BURNUMUN DİKİ

İnsanın kendine inanması,kendini sevmesi ve kendi bakış açısının dikine gitmesi kadar evrende lezzetli hiç bir şey yok.Gerekirse burnunuzun dikine kadar gitmek bazen o kadar gereklidir ki,bazı kapıları zorlamak gerekir zira. .Ve bazen o “burnunuzun diki”denilen yer öyle güzel ki,inanın o kapının zorlandığına, sonuna kadar değiyor.Herkesin evreni algılama şekli başkadır.Kimisi en derinliklerine kadar sızar,kimisi yüzeyde kalır.Hani denizde suyun yüzünde çırpınıpta ,derinliklerine daldığını sanan kimi insanlar gibi.Biz ve bizim gibiler ,o insanlara suyun derininliklerine dalamadığını ,sadece sandığını ,oralarda nasıl bir dünya olduğunu asla anlatamayız.

Çünkü biz onlardan çok farklıyız.Kendine münhasır ,tropik insanlarız.Bir çok kişi bu tabirle beni, “kendini beğenmiş” olarak adledecek belki ama “kendini sevmek”le,”kendini bir şey sanmak”arasındaki farkı asla bilemeyecekler.Kendini sevmek,kendine önem vermek,değerli olduğunu hissetmek,saygınlığını korumak için o kadar gerekli dir ki,kişinin duygusal refahı içinde son derece önemlidir.”Canım kendimle,dünya benim etrafımda dönüyor”u karıştırmadığımız sürece ,canını sevmenin nasıl bir kötü yanı olabilir ki.Öz sevgimiz ,çevremizdeki bize yakın olan kişiler için de gereklidir.

Sürekli şikayet eden,ruh hali olumsuzluklarla dolu,her an mutsuz bir potantiyele sahip, negatiflik saçan kişinin kendini sevdiği düşünülebilir mi?Kim ister ki,çevresinde böyle karakterler olsun?Bu sebepten ,öz sevgin için mutlu olduğun her neyse(insanlığa zarar vermediğin sürece) mücadele etmekten asla vazgeçmemek gerek.Gerekirse burnumuzun dikini keşfederek ,gerekirse bencilliğe varmadan kendimizi severek ,gerekirse açılmaz denilen kapıları tekmeleyerek.Hayat o kapının kendiliğinden açılmasını bekleyemeyecek kadar kısa.Benim serüvenimse,o kapının önüne elimden tutup”aç o kapıyı ve ek artık tohumlarını” diyerek getiren kişiyle başladı.Kapıyı açtım,torbamda biriktirdiğim tohumları itinayla ektim.Şimdi hasatı beklemedeyim.Bu haftaki yazımı da bencillik olarak addetmezseniz kendime ve bir bebek gibi karnımda büyüttüğüm sancılarımda desteğini esirgemeyen dostum Saniye’ye ithaf ediyorum.Çok yakında doğacak olan bebeğimi,kitabımı yayın evine uğurlamanın mutluluğu içindeyim.Ve tek dileğim, okuyanı anlayanı çok olsun.Hayatımızda kendimizi çok seveceğimiz ,bir çok güzel anılarla dolsun.Herkese sevgiler diliyorum.

Related posts

One Thought to “BURNUMUN DİKİ”

  1. Mesut Hekimhan

    Yaşamla inatlaşmadan, inadına yaşamak bu olsa gerek. 🙂

Leave a Comment