SENİ SEVİYOR MUSUN?

Hayır hayır yanlış görmedin. Beni seviyor musun değil, seni seviyor musun? Bu da ne demek şimdi, insan kendini sevmez mi hiç diyebilirsiniz. Tabii ki de insan kendini sever ve sevmelidir de. Kendini sevmek derken narsist olmaktan ya da egoist olmaktan bahsetmiyorum. Karşımızdakini sevdiğimiz gibi kendimizi de sevebilmekten bahsediyorum. Yani kendini gerçekten bütün artılarınla ve eksilerinle seviyor ve kabul ediyor musun? Farkında mısınız? Son zamanlarda herkes sosyal medyada beğenilme ve onaylanma arzusu doğrultusunda paylaşımlar yapıyor. Bu da gösteriyor ki, aslında içimizde bulamadığımız onaylanmayı dışarıda arıyoruz. İçten içe kendimizde rahatsız olduğumuz, beğenmediğimiz…

Devamını oku

KIRILMIŞLIKLARIM

Film izlemeyi sever misiniz diye sorsam herhalde çoğunuzun cevabı “Evet” olur. Hatta bazılarınız sıkı bir film izleyicisi ve eleştirmeni de olabilir. Ben öyle çok fazla film izlemem ama izlediğim zaman da kaliteli olsun isterim. Zaman geçirmek için izlemem filmleri. Zaman zaten bir şekilde geçiyor. Hatta bazen fazlasıyla hızlı geçiyor. İzlediğim filmden hem keyif almak hem de bir şeyler öğrenmek, ders çıkarmak isterim. Siz de kabul edersiniz ki, insan isteyince aradığını buluyor. İzlediğim filmlerden biri var ki ve o filmde öyle bir söz var ki, zaman zaman kulaklarımda çınlıyor. Özellikle de…

Devamını oku

UNUTMAK MI? UNUTMAMAK MI?

Son zamanlarda kiminle konuşsam çok unutkan olduğunu söylüyor ki buna ben de dahilim. Sonrasında başlıyor unutkanlık üzerine konuşmalar… Herkes kendince unutkanlığım bu denli artmış olmasının nedenlerini sıralıyor. Kimine göre çok fazla televizyon izlemek unutkanlığa sebep oluyor. İnsana hiçbir fayda sağlamayan adeta beyni uyuşturan ve insanı düşünmekten alıkoyan programlar unutkanlığın başlıca nedenlerinden biri. Kimine göre ise tablet, bilgisayar, akıllı telefon kullanmaya bağlı radyasyona maruz kalmak unutkanlık yapıyor, Kimine göre, başta antibiyotik olmak üzere çok fazla ilaç kullanıyor olmak ve genetiği değiştirilmiş gıdalar. Unutkanlığın nedenine bağlı fikirler farklı olsa da hemfikir olduğumuz…

Devamını oku

NEREDEN NEREYE 7

Defterini, kalemini ve kahvesini pencerenin önündeki masanın üzerine koydu. Dışarıda hafif hafif yağmur çiseliyordu. Aslında böyle havalarda elleri ceplerinde yürüyüş yapmayı çok severdi ama her nedense bugün hiç dışarı çıkmak istemiyordu. Masanın köşesindeki nostalji görünümlü radyosunu açtı. Radyodaki şarkıya eşlik ederek sandalyeyi yavaşça çekip oturdu. Ömrümce hep adım adım Her yerde seni aradım Ben kalbimden başka yerde İnan seni bulamadım Çocukluğundan beri Türk sanat müziği dinlemeyi ve karakalem çalışması yapmayı  çok severdi. Mahalledeki arkadaşları pop müzik dinlerken o sanat müziği dinliyordu. Oldum olası hep sıradışı olmuştu. Defterin sayfalarını çevirirken evdeki…

Devamını oku

ÇEKMECEMDEKİ MEKTUPLAR-2

Nasılsın? Bugüne kadar herkesin halini hatırını sordum da bir seninkini sormadım. Herkesle yakından ilgilendim de bir seninle ilgilenemedim. Aslında en çok sana sormalıydım “Nasılsın” diye. En çok senin yaralarına merhem olmalıydım. Vaktimin çoğunu sana ayırmalıydım. Bana, nasıl olduğumu soranlara anlattım kendimi; oysa en çok sana anlatmalıydım, sana dökmeliydim içimi. Biliyor musun yine de geç değil sormak için, İlgilenmek için. Nasıl olduğunu az çok biliyorum ama yine de soruyorum “Nasılsın”. Ben bugünlerde kendimi pek iyi hissetmiyorum. Bugünlerde boşlukta gibiyim. Duygularım karmakarışık; düşüncelerimse gelgit halinde. Düşüncelerim; “Hadi kalk gidelim yapılacak çok şey…

Devamını oku

NEREDEN NEREYE 6

Montunu ve çantasını vestiyere astı. Yanında getirdiği küçük bavulu duvara dayayıp lavaboda elini yüzünü yıkadı. “Bu sefer bitti! Kesin boşanıyorum. Böyle olmayacak; kendini de beni de batıracak bu adam” diyerek salona geçti. “Geçen sene boşanmalıydım ama ben ne yaptım? Affettim, inandım, güvendim” dedi ve tekrardan ağlamaya başladı. Arkadaşına ne diyeceğini, onu nasıl teselli edeceğini bilemiyordu. Kendisinin teselli edilmeye ihtiyacı varken şimdi kendisi teselli edecek taraftaydı. Pek hoş teselli edilmekte istemiyordu. Tek istediği bugünü nişanlısının ve arkadaşlarının anılarıyla geçirmekti. Kendini hazır hissettiğinde de arkadaşlarını arayacaktı. Oysa şimdi içinde bulunduğu bu durum,…

Devamını oku

FARKINDA MIYIZ?

1992 yılında Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği bir farkındalık günü 3 Aralık. Peki  farkında olmak ne demek?  Herkesin dilinde bir farkındalık sözü almış başını gidiyor. Farkında olmak demek: gözünden kaçmamak, anlamak, sezmek anlamına geliyor. Peki neyin farkındayız? Engellilerin farkında mıyız? Onların sorunlarının, ne düşündüklerinin, ne hissettiklerinin farkında mıyız?  Onların da birey olduğunun, insanca yaşama, çalışma, barınma haklarının olduğunun farkında mıyız? Bir siyasetçinin,  sanatçının, herhangi bir tanıdığımızın savunuculuğunu yaptığımız gibi bir engellinin savunuculuğunu yapabiliyor muyuz ya da onlara kendilerini savunma, duygu ve düşüncelerini ifade etme hakkını veriyor muyuz? Yolda, otobüste, markette, pazarda…

Devamını oku

NEREDEN NEREYE 5

Bir hafta sonra bilgisayarın başına geçip uzun zamandır açmadığı o klasörü açtı. Hayatının en güzel günlerinin yer aldığı fotoğraflara bakmaya başladı. Daha ilk fotoğrafta gözleri doldu, boğazı düğümlendi ve kalbinin sıkıştığını hissetti. Bunu yapmak istediğine emin miydi bilemedi. Yutkundu, elini boğazına götürdü, derin bir nefes aldı, gözlerini kapatıp gevşemeye çalıştı. Neredeyse bir yıl olmuştu gideli. Ömürden ömür, candan can götüren bir yıl. Tekrardan yutkundu ve gözlerini açtı. Tam da karşısında duruyordu. Sıcacık gülümsemesiyle gözlerini dikmiş kendisine bakıyordu. “Merhaba nasılsın?” diye bir ses çıktı dudaklarının arasından belli belirsiz. Kollarını iki yana…

Devamını oku

ÇEKMECEMDEKİ MEKTUPLAR

Duydum ki bu aralar zor günler geçiriyormuşsun. Küçük bir kaza atlatmışsın. Biliyor musun bunu duyduğumda üzüldüm ve seni aramak istedim ama arayamadım. Arasam “Nasılsın? geçmiş olsun” faslını geçtikten sonra ne konuşacağımızı bilemedim. Doğaçlama gelişirdi konuşmamız elbette ama ne zaman seni arayacak olsam “Arama” dedi senin sesin sanki. Ben de aramadım, cesaret edipte arayamadım. Oysa Bir zamanlar konuşacak o kadar çok şeyimiz vardı ki, gün biterdi de bizim konuşacaklarımız bitmezdi. Sonra sende bazı değişiklikler başladı. Telefonlarımı açmaz, mesajlarıma cevap yazmaz oldun. Zamanla uzaklaştın Ve bir gün gittin. Öyle bir gittin ki,…

Devamını oku