KİTAPLAR İZ BIRAKIR

Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın başrollerinde oynadığı, Selvi boylum al yazmalım adlı filmin sonundaki repliği hepimiz biliriz. “Sevgi neydi” diye başlayıp “Sevgi emekti” şeklinde devam eden malum replik. Bu repliğe atıfta bulunarak sizlere sormak istiyorum. Kitap nedir sizce? Sizler kendi cevabınızı düşünürken, ben kendi cevabımı vereyim. Bence kitap: sevgidir, aşktır, arkadaştır, dosttur, tutunacak daldır, karanlıkları aydınlatan ışıktır, zenginliktir, hazinedir, kitleleri uyandıran bir devdir… Bilenler bilir; benim kitap okumayı ne kadar çok sevdiğimi. Peki, ne kadar bilirler? Elbette ki, benim bildirdiğim kadar ve bilmek istedikleri kadar. Bilmedikleri ise çok kitap okumama rağmen “okunacak kitaplar” listemin, okuduğum kitaplardan kat kat fazla olması. Benim bilmediğim ise o kitapları okumaya ömrümün yetip yetmeyeceği. Peki, neden bu kadar çok kitap okuyorum? Çünkü kitap okumayı seviyorum.ayrıca insanlardan ve gerçeklerden kaçıyorum. Kitaplar, sığındığım bir liman benim için. Diğer taraftan çok şey öğreniyorum; kaçtığım gerçeklere dair, insanlara dair, hayata dair… İnsanlardan kaçarken insanları tanıyorum. Hayatın gerçeklerinden kaçarken gerçekleri öğreniyorum. İlginç bir paradoks. Oturduğum yerden dünyayı geziyorum tek kuruş harcamadan. Yazarları tanıyorum, dünyayı tanıyorum, insanları ve kendimi tanıyorum. Daha ne olsun?

Kitap sever biri olarak telefonumda; E-kitap, sesli kitap, kitap alıntıları ve kitap paylaşımları gibi bir çok uygulama var. Bu uygulamalardan biri de yeni keşfettiğim kitap dostum uygulaması. Bu uygulama içerisinde kullanıcılar, okudukları ya da okumakta oldukları kitaplardan alıntılar yapıyorlar. Tabii ki kitap ismi ve yazarıyla birlikte. Facebook, İnstagram gibi sosyal medya uygulamalarının kitap versiyonu diyebilirim bu uygulama için.

Günümüzde; herkesin yediğini, içtiğini, gezdiği yerleri, siyasi ve toplumsal düşüncelerini , yeteneklerini paylaştığı uygulamalara bir alternatif olarak, kitap dostlarının düşünülmesi ve bu doğrultuda kitap alıntılarının paylaşıldı uygulamaların olması çok güzel birşey.

Uygulama içindeki kitap incelemeleri ve alıntıları, kullanıcılara fikir vermesi açısından oldukça etkili.

Meselâ: Ayfer Tunç’un yazdığı Suzan Defter adlı kitaptan yapılan alıntılardan biri var ki, hem bahsi geçen kitabı okumaya karar vermemde hem de bu yazıyı yazmam konusunda etkili oldu. Alıntı şu şekilde:  “Düşündüm, BİR HAYAT NEDİR? Başlar ve biter, BİR HAYAT NEDİR? Acı ve tatlıdır, unutulur hepsi, BİR HAYAT NEDİR? Emin olmasam da ‘ hayat bir iz bırakmaktır’ diyebilirim. Mezar taşı bir iz sayılır mı, emin değilim. Razı olan için mezar taşı bir izdir. Ben razı değilim. Gerçi elimden ne gelir?” Bu alıntı bana bir kez daha hayatı sorgulattı. Özellikle “Hayat bir iz bırakmaktır” ve “Mezar taşı bir iz sayılır mı” kısmı. Yazarın dediği gibi hayatın, bir iz bırakmak olduğunu ve mezar taşının iz bırakmak sayılmayacağını düşünüyorum.  İz bırakmak güzel şey güzel olmasına ancak önemli olan nasıl iz bıraktığımızdır. Siz de kabul edersiniz ki, iyi insanların bıraktığı izlerle kötü insanların bıraktığı izler aynı kefeye koyulamaz. Kendi hayatımızda ve başkalarının hayatında olumlu anlamda değişikliktir asıl iz. İyiliktir, katkı sağlamaktır, yaraları sarabilmektir, huzur vermektir, düşündurebilmektir, harekete geçirmektir iz bırakmak. Ben, de bu bağlamda yazılarımla iz bırakabiliyorsam ne mutlu bana.

Related posts

Leave a Comment