ABD’de Biyoteknoloji Yolculuğumun 2. Gününden;
ABD’de geçirdiğim bu özel eğitim programının ikinci gününde sabahın erken saatlerinde heyecanla güne başladım. Otelden biz usta öğretmenleri alan ABE (Amgen Biotech Experience) ekibi, otobüsle doğrudan AMGEN firmasının Dr. Raymond F. Baddour Laboratuvarı’na götürdü. Henüz binaya adım atmadan önce, tabeladaki isim dikkatimi çekti: Raymond F. Baddour. Kimdi bu kişi?
Merakla kısa bir araştırma yaptım. Meğer Raymond F. Baddour, MIT’de Kimya Mühendisliği profesörü ve bölüm başkanı olarak görev yapmış; vizyonerliği, bilime katkıları ve girişimcilik ruhuyla iz bırakmış çok önemli bir isimmiş. Enerji, çevre ve biyomühendislik alanlarında çığır açan çalışmalara öncülük etmiş, biyoteknoloji dünyasının devlerinden Amgen’in de kurucularından biriymiş. Aynı zamanda ilham veren bir eğitimci olarak pek çok gence ışık olmuş. 2017 yılında vefat etmiş, ancak bugün onun adı bu modern laboratuvar binasında yaşamaya devam ediyor.

Bu etkileyici bilgileri sindirdikten sonra binaya giriş yaptık. Konferans salonunda program açılışı yapıldı. ABE yetkilileri kısa konuşmalarla bizi selamladı, ardından hep birlikte bir toplu fotoğraf çekimi gerçekleştirildi. Daha sonra, binanın en üst katındaki eğitim alanına geçtik. Burada bizleri küçük gruplara ayırdılar ve her birimiz sırayla grup arkadaşlarımıza kendimizi tanıttık. Benim bulunduğum masada Avustralya, Hollanda, ABD’nin Rhode Island eyaleti, Kanada ve Türkiye’den öğretmenler vardı. Toplamda altı kişiydik. Tanışmaların ardından, her bir öğretmen kendi ülkesinde “usta öğretmen bursu” çerçevesinde yaptığı çalışmalardan bahsetti. Özellikle biyoteknoloji alanında yapılanları dinlerken, sadece bilgi değil, tutku ve özveriyle yürütülen harika projelerle karşılaştım. Bu kadar disiplinli ve yaratıcı çalışmaları görmek gerçekten büyük bir ilham kaynağı oldu.

Program oldukça etkileşimliydi; daha sonra masalar değiştirildi ve farklı ülkelerden gelen öğretmenlerle bir araya gelip deneyim paylaşımında bulunma şansı yakaladık. Her konuşmada bilimsel heyecanın evrensel diliyle buluştuk. Bu süreçte, ülkem adına orada bulunmaktan, Kayseri’nin adını Sidney, Amsterdam, Toronto gibi şehirler arasında duyurmaktan onur ve gurur duydum.
Öğle aramızdan sonra ABE ekibi kendi yürüttükleri projelerle ilgili sunumlar yaptı. Program öyle dakikti ki, her şey dakika dakika ilerliyordu. Her detayı özenle düşünülmüş, disiplinli ve verimli bir planlama vardı.

Günün sonunda ise katılımcılar için şehir turu düzenlendi. “Duck tour” adı verilen bu turda bizi hem karada hem de suda gidebilen özel bir araca bindirdiler. Yaklaşık bir buçuk saat süren bu turda rehberimiz maşallah hiç susmadı diyebilirim; şehri tüm yönleriyle anlattı. Nehirde de kısa ama keyifli bir tur yaptık. Bu deneyim hem dinlendirici hem de eğitici oldu.
Sonrasında tekrar otele dönerken günün yorgunluğu yerini tatlı bir memnuniyete bıraktı. Bugün hem bilimin uygulandığı bir merkezde bulunmanın onurunu yaşadım hem de dünyanın dört bir yanından gelen meslektaşlarımla bilgi, tecrübe ve umut paylaştım. Bilimin birleştirici gücüne bir kez daha tanıklık ettiğim bugünü uzun süre unutmayacağım.
Fethi Ahmet ÖNER
Eğitimci/ Yazar
fethiahmetoner@gmail.com