KÜFLÜ LOKMA

Çekildim kenara, dünyayı izliyorum. Zaman içinde anladım ki belli yaşlarda oyuncu, zamanı geldiğinde ise izleyici oluyormuşsun. Bunun adına da cahillik ve ustalık arasında geçen zaman farkı diyormuşsun.

İzleyici olduğunda da, “Ben kimin için ne kadarmışım, kimler benim için ne kadar?” onun hesabını yapmaya başlıyormuşsun. Elinde kahven, önünde kâğıt kalemin, hassas tartın… Ölçüyor, tartıyor, hesaplıyor; kararı verip mührü basıyor.

Hayat, camdan kayarak inen damla gibi ilerliyor. Kahvemi yudumlarken, beni geçmişte üzen şeylere gülüyorum. İnsanların hasetlik yarışını süzüyor; suyu üfleyerek içmemizi söyleyenlerin, kendi sularını nefes almadan tek hamlede dikişlerini, Oscar’lık oyunculuklarını sezon dizileri gibi bölüm bölüm izliyorum.

Dünya meşakkati olmasa, sanırım hiç kalkmam da köşemden. Ota çöpe karışmadan, elimde kahvem, aylarca izlerim etrafı. Yorum bile yapmam, Allah sizi inandırsın. Yüreğim de mecâlim de yok. Gerek de yok. Ota çöpe harcayacak zamanımın olmadığını idrakine erdiğim, ilahi adalete teslim olduğum yaştayım. Olgunluktayım artık…

Herkesin kalbinin ekmeğini yediğine inananlardanım. Ve görüyor, inanıyorum ki:
Benim ekmeğim taze diye burun kıvıranlara, Rabbim o lokmayı elbet küflendirmeden yedirmiyor.

Related posts

One Thought to “KÜFLÜ LOKMA”

  1. Mesut Hekimhan

    Köpüklü bir Türk kahvesi de benim için koyun lütfen. Kaleminize sağlık.

Leave a Comment