ZOR GÜNLER…

Annenizin hastaneye kaldırıldığında, hayatınızın bir anda altüst olduğunu hissedersiniz. Her şey, onun sağlığıyla ilgili bir mücadeleye dönüşür. Bir yanda işinizin sorumlulukları, diğer yanda annenizin sağlık durumu arasında sıkışmış bir halde, her güne daha da yorularak başlarsınız.  Sabah erkenden kalkar, hastaneye gitmeden önce iş yerinize yetişmeye çalışırsınız. Zihniniz bir türlü yerinde değildir; e-postalarınızı okurken, toplantılarda konuşurken ya da bir projeyi yetiştirmeye veya teslim etmeye çalışırken aklınız hep annenizde kalır. “Yanında olsam daha mı iyi olur?”, “Beni bekliyor mudur?”, “Acaba bir şeye ihtiyaç duyuyor mudur?” gibi düşünceler beyninizi kemirir durur.

Hastaneye servise vardığınızda, annenizin yorgun yüzü ve yatağın kenarından size uzattığı eli, tüm yorgunluğunuzu unutturur. Ama bu aynı zamanda üzerinizde başka bir yük oluşturur. Onun güçlü kalmasını istemekle, duygularınızı bastırmak arasında bir denge kurmaya çalışırsınız. Ne kadar üzgün olsanız da, annenizin moralini yüksek tutmanız gerektiğini bilirsiniz. Bu yüzden her şeye rağmen gülümsersiniz, ona güzel şeylerden bahsedersiniz, ama içinizde biriken gözyaşlarını dışarı vurmak için sessiz bir köşe ararsınız. 

Evdeki işler ve günlük hayat da sizi zorlar. Anneniz evin düzenini sağlayan, en küçük detayları bile düşünen kişiyken, şimdi onun olmadığı günler her köşede hissedilir.  İş hayatı da bu süreçte ayrı bir mücadeleye dönüşür. Patronunuzun ya da meslektaşlarınızın sizi anlaması her zaman mümkün olmayabilir. Hem işte verimli olmaya çalışır hem de hastaneye koştururken fiziksel ve duygusal tükenmişlik kapınızı çalar. Uykusuz geçen geceler, yoğun bir günün ardından hastane koridorlarında geçirilen saatlerle birleşir. 

Bu süreçte en zor şeylerden biri, annenizin yaşlı bedeniyle verdiği mücadeleyi izlemek olur. Onu güçlü ve hayat dolu haliyle hatırlarsınız, ama şimdi yorgun ve sessizdir. Bu görüntü, içinizi yaksa da bir şeyler yapma gücünüzü artırır. Küçük bir tebessüm bile size umut olur, çünkü annenizin yanınızda olması her şeye değerdir. 

Zaman geçtikçe, bu zorluklar size çok şey öğretir. Anne sevgisinin ne kadar derin ve güçlü olduğunu, küçük anların ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha fark edersiniz. Her ziyarette elini tutarken hissettiğiniz bağ, sizi güçlü kılar. Onun iyileşeceği, tekrar evine döneceği günü beklerken sabırla ve umutla yaşamaya devam edersiniz. Çünkü anne sevgisi, insanın en büyük dayanağıdır ve onun için her şey göze alınır. 

Fethi Ahmet ÖNER

Eğitimci/ Yazar

                       fethiahmetoner@gmail.com

Related posts

Leave a Comment