doğru yöneleyim derken Siyah Aslanla karşılaştı. Geri dönüp Böğürtlenli yolun sonundan sağa girecekken Kızıl Aslanın karşısında buldu kendini. Geriye dönüp baktığında ise genç aslanlar birliğiyle göz göze geldi. Kaçacak yer kalmadığını anlayınca başını toprağa koyarak yalvarmaya başladı:

“Affedin, Ne olur affedin beni. Kandırıldım, oyuna geldim, çok yanlış yaptım.”

Kesik Kuyruk yalvarırken Sarı Aslan arkadaşlarını süzüyor ve ne yapması gerektiğini kestirmeye çalışıyordu. Bir anda Kızıl Aslan pencesini tilkinin boynuna indirdi ve:

“Fazla düşünme kralım. Merhametten maraz doğarmış. Başımıza gelenlerden doğru dersler çıkarmalıyız ve bundan sonrasını da iyi hesap etmeliyiz.”

Bu arada sınırları kontrol altında tutan çakallar da merkezde neler olduğundan habersizce bekliyorlardı. Beyaz Çakal, etrafına emirler yağdırırken bir yandan da;

“Kesik Kuyruktan bir haber gelse de neler olduğunu bir öğrensek.”

Diye düşünüyordu. Başını geriye doğru çevirdiğinde bir anda Boz Yeleli Kurt ile bakışları birleşti.

“Sen ne geziyorsun burada bakıyım?”

Diye sordu. Boz Yeleli Kurt:

“Etrafına iyi bakın, ben ve tüm kurtlarım buradalar. Sın ır güvenliğini çakallara bırakacak kadar yaşlanmadık. Üstelik aslanlar sahaya indiler. Artık siz çakalların dağılma zamanı geldi de geçiyor. İster kendi isteğinizle teslim olun isterseniz biz teslim alalım sizleri?”

Beyaz Çakal etrafına iyice bakındı. Karaca kurtlar, boz kurtlar, ak kurtlar sınır boyunca toplanmışlardı. Birden tam çakalların üstünde bir leylek belirdi ve:

“Köpekler Kuru Ağaçlar bölümünden ormanı terk ediyorlar. Hızla kaçıyorlar…”

Diye bağırdı. Boz Yeleli Kurt:

“Evet, hainlerin işbirliği bozuldu. Planları tutmadı ve çok şükür ormanımız büyük bir beladan kurtuldu.”

Kurtlar topluca harekete geçmeye başlamışlardı ki tüm çakallar şeytan çarpmışçasına bulundukları sınır bölgesinden kaçmaya başladılar.

Bu arada Kırmızı Gagalı Leylek havada süzülüyor ve bir yandan da:

“Krallarımız sizleri bekliyor… Tüm eski ve yeni yöneticiler merkezde toplansınlar…”

Bölüm Sonu

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

mesuthan@gmail.com

Related posts

Leave a Comment