HAK MÜCADELESİ

Değerli dostlar Benim Hikayem bölümünün bu ay ki röportaj konuğu hayatını engelli hak mücadelesine adamış okuyarak gelişip edindiği  bilgi birikimi ile  sadece kendisine değil herkese faydalı olmayı amaçlamış toplumda, gönüllerde hatırı sayılır bir  yer saygınlık edinmiş İnsanın şu hayatta ki  en büyük silahlarından birinin akıl olduğunu göstermiş  değerli bir isim Ekonomist, Hukukçu, İnsan Kaynakları Yönetim ve Organizasyon Uzmanı, Ankara il Engelli Meclisi Başkanı Muhammed Veysi sayın 🙂

  • Öncelikle sizleri tanıyalım

1971 yılı Mayıs ın 15’inde Batman ‘da dünyaya geldim. Babam kamu görevlisi, annem ise ev hanımı. Yakın zamanda ikisini de kaybettim. 5 kardeşiz en büyük benim. Orta halli, Güneydoğu kökenli bir aileyiz, Mardinliyiz. 1.5 yaşında çocuk felci (palio sekeli) geçirdim bu yüzden cihaz destekli iki koltuk değneği ile yürümekteyim. Ortopedik engelli olarak 1.5 yaşından beri hayat mücadeleme devam etmekteyim.

  • Palio sekeli halk arasında bilinen ismiyle çocuk felci denen bir rahatsızlığa sahipsiniz bu rahatsızlığın ne olduğunu bilmeyenlerimiz için açıklayabilir misiniz?

Genellikle 15 yaşından küçüklerde görülmekle beraber, nadir olarak 15 yaşının üzerindeki bireylerde de görülen, bacaklarda ve daha az kollarda felce neden olan bir hastalıktır.

Çocuk felci hastalığına bir virüs neden olmaktadır.

İnsanlarda görülür ancak primatlar adı verilen büyük maymunlarda da salgınlara yol açtığı gözlemlenmiştir. İlginçtir bizim ülkemizde pek maymun yaşamaz…

Hastalık, sindirim sistemi yoluyla bulaşmakta, hafif ateş, kas ağrıları, baş ağrısı, bulantı, kusma, ense ve sırtta sertliğe neden olmaktadır.

Tipik olarak felç görülür, hastalar ayağa kalkmakta ve yürümede güçlük çeker. Ortopedik bir rahatsızlık olarak bilinse de sinir sisteminin felç olmasıdır. Sadece ortopedik ameliyatlarla tedavisi mümkün değildir. Fizyoterapi desteği alınması gerekir.

Hastalık virüs bulaştıktan ortalama 7-14 gün sonra ortaya çıkar ancak bu süre 3-35 gün arasında değişebilmektedir. Bu hastalığa yakalanan kişiler, virüsü 10 hafta (2,5 ay) süre ile yayabilir ve bu süreçte korunmasız bireylere bulaştırabilirler.

Çocuk Felci tüm dünyada görülen ve mevsimsel özelliği olan bir hastalıktır. Yaz ayları ile erken son bahar döneminde ve ılıman iklimlerde daha sık rastlanır.

 Bu kadar tıbbi ifade sonrası işin özü 1960 lara kadar ülkemizde bu salgın görünmüyordu. Çocuk felci 1960 larda ,Amerika’nın süt tozu yardımları ile ülkemizde görünmeye başlandı.  O tarihten beri Amerikan yardımlarıyla gelen bu süt tozunun muamması çözülemedi… Sonrasında çocuk felci aşısı kampanyaları yapıldı. 1980 sonrası aşı kampanyaları neticesinde kontrol altına alındı.

  • Bu hastalığın gölgesinde gençlik yıllarınız, hayatınız nasıl geçti? Zorlu süreçler yaşadınız mı? Şayet yaşadıysanız bu zorlu süreçleri nasıl atlattınız?

Belirtmem gerekirse bu süreçlerde bir fazla bir eksik her engelli aynı şeyleri yaşar ailenin tutumu çok önemlidir. Aile desteğini anlatmama örnek olacaksa sadece fizyoterapi için 16 yaşıma kadar ailem Hacettepe fizyoterapi merkezine yılın 3-4 ayını benim tedavim nedeniyle Ankara’da geçirirdi. Bu yüzden engelli ailelerinin verdiği emeği çok iyi bilirim. Rahmetli annem ve babam beni büyütürken harcadığı emek ile 5 evlat büyütürdü. Bu yüzden engelli evlat sahibi anne ve babaların gücünü iyi bilirim. Bu yüzden engelli evlat sahibi olan ailelerin hayatı istedikleri gibi planlayamadığını tatillerin bile engelli aile bireyinin koşullarına göre şekillendirdiklerini bilirim. Aslında değim yerindeyse onlar da toplumun erişilebilirlik engellerini birebir yaşadıkları için engellenenlerdir.

Çocukluk, gençlik farklı süreçleri barındırdığı için şansım iyi ve güvenilir güzel yürekli arkadaşlarımın olmasıydı.

Öğrenim hayatımda her zaman başarılı olma zorunluluğu ile yaşadım. Gençlik dönemlerimde attığım her adımı ve arkadaş gruplarımı dikkatle seçmem gerekiyordu. Belirtmem gerekir ki bütün arkadaşlarıma can-ı gönülden teşekkür ederim. Güzel yürekleri ile çok destek oldular.

Fakat ötekileştirme yok muydu? Hep vardı. Erişilebilirlik sorunları yok muydu vardı. Örneğin lisans eğitimim dahil hiçbir zaman merdivenden muaf tutulmadım. Yani ders gördüğüm sınıflar hep en üst kat oldu. Bunun gibi her engelli bireyin yaşadığı engellemeleri yaşadık. 1992 de Ankara Üniversitesi’nde okurken okul öğrenci yurdunda kaldığımda sayın dekan yardımcım okulun son döneminde önümü kesip okulda ve yurtta engelliler için alafranga tuvalet yapmaya karar verdik dedi. Hocam iyi olur özellikle bu sorun yüzünden engelliler okula kayıt yaptırmaktan vaz geçiyorlardı bunun önüne geçilmiş olur. Fakat keşke ayağınız kırılmadan alçıya alınıp koltuk değneği kullanmadan düşünüp önceden yapabilseydiniz diye cevap vermiştim. Yani biz ancak sorunu yaşayan yöneticiler olursa derdimizi çözebiliyoruz. Maalesef 1.5 yaşından beri bu deneyimi sürekli yaşadım.

İlk aşılması gereken eşik ailenin verdiği destek ile aşılır. İkinci eşik arkadaş desteği ile aşılabilir. Sosyal hayatta var olabilmek için toplumsal eşik çok önemlidir. Aile ve toplumsal destek de bir birini tamamlamalıdır.

Ben 8 yaşında ilköğretime başladım.  O çocuk yaşımda herkesten çok daha başarılı olmam gerektiğinin farkındaydım. 11 yaşında ilkokulu bitirdim. Bizim dönemimizde başarılı öğrenciler sınıf atlama imkanına sahipti. İlkokul 3. Sınıfa sınıf atlama sınavında gösterdiğim başarıdan dolayı direkt geçtim. Aslında bu şekilde engel ile en büyük mücadele silahımı keşfetmiş oluyordum. Okuyarak gelişip bilgi ile toplumda yer ve saygınlık kazanmak.

  • Şu anda Engelliler Konfederasyonu Ankara İl Engelliler Meclisi Başkanlığı görevini yürütüyorsunuz. Sizi Ankara İl Engelliler Meclisi Başkanlığı görevine götüren nedenler nelerdi? Süreç nasıl gelişti açıkçası merak ediyor ve bunların üzerine biraz konuşalım istiyorum.

Türkiye Engelliler Meclisine gidiyor Avrupa Birliği projesini oluşumundan beri dikkatle takip ediyordum. Ankara İl Engelli Meclis seçimleri proje kapsamında en son oluşacak meclisti. Ankara ayağına kadar sadece projeyi uzaktan takip etmekle yetindim. Bu projeyi önemli buluyordum. Özellikle yapısı çok kapsayıcıydı. sivil toplum kuruluşlarının, kamu kuruluşlarının, siyasi partilerin, uzman araştırmacıların, üniversitelerin, il düzeyinde yerel ve mahalli yönetimlerin, il düzeyinde kamu kurum ve kuruluş, il düzeyinde sendika temsilcilerini, engelliye hizmet eden kuruluş ve bireysel olarak hak mücadelesi veren engelli aktivistleri kapsayan bir yapı öngörüyordu. Yani engelli sorunlarının paydaşlarını eşit söz hakkı verecek ve birleştirecek bir öngörü taşıyordu.

Nihayetinde Ankara İl Engelli Meclis oluşumuna davet edildim. Seçim günü gözlemlemek için toplantıya gittim. Hayal ile gerçek çatışmasını içeren bir şok yaşadım. Gördüğüm aksaklıklara birkaç kez müdahale etmek zorunda kaldım. Sonuç olarak söz alıp başkanlığa aday olduğumu belirtip kurulan bu meclisi hak temelli ve gündem oluşturacak bir yapıya dönüştürmek için destek istedim. Bu talebim kabul gördü sayın katılımcıların oy çokluğu ile başkan seçildim.  O tarih itibari ile Ankara İl Engelli Meclisini engelli hak mücadelesinde gündem belirleyen bir yapı olması için uğraşıyorum.

  • Ankara İl Engelliler Meclisinde çok güçlü deneyimli bir ekibiniz mevcut sadece engel gruplarını değil nadir hastalık gruplarını da içine alan güzel bir yapı var bu güzel yapı nasıl kuruldu ve büyüdü?

Bu yapı oluşan engelli sorunlarını birebir yaşayan engelli yol arkadaşlarımla şekilleniyor. Şöyle ki sorun Ankara İl Engelli Başkanlığı’na iletildiğinde sorunun sahibi arkadaşımız ile aynı sorunu yaşayan diğer arkadaşlarımız bir komisyon oluşturup. Mücadele etmeğe başlıyoruz. Bizim yapımız tüm engelli grupların bu çalışma komisyonlarının kararları neticesinde ortak bir mücadele bloğu oluşturmak aslında… Bu yüzden devam eden ve ihtiyaçlara göre büyüyen bir yapıyız. Mevcut yapımız şu şekildedir;

Ankara İl Engelli Meclis Başkanlığı ;1 Başkan ,Özel Kalem Brimi, 1Genel Sekreter, 6 Başkan Yardımcısı, Basın Medya Brimi,

Ayrıca 16 farklı konuda çalışma yapan komisyonlardan oluşmaktadır (1-Gençlik Örgütlenme komisyonu, 2-Siyasi Partiler Koordinasyon Komisyonu, 3-Yerel Yönetimler Koordinasyon Komisyonu, 4-Nadir Hastalıklar Komisyonu, 5-Glikojen Depo Komisyonu, 6-İmmun Yetmezliği Komisyonu, 7-Talasemi Komisyonu, 8-ÖTV Muafiyeti Çalışma Komisyonu, 9-Özel Çocuklar Çalışma Komisyonu, 10-İptal Edilen Engelli Ehliyetleri Çalışma Komisyonu, 11-Atanamayan Engelliler Çalışma Komisyonu, 12-Atamaları İptal Edilen Engelliler Komisyonu, 13-Erişilebilirlik Komisyonu, 14-Engelli Kadınlar ve Engelli Yakını Annelerinin Sorunları Çalışma Komisyonu, 15-Engelli İstihdamında Demografik Sorunlar Çalışma Komisyonu, 16-Emlak Sektöründe Engelli Sorunları Çalışma Komisyonu);

Gençlik Örgütlenme Komisyonumuz üniversitelerde eğitim alan engelli bireylerin sorunları üzerine çalışıyor. Özellikle tek tip engelli profili yaklaşımı ile mücadele ediyor. Her engel grubunun yaşadığı sorunların farklılığı üniversite yönetimlerine anlatılıyor. Düşünün Disleksi sorunu yaşayan engelli üniversite öğrencilerinin sorunlarından bir disleksi ile ilgili yapılmış filmi izlediğini söyleyip uzman olduğunu düşünen üniversite yönetimleri ile muhatap olduğumu bilirim. Ne diyeceğimi bilemediğim anlardandı….

Siyasi Partiler Koordinasyon Komisyonu; Ankara il engelli meclisinin tarafsız kimliğiyle engelli politikaları konusunda talepte bulunan her siyasi partiye teknik destek vermesi amacı ile oluşturulmuştur.

Yerel Yönetimler Koordinasyon Komisyonu; Ankara il engelli meclisinin tarafsız kimliğiyle engelli politikaları konusunda talepte bulunan yerel yönetimlere destek vermesi amacı ile oluşturulmuştur.

Nadir Hastalıklar Komisyonu; Nadir hastalıkların tespitinde genetik tıp çok önemli. bu konuda laboratuvar çalışması,  araştırması yapan bilim adamları ile irtibat içindeyiz.

Glikojen Depo Komisyonu; Diyabet tip1 ve Glikojen depo rahatsızlıkları için yerli sensor üretilmesi için çalışma yapmaktadır.

İmmun Yetmezliği Komisyonu; immun yetmezliğinin engelli raporlarında tanımlanması için çalışıyor. immun yetmezliği bağışıklık sisteminin yetersizliğini ifade etmektedir.  Maalesef ÇÖZGER raporlarında engelli tanımlaması içinde sayılan bu durum. Engelli raporlarında tanımlanan engelli sınıflandırılmasında bulunmuyor. Sağlık uygulamaları tebliğinde değinilmiyor. Kısacası 18 yaşına kadar engel görünen bir durum 18 yaşını geçince engel sayılmıyor.

Talasemi Komisyonu; Talasemi mücadelesi ve talasemi olan bireylerin koşullarının nasıl iyileştirileceği üzerine çalışmaktadır. Akdeniz anemisi olarak da bilinir. Ülke genelinde komisyonun tespit ettiği kayıtlı 8.000 kişi bu konuda tedavi almaktadır. Ankara Büyükşehir Belediyesi ile şehir dışından gelenler için özel durumlarına uygun barınma için görüşmeler yapılmaktadır.

ÖTV Muafiyeti Çalışma Komisyonu; Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisinin engelli hayatlarının olmazsa olmazı olan araç, gereç, donanım ve cihazlarından muaf tutulması üzerine çalışma yapmaktadır. Bu tür vergiler gelişmiş toplumlarda dezavantajlı gruplara verilmek için devlet tarafından alınan sosyal yapıyı oluşturan bileşenler arasında gelir adaletsizliğini gidermek için toplanır. Bir dezavantajlı gurubu olarak engellilerden alınması yanlış bir uygulamadır.

Özel Çocuklar Çalışma Komisyonu otizmli, zihinsel engelli, down sendromlu… Bütün engelli çocukların eğitim, sağlık, erişilebilirlik, ailelerin yaşadığı barınma, …gibi her türlü sorunlarının tespiti ve çözüm politikaları oluşturmak için çalışmalar yapmak amacıyla oluşturulmuştur.

İptal Edilen Engelli Ehliyetleri Çalışma Komisyonu son dönemde sağlık kurulu heyet raporları nedeniyle ehliyet sahibi engellilerin ehliyetleri iptal ediliyor. Bu sorunun çözümü ile ilgili çalışmalar yapmaktadır. Serebral Palsi  olan engellilerin 20 yıllık ehliyetleri iptal edilmektedir. Yeni ehliyet alanlara ise bu hak verilmemektedir. Takdir hakkı hekimlere verildiğinden her hekim sübjektif olarak bu değerlendirmeyi yapmaktadır.

Atanamayan Engelliler Çalışma Komisyonu 200 Bin kişiyi bulan EKPSS sınavı ile kamuda istihdam edilmeyi bekleyen engelli bireylerin mücadele savaşlarına destek vermek için çalışma yapmaktadır. Bu konudaki çözüm önerimiz kamunun işçi, memur, sözleşmeli personel ve her ne isimle istihdam edecekse açılan alım sınavlarında mesleği, eğitimi ve başvuru koşullarına uygunluğu olan her pozisyon için engelli bireylere öncelik tanınmasıdır. Özel sektörde istihdam edilen engelli bireylerin koşullarının kamu sektöründe çalışanlar ile eşitlenmesidir. Bu eşitliği yaparken özel sektöre yük maliyet getirmek yerine teşvikler ile bu maliyetleri Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın üstlenmesidir.

Atamaları İptal Edilen Engelliler Komisyonu son dönemde engelli atamalarında başvuru esnasında başvuruyu kabul eden kamu görevlilerinin yanlışlıkları nedeniyle atama sonrası yanlış beyan gerekçesi ile atamaları iptal edilerek mağdur edilen engellilerin sorunlarının çözümü ile ilgili çalışma yapmaktadır. Bu konuda yürütmeyi durdurma kararları alınmaya başlanmıştır. Arkadaşlardan dava açıp hakkını arayanlar görevlerine birer birer dönmektedir. Bu konuda Ankara İl Engelli Başkanlığı’nın başarısını söylemeden geçmeyelim.

Erişilebilirlik Komisyonu Ankara nezdinde Ankara Büyükşehir Belediyesi hizmetlerinin ve özel sektörler hizmetlerinde erişilebilirlik sorunlarının giderilmesi konusunda çalışmalar yapmaktadır.

Engelli Kadınlar ve Engelli Yakını Annelerinin Sorunları Çalışma Komisyonu özellikle engelli kadınların yaşadığı ötekileştirme ve Engelli bireye bakan yükümlülüğü çoğunlukla üstlenen Engelli bireyin annelerinin sorunlarının kaldırılması için öneriler oluşturmağa çalışmaktadır. Engelli annelerinin fedakâr çalışmaları bütün bir topluma örnek olması açısından önemlidir.

Engelli İstihdamında Demografik Sorunlar Çalışma Komisyonu; kamuda ve özel sektörde engelli istihdamındaki engelli gruplarının çalışma dağılımlarındaki sorunları çalışmaktadır. İstihdam dağılımı engel gruplarına eşit paylaşım sergilememektedir. Yaptığımız çalışmalarda kadın engellilerin istihdam konusundaki mağdur olduklarını gözlemledik. Bu mağduriyeti işitme engelliler, zihinsel engelliler, otizm…izlemektedir

Emlak Sektöründe Engelli Sorunları Çalışma Komisyonu; özellikle emlakçılık yapan engellilerin, emlak alan veya satan engellilerin sorunlarını ve engellilerin işlerinin nasıl kolaylaştırılabileceği üzerine çalışmalar yapmak için kurulmuştur. Engelli istihdamına yönelik olarak meslek odaları ile görüşmelerimiz sürmekte ancak şehir planlama ve emlak sektörü engelli bireyleri fiziki olarak birinci derece etkilediği için çalışmalara buradan başladık.

  • Gördüğüm kadarıyla siz hem Ankara il Engelli Meclis Başkanı olarak hem bir Ekonomist olarak hem de bir Hukukçu olarak çok etkin ve aktif bir kişiliksiniz Bürokrasi geçmişinizde mevcut bu kadar donanımlı ve yetkin biri olarak yakın bir tarihte siyasete atılmak gibi bir düşünceniz var mı? Varsa bu düşüncenizi şuan Ankara İl Engelliler Meclisindeki ekibinizle beraber mi gerçekleştireceksiniz? Yine engellilerin hak ve sorunlarına o zamanda bir siyasetçi olarak değinecek misiniz?

Bu sürece başladığımda verdiğim bir söz vardı. Engelli politikalarında Ankara İl Engelli Meclisi’nin bir karar belirleyici olmasıydı. Bu konuda çalışmaya devam ediyorum. Bu görevi yürüttüğüm sürece bu konuda çalışmaya devam edeceğim. Yol arkadaşlarım teveccüh gösterdikleri sürece evet hep birlikte birbirimizden güçlenerek yürüyeceğiz.

  • Az önceki sorumda da söylediğim gibi Engelliler Konfederasyonu Ankara il Engelli Meclis Başkanı olmanın yanında Ekonomist, Hukukçu, İnsan Kaynakları Yönetim ve Organizasyon Uzmanı gibi birçok kimliğe sahipsiniz çok yönlü bir kişiliksiniz bunun sizin hayatınızda artı ve eksileri  etkileri neler?

Saydığınız eğitim ve tecrübelerime her Türkiye Cumhuriyet’i vatandaşı ve engelli bireyin en az iki kat fazla çalışması, efor sarf etmesi ile ulaşılıyor.  Ve bütün engelli bireyler de bu şekilde en az iki katı çalışarak başarıya ulaşabiliyor. Yani biz engelle mücadelenin yanında bir de eğitim ve çalışma koşulları için zorlu bir mücadeleye girmemiz gerekiyor. Bütün engellemelere rağmen engelli bireylerin kabiliyetleriyle çok daha başarılı olduğuna şahit oluyoruz. Ancak gerek toplumda gerek eğitim yıllarında ve gerekse çalışma hayatında ön yargı ile karşılaşmaktan kaçamıyoruz. Bu kez önyargıları kırmak için daha fazla çalışmamız gerekiyor bu bir kısır döngüdür fakat biz başarılıyız. Aynası iştir kişinin engellere takılmayınız.

  • Geçtiğimiz aylarda sosyal medya da ertelenmesi sebebiyle sıkça gündeme gelen “Erişilebilirlik Yasasını” sizlere sormak istiyorum. Erişilebilirlik Yasası nedir? Erişilebilirlik Yasası ile alakalı düşünceleriniz nelerdir?

“Erişilebilirlik Yasası” ölü doğmuş bir yasadır. Erişilebilirlikte yaşanan sıkıntıların nasıl tespit edileceği yani tespit denetim makamı belli değildir. Engelli Sivil Toplum Kuruluşları veya engelli bireylerin tek başına yapacağı bir sürece sıkıştırılması doğru değildir.

Bir yasa oluşturulurken yasanın yürürlük tarihi, kimlere yükümlülük verdiği, şikayet makamları, uygulanacak cezai müeyyideler… Gibi hususlar belirlenir. Maalesef bahsettiğim hususlar belirgin değil yada sürekli ek süreler vererek önemsizleştirilmiştir. Kamu erginin ciddiye alıp uygulamadığı bir hükmü vatandaşların uygulamasını beklemek ne kadar doğru bir düşüncedir.

  • CHP’nin düzenlediği Engelliler Çalıştayında  kamuda ve özel sektörde yaşanan sorunların kaynaklarını özetleyip  ve somut çözüm önerilerinizi paylaştınız Kamuda ve özel sektördeki istihdam verilerine değinenindiniz  bu rakamların ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğunun altını çizdiniz sizce kamuda ve özel sektörde  engelli istihdamı nasıl ne  şekilde yapılmalı? İhtiyacı karşılayacak rakam sizce kaç olmalı?

Meslek sahibi her engellinin istihdamının önü açılmalıdır. Gelişmiş ülkelerde kamu bir istihdam duyurusu yaptığında aynı işi yapacak engelli bireye öncelik vermektedir. Ülkemiz de bu anlayışı benimsemelidir. Eğitimi olmayan fakat çalışabilecek her engelli kota uygulaması ile istihdam edilmelidir. Engelli bireyin sosyal yaşamdaki gereksinim ve gerekliliklerinin garantisi devlettir. Her engelli ya kamuda istihdam edilmeli yada kamu koşullarında özel sektörde istihdam edilebilmeli…

  • Yine aynı çalıştay da özellikle engelli kadın istihdamının kamuda erkeklerin dörtte birini aşamadığına vurgu yaptınız. Sizce burada engelliler arasında da bir eşitsizlik söz konusu mu? Eğer öyle ise bu sorun sizce nasıl çözülmeli?

Evet, engelliler ciddi hak kayıpları yaşıyor ve de mağduriyetleri artıyor. Fakat bu engelliler arasında mevcut hakların eşit paylaşılmadığına dair bir hatırlatmaydı. Engelli kadınlar, İşitme Engelliler, Zihinsel Engelliler, Otizmi yaşayanlar… Gibi ayrıca mevcut engelli istihdamından yeterli ölçüde pay alamayan engelli olduğu için yaşadığı mağduriyeti misli, fazlası ile yaşayanların olduğunu belirtmek istemiştim.

Kısmi ve günlük çözümlerden sıyrılarak herkesi kapsayıcı politikalar üretilmesi gerekiyor. Herkesin sosyal refah düzeyinden eşit ve adil pay almasını sağlamalıyız.

  • .Şuan ki mevcut engelli yasası gerek uygulama gerekse yasal bakımından hak talep ve sorunları çözmekte tam anlamıyla yeterli mi? Yeterli değil ise bir hukukçu gözüyle baktığınızda mevcut yasa gerek uygulama gerekse yasal bakımından nasıl yeterli hale getirilebilir?

Yasayı etkili kılan denetim, tespit ve cezai müeyyide hususları eksiktir. Örneğin şikâyetlerin toplandığı ve takip edildiği bir mekanizma belirtilmemiştir. Çalıştığı kurumda haksızlığa uğrayan bir engellinin derdini anlatabileceği bir merci bulunmamaktadır. Yasanın düzenlendiği hükümet sistemi şuan mevcut değildir. Engelli politikalarını belirleyen bir “Özürlüler İdaresi” şuan yok… yani 5378 sayılı kanunun güncellenmesi gerekir.

  • Toplumun engelliye bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz Sizce dünden bugüne toplumun engelliye bakış açısında olumlu ve yahut olumsuz değişimler var mı?

Aslında bu bakış açısını ekonomik koşullar ve menfaat çatışmaları belirliyor. Ekonomik şartların kötüleşmesi bireylerin ve kamu yöneticilerinin engelliye bakış açılarını olumsuz etkiledi.

 ÖTV muafiyetini suiistimal edenler var iftirası buna en iyi örnektir. Suiistimal eden var ise gidip savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerekir. Fakat bu şekilde bir algı oluşturarak engellilere uygulanan ÖTV muafiyetinin son geldiği nokta ortada… Oysa suçlunun; tespiti, yargılama ve cezai müeyyide kararı adli makamların görevidir. Fakat ekonomik koşulların her geçen gün zorlaşması bu algıyı beslemektedir.

Kamu sektöründe engelli istihdamı menfaat çatışmasına örnek gösterilebilir. Birçok kamu görevlisinden duyduğum bir cümleyi paylaşmak isterim. “ülke genelinde bir işsizlik söz konusu bu sadece engelliye münhasır bir sorun değil” oysa toplum genelinde yaşanan sıkıntılara eşit koşullarda ortak olmadan yanayız toplum genelindeki işsizlik oranları %25 iken engelli bireylerde bu oran %80 leri bulabilmektedir. Bu uğradığımız haksızlığın en büyük göstergesidir. Bu algı tümüyle yanlıştır.

  • Sizce engelliler topluma karışma kendini ifade edebilme konusunda yeterli çabayı, mücadeleyi gösteriyorlar mı?

Engelliler sosyalleşmesi için erişilebilir koşulların sağlanması gerekiyor. Toplum yaşamına erişemeyen engelli nasıl kendini ifade edebilir. Bu mümkün müdür?

  • Engelliler sizce yasal hakları konusunda bilinçli mi yeterince bilgi sahibi mi? 

Yasal olarak bir sorun yaşadıklarında neyi nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Kamu kurumlarının ve baroların verdiği destekler yetersiz.

  • Engellilerin yönetime katılması yönetimde söz sahibi olması için hangi adımlar atılmalı?

Öncelikle Özürlüler İdaresi gibi politika oluşturan, uygulatan, denetleyen ve her kamu kurumuna rehberlik eden bir yapının yeniden inşası ilk adım olmalı. Böylelikle engelliler ile ilgili her yeni düzenleme öncesi görüş alınabilecek bir kurum olmuş olur.

Bu arada 1997 yılında kurulan Özürlüler İdaresi kamuya karşı engelli haklarını savunuyordu. Gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde engelli politikalarının belirlenmesinde etkin rol oynuyordu. İlk adım bence bu olmalı…

  • Çok konuşulan bana da çokça iletilen bir konu “Engelliler Bakanlığı”  Konusu sizce gerçekten Engelliler Bakanlığı bir ihtiyaç mı? Sizce Engelliler Bakanlığı kurulmalı mı? Kurulduğu takdirde  “Engelliler Bakanlığının yapısı nasıl oluşturulmalı?

Kurulacak yapının ismi değil yetkisi önemli bence. Engelli politikasını tasarlayan, denetleyen, yöneten kurumlar ve bakanlıklar üstünde denetleyici ve cezai müeyyide uygulayabilecek hukuki yapısı olmalı. Bugün mevcut bir yasamız olmasına rağmen ve bu yasada haklarımız belli ve açıkça ifade edilirken uygulayıcı ve denetleyici yetkisine sahip olan bir merciinin olmaması yaşadığımız sorunların temelini oluşturuyor.

Bakanlık olur ise diğer bakanlıklar üzerinde yaptırım gücü olmaz ise sorunlarımız çözülmez. Kurulacak Engelli Politikaları Bakanlığı’nın özel olarak tanımlanması gerekir. Engelli sorunları sadece bir bakanlığı ilgilendirmiyor. Örneğin erişilebilirlik sorunu sadece Ulaştırma Bakanlığı ile ilgili değil ki Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, … gibi birçok bakanlığın koordineli çalışmasıyla çözülebilir. Engelli sorunlarının çözümü çoğu zaman bu şekilde birden fazla bakanlığı veya kamu kurumunu ilgilendiriyor.

Bu yüzden ismi ister bakanlık olsun ister özürlüler idaresi olsun. Önemli olan kurulacak bu yapının yetkileridir.

  • Engellilerin size göre çözülmesi gereken başlıca sorunları neler?

Erişilebilirlik ve engelli grupların eşit pay aldığı istihdam… Kamuda istihdam edilenler ile özel sektörde istihdam edilen engellilerin çalışma ve sosyal koşulları eşitlenmeli… Tekrar etmekte fayda var. Bu koşulların eşitlenmesi tümüyle devletin yükümlülüğündedir.

  •   Son olarak söylemek istedikleriniz?

Engelli politikasının medeni bir seviyeye ulaştığı

Engellilerin toplum içinde hak ettiği yerde olduğu

Engellilerin iş, aş, ilaç, eğitim, sağlık… ve gelecek kaygılarının olmadığı

Engelli çocukların itelenip ötekileştirilmediği ve rahat eğitim aldığı

Engelli ve yakınlarının güvenle yaşadığı bir dünya umudu taşıyorum.

Bizde Hayatın Engelsiz tarafı www.hayattan.net ailesi olarak taşınan bu dünya  umudunun  toplum nezdinde bir an önce tomurcuklanıp filiz vermesini, hayata geçmesini   yürekten diliyor. Katılımları ve değerli sohbeti için Ankara il Engelli Meclis Başkanı Muhammed  Veysi Sayın Beyefendiye teşekkür ediyoruz. 🙂

HAZIRLAYAN: Ömer Faruk Kotay

KONUK: Ankara il Engelli Meclis Başkanı Muhammed Veysi Sayın

Related posts

Leave a Comment