BİZİMKİSİ BİR AŞK HİKAYESİ

“Sizin Saltanatınız Gözleriniz Açık Olduğu Sürece Var Olacak, Bizim Saltanatımız İse Gözlerimiz Kapandığında Başlayacak.”

“Bedava otobüsler kaldırılsın – Vergi indirimleri kaldırılsın – Ücretsiz demiryolu, havayolu, vb. ulaşım hakları kaldırılsın…” gibi fikirler ortalıkta dolaşırken ben de bir-iki kelam etme ihtiyacı hissettim.

Büyükşehir Belediyesinde yetkili bir abimiz bana:

“Bak! Size ne güzel bedava ulaşım sağladık…”

Deyince kendisine verdiğim

“Hangi otobüse bineceğimi ve nerede ineceğimi bilmedikten sonra bir önemi yok. Ücretli olsun ama dezavantajlarımızı ortadan kaldırın.”

Şeklindeki cevabım sonrasında birlikte yaklaşık olarak 1,5 yıl süren  bir ‘Engelsiz çalıştay’ başlatmış ve engelliler adına birşeyler yapmaya çalışmıştık.

Fazla birşeyin değiştiğini söyleyemeyeceğim. Yıllar önce yaptığım seslenişi TÜM HERKESE tekrar ediyorum:

Bu sadece benim hikâyem değil, benzer durumda olan yüzbinlerce arkadaşımın yaşamı da üç aşağı beş yukarı bu şekilde. Yani kişisel trajedi olarak dramatize edilecek yaşamlarımız yok! Ama bu demek değil ki her şey güllük gülistanlık! Bilakis, etrafımız kamusal kararların dışlayıcılığı ve çevremizdekilerin umursamazlığı nedeniyle örümcek ağlarıyla dolu.

İki lafından biri “birlikte yaşamak, kardeşlik, dayanışma, aile, komşuluk, dostluk, iyilik, vicdan, saygı, özgürlük” vb. olan politikacılar, bürokratlar ve sizler, uzandığımız her yere oracıkta takılıp kalmamıza neden olan ağlar bırakıyorsunuz.

Bir başka deyişle, aslında bakıma ihtiyaç duymayı zor hale getiren sizlersiniz.

Engelli  komşu istemeyen,

Ana okulundaki engelli  çocukları “çocuklarımızın psikolojisi bozuluyor” diye evlerine gönderten,

mahalledeki okulda eğitim görmesini engelleyen,

sakatlığıyla alay edip sınıfta küçük düşüren,

hasbelkader eğitim almışsa iş arkadaşı olarak görmek istemeyen,

işe almayan,

aşılmaz kaldırımlarla, ulaşılmaz yollarla, binilemeyen toplu taşıma araçlarıyla dışarı çıkmasını engelleyen,

bakım ihtiyacı ve gelir desteği için yanlış değerlendirmeler yaparak büyük çoğunluğu sosyal güvenlik şemsiyesinin dışında tutan,

bütün yükü ailenin sırtına bindiren,

hastanelerde rapor çilesini ve saygısızlığı reva gören,

sürücü belgesi almasını engelleyen,

emeklilik hakkını bürokratik çileye döndüren,

saygın vatandaşlık hakkını zekât mantığıyla iane vermeye döndüren,

görüşü alınacak saygın bireyler olarak masaya oturtmayan,

sevmeyen, saygı duymayan,

kızına engelli damat, oğluna engelli gelin yakıştırmayan,

selamı esirgeyen,

hâsılı engellileri dışarda tutmak için yapılması gereken her şeyi layıkıyla yapan,

SİZLERSİNİZ…

Görme, işitme, bedensel ve zihinsel engelli tüm kardeşlerimizin dezavantajları ortadan kaldırılmalıdır. Adalet ve eşitliğin gereği budur. Bizlerin veya sizlerin yaşayabileceği ikinci bir evren yoktur. Birlikte yaşamayı sürdürmek öncelikle “insan” olmanın gereğidir.

Bütün dezavantajların ortadan kaldırıldığı engelsiz bir dünya diliyorum.

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

mesuthan@gmail.com

Related posts

Leave a Comment