“Şimdi bu da nereden çıktı?” dediğinizi duyar gibiyim. Bugün kulaklarım sağır, sizler de kapatın gözlerinizi ve bu kör kardeşinizi can kulağınızla dinleyin ve gönül gözünüzle seyredin. Zira can güvenliğimiz için tehlike çanları çalıyor artık. Güzel yurdumun her köşesinden sahipsiz ve başıboş köpeklerin başta insanlarımız olmak üzere her türlü canlı varlıklara verdikleri zarar haberleri artarak gelmeye devam ediyor.
Öncelikle şunu herkes bilmelidir ki köpekler vahşi hayvanlardır ve kontrol altında tutulmazlar ise her canlı varlığın canına zarar verebilirler. Eğitildikleri ve kontrol altında tutuldukları zaman rehber köpek, narkotik köpek, bekçi köpek gibi kendilerine yakışan sıfatlarla rahatlıkla kullanılabilen köpekler, sahipsiz kaldıkları zaman bir ölüm makinasına dönüşüp doğal yaşam döngüsünü ortadan kaldıracak derecede zararlı olurlar.
Üreme kabiliyetleri üst düzeyde olan bu hayvanlar kısa zaman içerisinde bir sürü haline dönüşüp çeteler oluşturabilirler.
Çeteleşen bu hayvanlar ülkemiz iç ormanlarının çoğunda doğal yaşam döngüsüne büyük zararlar vermişler ve diğer hayvanların yaşamlarını sürdürmelerine engel olmuşlardır. Alan sahiplenme iç güdüsüyle hareket eden bu canlılar bölgelerinde başka hiçbir canlının yaşamasına izin vermemektedirler.
Bugün ülkemizde sayıları artık on milyonları aşan sahipsiz köpekler insanlarımızın yaşam alanlarını da işgal etmeye başlamışlardır. Tüm insanlarımız için tehlike büyürken öncelikle çocuklarımız, yaşlılarımız, engellilerimiz bu vahim durumdan daha çok etkilenmektedirler. Kendisini köpeklere karşı savunmakta dezavantajlı durumda olan toplumumuzun bu kesimleri için hayat giderek daha da zorlaşmaktadır. İnsanlar açısından ıssız sayılan bölgelere girmek gün geçtikçe zorlaşmaktayken kalabalık bilinen yerlere bile artık geceleri bile çıkmak iyice zorlaşmıştır. Dezavantajlı kardeşlerimiz artık güvenlikli bir şekilde dışarı çıkmakta zorlandıklarından günlük ihtiyaçlarını bile kendi başlarına karşılayamaz duruma gelmişlerdir.
Görme engelli bir öğretmen olarak evimin yakınında bulunan okuluma bile giderken bir çok defa yaklaşık 35-40 kiloluk kırma kangal köpeklerinin eşliğinde yürümek zorunda kalıyorum. Daha önceleri çalıştığım okulum uzaktı ve ıssız bölgelerden yürümek zorundaydım. Bu esnada 2-3 defa başıboş köpeklerin saldırısına maruz kaldım. Bir iki defa çocuklarımızı kovaladığına şahit olduğum bu köpekler iyice kalabalıklaşıp çeteleştiğinde ise nasıl tehlikelere maruz kalabileceğimizi ise geçmiş olaylar bize maalesef gösteriyor.
Köpeklerin tanrılaştırılması, Hindistanda yaşanan olaylar, köpek yemi satan oluşumların rant amaçlı çalışmalarına hiç Girmeden çözüm önerilerimi de sunayım ki sahte hayvansever progilleri geri çekilsin gerçek can severler de rahat etsinler.
- Başıboş, sahipsiz köpekler insanların ve köpeklerin kendileri de dahil olmak üzere diğer hayvanların canlarına zarar vermektedirler.
- Kuduz tehlikesini yaymakta olup ülkemize ayrıca maddi ve manevi zarar vermektedirler.
- Dışkıları vasıtasıyla kuduz, kist hidatik gibi tehlikeli bulaşıcı hastalıkları yaymaktadırlar.
- Ormanları, deniz kıyılarını, parkları kirletmektedirler. Çocuklarımız bulaşıcı hastalık tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Benzeri tehlikeleri ve zararları daha da fazladır.
Gelin bu işi suiistimal etmeden ve hiçkimsenin de suiistimal etmesine izin vermeden çözelim. İnsanlarımız ölüyor, her yıl en az 300.000 kişi köpekler tarafından ısırılıyor.
Yem rantlarına verilen paralarla ülkenin tarım ve hayvancılığı dünyada zirve yapar.
Kontrolsüz köpek varlığı güvenlikli yaşama engel oluyor.
Başıboş köpekleri barınaklara alın, sahiplenin, aşılayın, kısırlaştırın, maskesiz ve tasmasız dolaştırmayın. Sahiplenilmeyen köpekleri uyutun, zira artık sayıları beslenilmelerini ekonomik olarak ülkemizin kaldıramayacağı derecede çoktur. Yeni barınaklar aşırı artan köpek sayılarını kaldıramayacaktır. Aç ve sokakta kalan insanlarımızı düşünün. Tehlike altındaki çocuklarımız sizin çocuklarınız, kendini savunamayan yaşlılarımız sizin büyükleriniz ve dezavantajlı insanlarımız da sizin kardeşlerinizdir.
İnsan olmak bunu gerektirir, her can önemlidir.
Öncelikle bir insanı sevmekle başlar herşey.
İnsanın sevildiği, güvenlikli bir yaşam dilerim.
Mesut Hekimhan
Eğitimci Yazar