Birçoğumuz gördüğümüz rüyadan sinirli veya mutsuz kalkınca tersten kalktığımızı ifade ederiz. Biraz rahatlamak için yüzümüzü yıkasakta bu davranış pekte işe yaramaz. Sonra o karamsar ve aynı zamanda belirsiz duyguyu içimizden uçurmak için dışarıya hava almaya çıkarız. Alacağımız havayla içimizdeki karamsarlığın rüzgarla uçacağını düşünsek de çoğu zaman bu sıkıntı git gide artar. Rüyadan kaynaklı artarak belli bir boyuta ulaşan iç sıkıntımızla içinde bulunduğumuz her şeyi yargılarız. Ne yapıp etsek de bu sıkıntı geçmeyebilir. Son çare sabah gördüğümüz rüyalar üzerine düşünüp taşınırız.
Çünkü rüyalar kimi zaman o gün ne olacağının habercisidir. Bu yüzden bazen kafamızı karıştırır ve sanki gerçek yaşamışız gibi aklımızda uzun bir süreliğine(belki bir günlüğüne) yer edinir. Bu dediklerimi saçma bulmayın sakın! Atalarımızı düşünün boşa mı rüya tabirleri yapıyorlardı? Tabikide hayır,eğer böyle olsaydı Peygamber efendimiz “Rüyaları hayra yorun” demezdi. Çünkü rüyalar gerçeklere hitaben bir mesaj veriyordu bilince.
Bilinç de çoğunlukla bu mesajı unutmuyordu çünkü belli bir zaman sonra bu mesaj kadere yansıyordu. Kaderimizde yaşayacağımız şeyler çoğu zaman rüyamızda belirlendiği için o şeyleri dejavu olarak biliriz ve rüyadaki çoğu şey sembolik anlam taşır. Yani diyeceğim o ki kimi zaman o kadar güzel rüyadan uyanırsınız ki gerçekte o şeyi yapma şansınız varken yapamadığınız için kendinize kızarsınız. Ama unutmayın bu rüyanız eğer kaderinize işaret ediyorsa o korktuğunuz ve aynı zamanda çok istediğiniz şeyi bir gün yapma ihtimaliniz çok yüksek. Eğer gerçeğe hitaben gördüğünüz bu rüyanın sonunu göremeyip sinirlendiyseniz de yine dert etmeyin çünkü rüyanın devamı(gerçek) sizin elinizde. Hayatınızı ister böyle devam ettirebilir isterseniz de değiştirebilirsiniz ne de olsa bu sizin yaşamınız. Yeter ki kaderin pençesine düştüm diyip pes etmeyiniz. Unutmayın ki kader gayrete aşıktır ve gayret etmeden hiçbir şey olmaz.
Diyeceğim o ki “Bazı rüyalar kaderin işaretçisi madem Allah gelecekte neler yaşanılabileceğini rüyalar vasıtasıyla bize söylüyor o zaman Allah’ın işine karışılmaz” diyip elinizi kolunuzu çekip yanılmışlardan olmayın. Evet kaderin bir kısmı Allah’ın elinde ama diğer kısmını size bıraktı. Böyle olmasaydı hayatınızda birden fazla seçeneğiniz olmazdı. Düşünün bir şeyi yapmaya koyulurken bile “Evet” yada “Hayır” cevabı sizi karşılıyor. “Evet” derseniz kaderin A aşaması devreye girerken “Hayır” derseniz kaderin B aşaması devreye giriyor. Yani önüne kaderini serenle yine tercihi sana bırakan aynı varlık. O an geldikten sonrada herşey iki dudağınızın arasına kalıyor. Ya “Evet” ya “Hayır”. Bu küçük sözlerin önünüze süreceği değişiklerle koskoca hayat oluşuyor.