EĞİTİM GEZİSİ HATIRALARI-3

ABD’de Biyoteknoloji Yolculuğumun 3. Gününden;

ABD’de geçirdiğimiz üçüncü gün, bilim ve eğitim adına unutamayacağım deneyimlerle doluydu. Sabahın erken saatlerinde ABE (Amgen Biotech Experience) ekibi, dünyanın dört bir yanından gelen öğretmenleri otelimizden alarak bizi Dr. Raymond F. Baddour Laboratuvarları’nın bulunduğu eğitim merkezine götürdü. Henüz gün başlamadan bile içimde tatlı bir heyecan vardı. Çünkü bu eğitim, sadece teorik değil, aynı zamanda bizlere birçok deneyim kazandıracak şekilde planlanmıştı.

Günün ilk bölümünde, salonun duvarlarına asılan büyük flipchart kağıtlarında çeşitli soru başlıkları yer alıyordu. ABE ekibi bizden, bu başlıklarla ilgili düşünce ve önerilerimizi yazarak paylaşmamızı istedi. Hepimiz sırayla fikirlerimizi yazdık, kimi zaman yazarken düşündük, kimi zaman başkalarının fikirlerinden ilham aldık. Ardından her konu başlığı için en beğenilen üç fikri belirlemek üzere tekrar kağıtların başına gidip işaretleme yaptık. Bu etkinlik bizlere hem kolektif düşünmenin önemini hem de farklı bakış açılarını keşfetme şansı sundu.

Bu keyifli çalışmanın ardından deneyim paylaşımına geçildi. Farklı ülkelerden gelen öğretmenlerin sınıflarında neler yaptıklarını dinledik, uygulamalarını öğrendik. Her bir paylaşım, öğretmenliğe dair yeni bir bakış açısı kazandırdı. Ancak benim için en heyecan verici kısım, gezmek için sabırsızlandığım biyoteknoloji laboratuvarlarıydı. İtiraf etmeliyim ki, tam anlamıyla büyülendim.

Yaklaşık altı biyoteknoloji laboratuvarını gezdik. Her biri büyük, karmaşık ve bir o kadar son teknoloji cihazlarla donatılmıştı. Laboratuvarlara girmeden önce bizleri küçük gruplara ayırdılar ve gerekli güvenlik önlemleri alınarak içeriye aldılar. Her bir laboratuvarda görev yapan iki uzman bize eşlik ederek yaptıkları çalışmaları anlattılar. Özellikle ilaç üretimi ve biyoteknolojik yöntemlerin nasıl uygulandığı hakkında aldığımız bilgiler hem bilimsel hem de mesleki açıdan oldukça doyurucuydu.

Lab. gezilerinden sonra yine oldukça ilginç bir oturum gerçekleştirildi. AMGEN Boston ekibinden sorumlu 12 kişilik bir grup bizlerle tanışmak için eğitim salonuna geldi. Masalara dağılarak birebir sohbet ettik. Onlara merak ettiğimiz her şeyi sorduk; onlar da büyük bir içtenlikle, sabırla yanıtladılar. Dikkatimi çeken ve üzerinde düşünmeden edemediğim bir durumu da bahsetmek isterim bu sırada: Masalarda oturan sorumluların çoğu farklı ülkelerden gelmişti. Hindistan’dan, Güney Amerika’dan, Afrika’dan, Avrupa’dan, Türkiye’den yönetici pozisyonunda kişiler vardı. Bu durum beni oldukça etkiledi. Çünkü burada zannımca kişinin kim olduğuna değil, ne yaptığına bakılıyor. Kaşına gözüne, kimin referans olduğuna göre değil; bilgi ve becerisine göre değerlendirme yapılıyor ki bu durumu gördüm. Hatta gezdiğimiz bir kurumda, ismini hatırlayamıyorum ama, engelli bir bireyin yöneticilik yaptığını gördüm. Bu tabloyu görmek umut vericiydi. Ülkemizde de kişinin kim olduğuna değil, ne yaptığına, bilgi ve becerisine bakılarak değerlendirmelerin yapıldığı bu durumların sık sık görülmesi arzusundayım. “Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah size, mutlaka emanetleri (işleri) ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder. [Nisa 58]” ayeti de gösteriyor ki Allah (c.c.) işi ehline vermemizi emrediyor.

Bir sonraki etkinlik olarak ABE ekibinden oldukça donanımlı bir uzman bizlere sorgulama tabanlı bir etkinlik yaptırdı. Tüm öğretmenler olarak aktif şekilde katıldık ve büyük keyif aldık. Sonrasında, Harvard Üniversitesi’nin desteklediği LabXchange platformunun kurucuları bizimle buluştu. Labxchange platformu hakkında bizlere bilgiler verdiler ve sonrasında üç ayrı masaya oturarak bizlerden bu platformun gelişimiyle ilgili görüş ve öneriler aldı. Eğitimin katılımcı ruhu, burada da kendini fazlasıyla hissettirdi.

Günün sonunda eğitim programı tıkır tıkır işledi, zamanlama olarak aksama yaşanmadı. Bizi tekrar otelimize bıraktılar. Açık söylemem gerekirse hem zihinsel hem fiziksel olarak oldukça yorulmuştum. Ama bir o kadar da zenginleşmiş hissediyordum. O gün öğrendiklerim, sadece mesleki bilgi değil; insanı, fırsat eşitliğini ve bilimin evrenselliğini bir kez daha bana hatırlattı. Dinlenmeye çekilmeden önce kendi kendime “İyi ki bu programdayım” dedim.

Fethi Ahmet ÖNER

Eğitimci/ Yazar

fethiahmetoner@gmail.com

Related posts

Leave a Comment