İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında zaman zaman geçmişi hatırlıyor ve iç geçiriyoruz. Geçmişe dair özlem dolu cümleler kuruyoruz. Çocukken; akşam ezanına kadar sokakta oynadığımız, acıktığımızda bir elimizde ekmek arası peynirle sokakta oynamaya devam ettiğimiz, bayramlarda aile büyüklerinin evinde bütün sülale bir araya gelip yer sofrasında yemek yediğimiz o günleri özlemle anıyoruz. Peki o günleri gerçekten özlüyor muyuz? O günleri hatırladığımız zamanlara şöyle bir bakılırsa günümüz koşuşturmacasından yorulduğumuz, bireysellikten, günümüz insanının bencilleşmesinden, dost sohbetlerinin azalmasından şikayet ettiğimiz zamanlara denk geldiği görülür. Aslında özlediğimiz o günler değil, o günlerde yaptığımız paylaşımlar, birlikteliklerdir. İyi…
Devamını okuYazar: Öznur Şahan
BAĞIRSAK MI DEDİN?
Herkesin aradığı, kiminin bulduğu, kiminin bulamadığı şeydir mutluluk. Belki de belli bir tanımı olmayan tek şeydir mutluluk. “Mutluluğun resmini yapabilir misin” sorusuna verilebilecek “Evet” cevabı yoktur. Tanımını, resmini yapamadığımız o mutluluğun peşinden koşup duruyoruz bir ömür boyu. Hayattaki bütün çabamız mutlu olmak için. Mutlu olmak için çabalarken yeri geliyor mutsuz ediyoruz birilerini, yeri geliyor ihmal ediyoruz sevdiklerimizi. Sonuç olarak mutlu olmaya çalışırken hem mutsuz ediyor hem mutsuz oluyoruz. Peki, mutlu olmanın yolu nereden geçiyor? Mutlu olmak zannettiğimizden daha kolay olabilir mi? Sinir bilim dalı ve insan yaşamını doğrudan etkileyen alanlarda…
Devamını okuEY İSTANBUL!- 2
Kime İstanbul’a olan aşkımdan bahsetsem; İstanbul’un nesine âşık olduğumu soruyor. Şimdi ben size nasıl anlatayım ki bu aşkı? Mazhar Fuat Özkan’ın Bodrum Bodrum şarkısını bilirsiniz. Nasıl anlatsam Nereden başlasam Bodrum Bodrum Şeklinde sözleri olan. Benimki de o misal. Böyle bir aşk nasıl anlatılır? Söze nereden başlanır? Yol; düşünmekle değil, adım atmaya başlamakla kat edilir misali başlıyayım anlatmaya. Herkes İstanbul’un kalabalığından ve keşmekeş trafiğinden dem vuruyor. İstanbul’da yaşayan da yaşamayan da İstanbul’la ilgili hep aynı dertten muzdarip. Böylesine kalabalık ve pahalı bir şehirde yaşanmayacağını, yaşansa da mutlu olunamayacağını söylüyorlar. Aslında bir…
Devamını okuYANLIŞ ANLADIK
Geçen gün instagram’da bir paylaşım gördüm. Hastalıkların bağlantısı olarak travmalar üzerinde araştırma ve çalışmalar yapan, eğitim ve seminerler veren Alpay Yiğit: “Hayallerinizin gerçekleşmesine engel olan negatif düşünceleriniz nelerdir” diye sormuş. Yorum kısmına da cevaplarımızı yazmamızı istemiş. Yorumlara şöyle bir göz attım neler yazılmış diye. Aman Allah’ım! Okuduklarım karşısında şaşkına döndüm. Kimi araba istediğini yazmış kimi ev istediğini. Alpay Yiğit de her yorumdan sonra cevap yazmış “Lütfen yazıyı tekrar okuyun” diye. Ya hu kardeşim! Hadi bir kişi yanlış okudu, iki kişi yanlış okudu normal. İyi de bir yazı bu kadar da…
Devamını okuGEÇMİŞ OLSUN
Görüyorum ki, bazı insanlar “Çamur at izi kalsın” anlayışı içinde. Anlayış dediğime bakmayın siz. Pek anlaşılacak bir şey değil, içinde bulundukları anlayış. Maalesef ki o çamurun bir gün kendi ellerine de bulaşabileceğini hesaba katmıyorlar. Aynı çamura bir gün kendilerinin de maruz kalabileceğini düşünemiyorlar. Kim bilir belki kıskançlıktan belki de ciğere uzanamayıp aç kaldıkları için yapıyorlar bunu. Belki de o an tek düşündükleri günü kurtarmak. Sanki dünya tek günden ibaretmiş gibi. Evet, atılan o çamurun izi kalıyor belki. Kendini aklamak için uğraşıp duruyor sevgili kurban. Çamuru atanlar da bunun tadını çıkarıyor…
Devamını okuÇEKMECEMDEKİ MEKTUPLAR-3
Seninle nasıl tanıştığımıza hatırlıyor musun? Ben hatırlamıyorum. Zaten o kadar küçüktüm ki, hatırlamam mümkün değil. Belki sen hatırlıyorsundur. Nerede, ne zaman tanıştık? Nasıl tanıştık? Biraz anlatır mısın? En ince ayrıntısına kadar anlatsan, bilmem gereken ne varsa öğrensem sonra da çıkıp gitsen hayatımdan. Evet doğru okudun. Hayatımdan çıkıp gitmeni istiyorum artık. Gelişin nasıldı bilemiyorum ama gidişin kolay ve çabuk olsun istiyorum. Senin bana yakın olduğun zamanları şöyle bir düşünüyorum da her biri bir diğerinden zor anlar oldu benim için. Senin bana yakın olduğun her an bir şeylerden uzak kaldım, mahrum kaldım.…
Devamını okuEY İSTANBUL!
Okuyanlar bilir. Geçen haftaki yazımın sonunda “Harekete geçmek nedir bilir misin Züleyha” diye sormuştum. Bu bağlamda harekete geçmenin ilk adımını attım. Bu adımı atma konusunda bana her türlü destek olan arkadaşıma çok teşekkür ediyorum. İnsanın yalnız olmadığını bilmesi ve psikolojik destek alması çok güzel bir şey. Arkadaşımın desteğiyle yarım kalan tedavime yeniden başladım. İnternetten randevuyu aldım ve bu esnada diğer ayrıntılara odaklandım. Bir hafta önce almış olduğum hastane randevusunun günü gelip çattı ve hastaneye gitmek üzere yola çıktım. Çok güzel bir şekilde hafif hafif yağmur çiseliyordu. Bir an derin derin…
Devamını okuAH BE ZÜLEYHA!
Ben çocukken Yılmaz Erdoğan’ın senaryosunu yazdığı ve başrollerde Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ başta olmak üzere Zerrin Sümer, Altan Erkekli gibi tiyatro oyuncularının yer aldığı Bir Demet Tiyatro adında bir televizyon tiyatrosu vardı. Salı akşamlarını iple çekerdim Bu televizyon tiyatrosunu izlemek için. Komedi türündeki tiyatro oyununda Eyvah Necdet adında bir karakter vardı ki, adının neden “Eyvah Necdet” olduğunu bilenler bilir; bilmeyenler de tahmin edebilir sanırım. Şimdi durduk yere neden bunu anlatıyorsun ki diyebilirsiniz. Bir nedeni var elbette. Nedeni şudur ki; Bu tiyatroda sürekli tekrarlanan bir durum vardı. Eyvah Necdet, Züleyha’nın yanına…
Devamını okuSENİ SEVİYOR MUSUN?-2
Hayır hayır yanlış görmedin. Beni seviyor musun değil, seni seviyor musun? Hatırlarsanız geçen haftaki yazımda, içimizde bulamadığımız onaylamayı dışarıda aradığımızdan, kopyalanmış hayatlar yaşayıp kendimize yabancılaştığımızdan bahsetmiştim. Peki neden onaylanmayı dışarıda arıyor ve kendimizi başkalarıyla kıyaslıyoruz hiç düşündünüz mü? Aslında bunun nedeni çocukluğumuzda yatıyor. “Hadi ama yine mi çocukluğumuz” dediğinizi duyar gibiyim. Evet yine çocukluğumuz. Bugün hayatımızı şekillendiren birçok şeyin temeli çocukluğumuzda atılıyor. Uzmanlar, anne ve babanın çocuğa karşı tutumunun çocuğun ileride nasıl bir kişi olacağını belirlediğini ve onun kişilik, zihinsel ve sosyal gelişimi üzerinde oldukça etkili olduğunu söylüyor. Gelin bu…
Devamını okuFOTOĞRAFHANE-12
Özlem Ürekli nin objektifinden
Devamını oku