Hayatta en büyük yanlışlarımızdan bir tanesi yaşadığımız kötü bir olayı yaptığımız bir yanlışı yanlış bir davranışı ilerleyen süreçte yokmuş gibi davranıp hiç konuşmadan o yanlıştan incinenden karşı taraftan özür dilemek suretiyle gerisin geri dönmeden konuyu halının altına süpürme yok sayma gayretimiz. Hiçbir şey yaşanmamışçasına davranmak yok saymak kırılan tarafın kırgınlığını gidermek yerine daha çok kırılmasını ve kendini son derece değersiz hissetmesini sağlar.
“Şimdi kardeşim olanları niye deşelim görmemezlikten gelelim olmuş bitmiş diyenleri”
“Olan olmuş diyenleri”
“Olmuş ile ölmüşe çare yok diyenleri ” Duyar gibiyim
Olanla ölmüşe çare yok doğru, olan olmuş ama ayrıldığımız bu düşüncelere sahip değerli kardeşlerim; özür dilemek ben bunu bunu yaptım deyip pişmanlığını dile getirip kırılan tarafın özür dileyerek gönlünü almak meseleyi büyütmez küçültür hatta ve hatta kapatır.
Konuşmaktan kastım da konuyu enine boyuna masaya yatırmak saatlerce konuşmak olarak algılanmasın. Benim konuşmaktan kastım özür dilemek ben bunu bunu yaptım deyip pişmanlığını dile getirip kırılan tarafın özür dileyerek gönlünü almak 5 dakika hatta daha kısa bir sürede diyebiliriz.
Aslında hayatta ilişkilerde diyaloglarda çok basit biz zorlaştırıyoruz. Gönül kırmak zor ama gönül almak kolay… Sizi bilmem ama en azından benim için öyle benim beklentimde düşüncemde öyle.
Bu yaptım oldu bitti tavırlarımızdan, efendime söyleyeyim olan oldu kalan kaldı düşüncemizden bir şeyleri bahane edip yaşadığımız kötü bir olayı yaptığımız bir yanlışı yanlış bir davranışı ilerleyen süreçte yokmuş gibi davranıp hiç konuşmadan o yanlıştan incinenden karşı taraftan özür dilemek suretiyle gerisin geri dönmeden konuyu halının altına süpürme yok sayma gayretimizden ne zaman vazgeçersek o zaman çocukluk gençlik yaşlılık merhalelerinden oluşan topu topu üç günlük dünyada biraz daha keyifli yaşayacağız.
Aksi halde neydi o dizinin adı? Ha buldum Yaprak Dökümü Yaprak Dökümü dizisindeki Hayriye Hanım gibi ağzımızın tadı bozulmasın kıvamında yaşadığımız kötü bir olayı yaptığımız bir yanlışı yanlış bir davranışı ilerleyen süreçte yokmuş gibi davranıp hiç konuşmadan o yanlıştan incinenden karşı taraftan özür dilemek suretiyle gerisin geri dönmeden konuyu halının altına süpürme yok sayma gayreti içerisinde hareket etmeye devam edersek kırdığımız incittiğimiz kalpler ile gönüller ile aldığımız ahlar ile alamadığımız helallikler ile çocukluk gençlik yaşlılık merhalelerinden oluşan topu topu üç günlük dünyayı kendimize zindan eder kartopunu büyütür çığ haline getiririz. Kırılan kalbi daha kırar paramparça ederiz. Alın size bu dostunuzdan, kardeşinizden altın tavsiye…
Bu yazıya kayserihakimiyet2000.com adresi üzerinden de ulaşabilirsiniz 😊