AĞLADIM

Ağladım sessizce,

İşte ne olduysa o zaman oldu,

Yokluğuna rehin olmuş bir gece giydim üstüme,

Kinayeli bir sitem iliştirdim usulca boşluğuna,

Bir çözsen aklımdakini!

Ağladımsa alıngan bir vedanın kahrını düğümlemeyesin diye,

Vaktini yitirmiş dönüşlerin anlamı yok artık.

———-

Ağladım sessizce,

İşte ne olduysa o zaman oldu,

Herkes de benimle ağladı,

Kendini gökkuşağına gizlemiş bütün insanlar sancılarıma düştü sanki,

Sabahı bekleyen yanım bomboştu içimde, sadece ağlamıştım,

Terk edilişlerimin sokağında, peşimdeki gölgelerle yeniden tanıştım.

————-

Ağladım sessizce,

İşte ne olduysa o zaman oldu,

Tüm kıyılarım kurşunlanmış, bütün dalgalarım bıçaklanmış,

Karanlığın ve derinliğin zifirine savrulmuş yüreğin,

Ayaklarında bir günahkar sessizliği, kulağında ihanetin fısıltıları,

Bir intihar cesaretiydi, bir yıkımı çoğaltıyordum içimdeki darağacı gölgesinde,

O seni alıp da geri getirmeyen cümlelerin yüklerini kaldıramayıp düşmekten korkardım,

Oysa aynada çözülmedi yüzüm, yoksunluğun ardından görünmedi yüzüm…

—————

Ağladım sessizce,

İşte ne olduysa o zaman oldu,

Bir kez daha ağladım ardımda bıraktığım gençliğime,

Hiçbir şey olmamış gibi maviye boyadım yağmurları,

Gözyaşlarım kendini boşluklara sürüklüyordu, durduramadım.

————–

Ağladım sessizce,

İşte ne olduysa o zaman oldu,

Bin ah sürdüm dudaklarıma,

Ne kadar ağlanılacaksa o kadar ağladım!

Yalnızlık şarkılarıyla  dokunuyorum sesime,

Ağladı dudağımdaki türkü, gözlerimdeki şiir ,

Saçı ağarmış hayallerim, umutlarımı sardı yaralarımı yalayan rüzgarlara,

—————

Ağladım sessizce,

İşte ne olduysa o zaman oldu,

Tuz bastım merhem tutmayan yaralarıma!

Ağladım, yaslanıp yalnızlığın duvarlarına ,

Sarı güller döktüm sessiz kalabalıklara,

Sarı hüzünler döküldü gönül bahçeme,

Kumral saçlarını kokluyorum rüzgarların,

Kimsesiz dolaşıyorum gönül ülkemi her gece,

Gözyaşım dökülürken kaldırımlara,

Gelmiyor beklediğim bahar.

———–

Ağladım sessizce,

İşte ne olduysa o zaman oldu,

Ağladı benimle sarı sabır, ağladı hasret, ağladı zaman,

Ağladı gözlerimdeki şiir,

Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat!

Kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevda,

İçimde binlerce şehir yanıyor her gece,

Ağladı benimle sarı sabır, ağladı hasret,

Ağladı hayat.

Ağladım sessizce,

————

İşte ne olduysa o zaman oldu,

Garip tekrarlara dönüştü ömrüm,

Delicesine kaçıyordum, şehrin o garip masumiyet maskesinin ardındaki kirlilikten…

Kaçtıkça kendime düşüyordum,

Korkularımın saklambacında aradım sesimi,

Kaçtıkça kendime düştüğümden, düşündükçe sana düşmekten delirdim…

———

Ağladım sessizce,

İşte ne olduysa o zaman oldu,

Çok yarım kaldım,

Aynaları kırdım korkak bir telaşla, heyecanla yüzümü öldürdüm,

Yüzümü gizledim, bir tek yüzümü,

Karanlığını susturmaya çalıştığım her gece, mumlar yakıp, sabahın ilk ışıklarına dek başında bekledim,

Acımadan öldürüp içime gömdüğüm her bir umut için, Defalarca kendimden özür diledim,

Affetmedim kendimi,

Her sabah; işte bu sabah diye kendime yalan söyledim.

————

Ağladım sessizce,

İşte ne olduysa o zaman oldu,

Ayrılığın izini sessizliğe, gürültüsünü yüreğine savurdum,

Yağmurda yağıyordu, ölüm kadar sevdiğim sen giderken,

Aklı şaşmış geçmişimin, ıssızlığın orta yerine demirlemiş geleceğim,

Tebessümlerim kaçamak, varlığım hayal, renklerim soluktu,

Küçük bir hıçkırıktım, kirpiklerimden damlayan,

Yol yordam bilmez düşlerimi adımlıyor yangınların,

Gölgelerinden sıyrılıp , hiçliğe açılan kapının eşiğinden gitmeye geç kalmışım,

Bütün yansımana günah duygusu bulaştırarak, duaları kayıp  gecelerimi eksilttim.

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

mesuthan@gmail.com

Related posts

Leave a Comment