Çocukluğumdan beri “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” atasözünün doğruluğuna hep inanmışımdır ve her zaman bu doğrultuda yaşamaya çalışmışımdır. Yine aynı şekilde başkalarından da tatlı dilli olmalarını beklemişimdir. tatlı dilli olanların da samimiyetine inanmışımdır. Taa ki gerçeği görene dek.
Yıllar geçtikçe gördüm ki, insanlar menfaatleri olduğu zaman tatlı dilli oluyormuş.(istisnalar hariç). Her şeye rağmen hàlàsamimi olanların olduğuna inanmakla beraber, sözüm samimiyetten Uzak olanlara. Bazı insanlar adeta Köprüyü geçene kadar tatlı dillerini, güler yüzlerini esirgemiyorlar. Köprüyü geçtikten sonra ise “Sen sağ ben selamet” dercesine ortadan kayboluyorlar. Peki ama bunun fark edilmeyeceğini mi zannediyorlar? Gerçek yüzleri ortaya çıktığında her şeyin aynı kalacağını mı zannediyorlar? Belki de gerçeğin fark edilmesi ya da bir şeylerin aynı kalıp kalmadığı onların umrunda bile değildir. Onlar için önemli olan o ànı kurtarmaktır. Onların amacını bilemem ama bildiğim bir şey var ki, yıllarca bu tür samimiyetsizliklere şahit oldukça şüphe ile yaklaşır oldum tatlı dilli olanlara. En sonunda anladım ki, insanlar bu konuda ikiye ayrılıyor. Samimi bir şekilde tatlı dilli olanlar ve gerçek yüzlerini kamufle etmek için tatlı dilli olanlar. Peki ya siz hangi grupta sınız?
Bence şimdi hepimizin kendi içine dönme zamanı. Hepimizin kendine dürüstçe sorma zamanı.
Ben kimim?
Ben neyim?
Ben nasıl biriyim?