LAFIN GELİŞİ

“Görüşürüz” kelimesini ele alalım…

Uzak mesafe arkadaşınız vardır sohbet bitiminde “görüşürüz” dersiniz görüşemeyeceğinizi bildiğiniz halde sonra bu “görüşürüz” sözcüğüne lafın gelişi dersiniz. Peki ya bu lafın gelişinin nerden geldiğini bilir misini?

Kim bilir geldiği yol samimi akrabalıkların, misafirliklerin olduğu bir dönemden gelmiştir. Yada herkese hâl hatır soran her gördüğü kişiyle sıkı bir bağ oluşturup bu bağı koparmamayı amaçlayan atalarımızdan türemiştir. Peki ya  peygamber efendimizin,  aralarını sıkılaştırdığı iki kardeş kavimden (Ensar ve Muhacir) gelmiş olamaz mı? Tekrardan bozuşmamak için söylemiş olabilirler birbirlerine “görüşürüz “Diye veya aksine kardeş olmadıkları zamanda karşılaşmalarda “görüşürüz” demiş olabilirler en sert biçimde. Bunları oturup nerden geldiğini düşünmeden kullanmaya mı yelteniyorsunuz? Birde bilmediğin lafı ağzına alma diyen bir toplumun içinde…

Belki de toplumun bu yargılar yapısı, her şeyi bildiğini sandığı cahil yapısındandır. Cahilliğin içinde geleceğini geçmişe bakarak  aydınlatabilecek aydın beyinler istemeyişindendir. Karanlığa o kadar alışmıştır ki aydınlığın loşluğundan korkuyorlardır. Zaten toplumumuz insanı da yapı gereği rahatlığa dünden alışmış, kulaktan doğma bilgilere itimat etmektedir. İşte bu yüzden, ” Su uyur düşman uyumaz”, Saatler olsun” ” Güzele bakmak sevaptır” gibi evrilmiş özünden koparılmış ağızlarında yer bulmuş eksik yada yanlış atasözleri kullanılmaktadır. Kültürlerini her geçen gün paraya dönüştürüp fakir kesimin cahil kalmasın sağlanılmaktadır.  Böylelikle nice yarınları cahil beyinlere bırakmışlardır. 

YAZAR- ŞAİR OSMAN BOZ’UN KALEMİNDEN

Related posts

Leave a Comment