Sevgili dostum
Bugün hem büyük bir rahatlık içindeyim hem de öğrendiklerimin verdiği yükten dolayı, öğrendiklerimi hazmetmeye çalışmanın zorluğu içindeyim. Ancak genel olarak büyük bir rahatlık, huzur, mutluluk ve kanaat içinde olduğumu söyleyebilirim.
İnsan, kaybına hiç sevinir mi? Ben bugün yakın zamandaki bir kaybımdan dolayı mutluyum. Aslına bakarsan kayıp zannettiğim ve çok üzüldüğüm bir şeyin benim için bir arınma, kurtuluş hatta bir kazanç olduğunu öğrendim. Ah, sevgili dostum! Şu hayatta o kadar az şey biliyoruz ki. “Eğer bilmediklerim ayağımın altında olsaydı, başım göğe değerdi.” demiş Ebu Hanife. Oysa biz bildiklerimiz çokmuş gibi o yükün altında eziliyoruz. Öyle bilmediklerimiz var; bilmediğimizin farkındayız. Ancak öyle bilmediklerimiz de var ki bildiğimizi zannediyoruz. Bildiklerimizin arka planında kalan bilmediklerimizi hatta öğreneceklerimizi bir düşünsek…
Bir düşünsene dostum
Çok sevdiğin, değer verdiğin biri küçük bir odanın içinde bir yatakta yatıyor. Yatağın etrafında elleri eldivenli, yüzleri maskeli adamlar var. Bu adamlar, ellerindeki küçük bıçakla sevdiğin kişinin karnını kesiyorlar. Çok ürkütücü öyle değil mi? Böyle bir şey olsa bağırırsın, yalvarırsın “Yapmayın” diye. Hatta polisi ararsın. Ancak bilsen ki, o adamlar doktor. Aslında sevdiğin kişiye zarar vermiyorlar. Onun iyileşmesi için ameliyat ediyorlar. İşte o zaman bağırmazsın, yalvarmazsın, polisi aramazsın. Aksine, doktorların işlerini en iyi şekilde yapabilmeleri için dua edersin. İşte bizim yaşadıklarımız da buna benziyor. Öncesinde olayın iç yüzünü bilmediğimiz için üzülüyoruz. Ne zaman ki işin aslını öğreniyoruz; üzülecek bir şey olmadığını anlıyoruz. Benim yaşadıklarım da bunun gibi. Bilmiyorum dostum, hiçbir şey bilmiyorum. Öğrendiklerimle ilgili daha fazlasını bilmek ister miyim onu da bilmiyorum. Ne öğrendiğimi sorma dostum. Eminim merak ediyorsundur, öğrenmek istiyorsundur haklı olarak. Şu kadarını söyleyebilirim ki, gidenlerin arkasından mutluluk şarkıları söylüyorum. Bembeyaz bir sayfa açtım yarınlarım için. Şimdi o eski ve kirli sayfaları tek tek yırtıp çöpe atıyorum. Ne kadar fazlalık varsa hepsini atıyorum; kurtuluyorum onlardan. Elimde kalem, önümde kağıt yeni hayatıma “Merhaba” diyorum
DEVAM EDECEK…