ÖZLENEN İNSANLIK

Fıtratımızda olması gereken ancak son zamanlarda insanlığımızda yitikleşen değerlerimiz, özelliklerimiz maalesef gitgide artmaktadır. Yaşadığımız yüzyılda olumsuz bir takım davranışların artmasının en büyük nedenlerinden biri imanla beslenmesi gereken erdemlerimizi, değerlerimizi, kültürümüzü, özümüzü kısacası bizi biz yapan özelliklerimizi kaybetmemizdir. Savaşların, hırsızlığın, cinayetlerin, kavgaların, güvensizliklerin, haksızlıkların, yüze dost arkada düşmanlıkların, şiddetlerin vb kısacası toplumsal olarak görülen tüm kötü durumların doğmasının sebebi tamda budur. Böyle ortamların olmaması ve huzurlu toplum olmak adına bu yazımda bir insanın yetkin ve erdemli olabilmesi için neler gerekli, nasıl olmalıyız diyerek, birkaç kelam etmek istedim.

Olmasını özlediğimiz insanların var olması için en başta bireyin kendisini tanıması ve içsel dünyasını derinlemesine kavramalıdır yani özünün farkında olması gerekir. Öz farkındalık, kişinin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını objektif bir şekilde değerlendirebilme yeteneğini ifade eder. Kişi, bu yetenek sayesinde hem güçlü hem de zayıf yönlerinin farkına varır ve bu farkındalık doğrultusunda kendini geliştirmek için adımlar atar. Öz farkındalığa sahip olan bir insan, hayatındaki hedefleri daha net bir şekilde belirler ve değerleri doğrultusunda yaşamını şekillendirir. Bu bilinç, bireyi daha disiplinli ve sorumluluk sahibi bir hale getirirken, insanın içsel dengesini bulmasına ve kendisiyle barışık olmasına olanak sağlar.

Öz farkındalık yanında bir insanın sağlam birahlaki değerler sistemine sahip olması da büyük önem taşır. Ahlaki değerler, insanın doğru ile yanlışı ayırt edebilmesini sağlayan, toplumsal ve bireysel yaşamı düzenleyen temel prensiplerdir. Dürüstlük, adalet, hoşgörü ve merhamet gibi değerler, insanın hem kendisine hem de çevresine karşı sorumlu davranmasını sağlar. Ahlaki değerler, bireyin günlük yaşamında rehberlik eder ve onu erdemli bir insan olmaya yönlendirir. Bu değerler, bireyin sadece kendisi için değil, başkaları için de iyi ve doğru olanı yapma isteğini doğurur. Bu bağlamda ahlaki değerler, sağlıklı toplumun oluşmasında temel taşlardan biridir. Ahlaki değerlere dayalı bir yaşam sürmek, bireyi erdemlibir insan yapar. Erdemli bir insan, zor durumlarda dahi doğruyu yapma kararlılığı gösterir. Erdem, sadece ahlaki kurallara uyma değil, aynı zamanda kişinin kendi içsel doğrularına sadık kalma ve başkalarına saygı gösterme kapasitesidir. Toplumun ve bireylerin çıkarlarını gözeten, etik davranışları yaşamın merkezine alan erdemli bir birey, çevresindeki insanlara da ilham verir. Erdem, aynı zamanda bireyin kendini gerçekleştirme sürecinde, hem kendi iç huzurunu sağlamasına hem de topluma katkıda bulunmasına olanak tanır.

Erdem ve ahlaki değerler, yaşam boyu süren bir süreç olan sürekli öğrenmevekendini geliştirme ile desteklenir. İnsan hayatında gelişim hiçbir zaman sona ermez. Bilgiye ve yeniliğe açık olan bireyler, değişen dünyaya daha kolay uyum sağlar ve kendilerini geliştirme konusunda daha fazla fırsat yakalarlar. Sürekli öğrenme, bireyin yalnızca mesleki anlamda değil, kişisel yaşamında da daha donanımlı ve başarılı olmasına katkıda bulunur. İnsan, hayatı boyunca yeni şeyler öğrenerek, bilgi birikimini artırarak ve deneyimlerini zenginleştirerek kendini geliştirir. Kendini geliştiren bireyler, hem bireysel hem de toplumsal başarılarına katkı sağlar ve daha tatmin edici bir yaşam sürerler. Öğrenmeye ve gelişime açık bir zihin, her zaman daha yaratıcı ve çözüm odaklı olur, böylece birey hem kendisine hem de çevresine daha fazla değer katabilir.

Yetkin ve erdemli bir insan olmanın diğer bir koşulu da, sosyal sorumluluk bilincine sahip olmaktır. Birey, sadece kendisi için değil, toplumu için de sorumluluk taşıdığını fark ettiğinde daha anlamlı bir yaşam sürer. Sosyal sorumluluk, bireyin içinde yaşadığı toplumun sorunlarına duyarlılık göstermesi, yardımlaşmayı teşvik etmesi ve toplumsal faydayı gözetmesi anlamına gelir. Bu bilinç, bireyin başkalarının haklarına saygı göstermesini ve toplumsal dengeye katkıda bulunmasını sağlar. Sosyal sorumluluk bilinci yüksek bireyler, toplumun gelişimi ve refahı için çalışmalar yapar, gönüllü faaliyetlerde bulunur ve çevresine duyarlılık gösterir. Bu yaklaşım, bireyi daha saygıdeğer ve topluma katkı sağlayan bir insan haline getirir.

Sonuç olarak, yazımda bahsettiğim öz farkındalık, ahlaki değerler, erdemlilik, sürekli öğrenme, kendini geliştirme ve sosyal sorumluluk yetkin ve erdemli bir insan olmanın temel taşlarını oluşturur. Bu unsurlar, bireyin hem kendisiyle hem de çevresiyle barış içinde bir yaşam sürmesini sağlar ve insanı daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu bir birey haline getirir. Gelecekte böyle bir toplum olmamız için hepimize çok önemli görevler düşmektedir. Fıtratımız gereği var olması gereken özelliklerimizi çocuklarımıza kazandırmak ve yaşatmak için kendimizden başlamak kaydıyla yetkin ve erdemli olma gayreti içinde olmalıyız. Barışçıl ortamda daha müreffeh bir toplum olabilmek ve huzurlu yaşanabilir bir biyosferde olmak için bu milli ve manevi değerlerimizi korumak, geliştirmek ve gelecek nesillerimize taşımak zorundayız.

Sevgi ve hürmetlerimle…..

Fethi Ahmet ÖNER

Eğitimci/ Yazar

fethiahmetoner@gmail.com

Related posts

Leave a Comment