Bir yarışmaya, birinci olup ödül kazanmak umuduyla girenlerin yanı sıra ikinci olma korkusuyla girenler de vardır. Bu korku çok fazla olduğunda o yarışmadan uzaklaştırır. Bu yarış hayat yarışı oldumu korku dahada etkili olur. Peki bir işte başarılı olmayı düşünmek varken neden başarısızlığı düşünerek kendini çökeltir insan?
Güneşi görmeden sıcaklıktan korkmak,karı görmeden getireceği fırtınadan korkmak olur mu hiç? Sıcak veya soğuk sizi doğadan uzaklaştırmaz değil mi? Öyle yada böyle etkinlik bulursunuz o hava durumuna göre. Peki öyleyse neden,güneşi görenler içeri kaçmak ister?
Şekeri yemeden “şeker hastalığım varmı aceba?” diye hiç düşünür müsünüz? Tabiki de hayır, çünkü şekerin kendine çeken bir albenisi vardır. Peki ya neden,küçük bir çocuk şeker yemesinden alıkonulur?
Peki ya ölmek ve sevmek… İnsan neden ölmekten korkar? Uzun bir süreliğine karanlıklara boğulmaktan korktuğu için mi? Peki ya ölülerin bizi gördüğünü vurgulayan kişilere ne demeli? Bunlar bir avutma olamaz. Yoksa mizanına ağır gelen günahları yüzünden mi korkar ölmekten insan? Neden sevapları ağır basmasın ki? Sonuçta,Allah çokça bağışlayandır. Belki o kişinin iki günahını bir sevabıyla silmiştir.
Sevmekten neden korkar insan? Kaybetmekten korktuğu için mi? İyide, kazanırsa,gönlünü birine kaptırdığında ne yapacağını hesaplayamaz insan böyle yaparsa . Belki karşı tarafta kendini sevecektir ve böylece mutlu mesut sürecek sevgileri. Red edilmeye alışık olup herkesten çekinirken,birinin kendini sevince öyle mal gibi kalacağının farkında değildir insan. Çünkü kendini o kadar red edilmeye alıştırmış olur ki insan kabul görünce ne yapar bilemez. Sonra “birbirini sevenler nasıl davranır?”diye düşünerek sevgiyi kendine yabancılaştırır.
Peki ya sen,neden bütün bunlardan korkarsın? Hepsinin ardında bir bilinmeyen olduğu için mi? Hangi kararın arkasında ne tür bir şey olduğunu bilmediğin bir şeyin olduğu için mi? Ama hayat bazen çok sıksa da hep tercihlerle doludur. Sen iyinin ardındakini görmeden iyilikten korkamazsın! Belki de korktuğundan değil,bütün bu cümlelerimin içindeki nedenler ve belkiler ardındadır bıkkınlığın. Seni bu nedenlere iten nedir? Belki seni bu nedenlere iten ne’lerdedir soru işaretlerin. Ve hatta benim kullandığım nedenler ve belkiler yüzünden bu yazı ve biz insanlar bir yarım biteceğiz.
