ACABA NEDİR?-9

Artık tamamen Behçet hastasıydım halk tabirinde, hastaların kendi aralarında kullandığı ifadeyle zengin hastalığı tanısı konmuştu. Cildiye servisinde yatışım mevcutken sıra sıra ve daima göz, nöroloji, fizik tedavi polikliniklerine de gidiyordum.

Fizik tedavi ağrıyan eklem ağrılarıma emar görüntüleme inceleme istedi ve vücut organlarımın çalışması için daimi hareketler yapmamı söyledi. Nöroloji Nöro Behçet olduğumu söyledi. Artık Behçet olduğumu biliyordum. Bunun yanında artık yan dallarını da duymaya başladım.

Doktor sıkıntılı bir durum değil ama yılda iki kere nöroloji ye kontrole gelmen gerekir dedi ama ben o defteri kapatmıştım.

Gözümde zaten üveit atağı mevcut yarı gören gözle göz tedavimi cildiye servisinde alıyordum.

Üveit ataklarında doktorların en güçlü silahı ise koltizondur. Bana o zaman kiloma endeksli ve kilomun biraz daha üzerinde koltizon vermişlerdi. Bunun etkisiyle artık yemek yemeyen ben doymuyordum. Hastanelerde o zamanın şartlarında Bir hasta koğuşu sekiz yataktan oluşurdu. Hastane yemeklerini yemeyen hasta olurdu ben doymadığım için alırdım.  Babam dışardan getirebildiği kadar yemek getirirdi ama ben yine de doymuyordum.   Vücudum da koltizon a bağlı şişme de mevuttu. Ben yemek yedikçe babamın da hoşuna gidiyor kendi kendine maşallah diyordu.  Sürekli yemek yediğimden vücuda enerji geliyor yerimde duramıyordum. Beslenmenin de verdiği enerji ile oyunlar oynuyordum. Behçet hastalığını düşünmüyordum.  Adeta unutuyordum.😊

Devam Edecek…

Related posts

Leave a Comment