SAVULUN TÜRKLER GELİYOR!

“Vatan İçin Savaşıyoruz, Verdiğimiz Korku Yeter”

Her millet kendi tarihinde yer alan olayları anlatırken biraz da olsa taraflı hareket ederek başarılarını abartıp yenilgilerini ise geçiştirir.

Sizlere şimdi öyle bir savaştan bahsedeceğim ki Türk tarihinde benzerine kolay kolay rastlayamazsınız. Osmanlı tarihçilerinin anlatımıyla okursanız bu anormalliği göremez, herşeyi normal olarak karşılarsınız. Onun için olayı bizzat Alman kaynaklarının yazdığı şekilde paylaşıyorum ki avrupanın içine düştüğü hali daha iyi görün. Türk korkusunun bile neler yapabileceğini “Bu kadar da olmuş mu?” diyerek hissedin.

Karánşebeş (Şebeş) muharebesi, 17 Eylül 1788 akşamı Osmanlı kuvvetlerini arayan Avusturya öncü birlikleri arasında gerçekleşir. Yaklaşık 100.000 kişilik Avusturya kuvvetleri Osmanlılarla savaşmak için Karánsebes kasabası (Günümüz Romanya’sında Caransebeş) yakınlarında kamp kurar.

Hussar birliği (hafif süvari birliği) keşif için Timiş nehrinin karşı yakasına geçer, Osmanlılardan hiçbir iz bulamaz. Hussar birliğinin yolda karşılaştığı çingene konvoyu muzaffer Avusturya askerlerine kendilerinden schnapps (alkollü likör, bir tür cin) satın almalarını teklif eder. Tekliften memnun kalan Hussarlar içki fıçılarını satın alırlar. Sonradan nehri geçen bir başka Avusturya piyade kolu, Hussarların bu içki partisine katılmak ister. Lakin Hussarlar içki fıçılarını piyadelerle paylaşmak istemez. İçki fıçılarının etrafını sarıp koruma altına alır, tartışma sürerken bir asker ateş eder. Böylece Hussarlar ve piyadeler arasında çatışma başlamış olur.

Çatışma sırasında bazı piyadeler, Hussarları korkutma amaçlı Turciii! Turciii! diye haykırır. (Romence: Türkleeer!). Bunu duyan Hussarlar Türkler geldi zannedip kaçar, Hussarların kaçtığını gören piyadelerde kaçışmaya başlar. Zira Avusturya Ordusu Lombardlı İtalyanlardan, Balkan Slavlarından, Avusturyalılardan ve çeşitli azınlıklardan oluşan karma bir ordudur. Bu sebeple askerler birbirlerini anlamakta zorlanmaktadır. Durumu düzeltmeye çalışan Avusturyalı subaylar Halt ! (Almanca:Durun!) Halt ! (Durun!) diye bağırır, fakat Almanca bilmeyen askerler bu kelimeleri Allah ! Allah ! diye anlayınca işler daha da kötüleşir.

Süvarilerin kampa doğru dörtnala geldiğini gören bir birlik kumandanı, Osmanlı akıncılarının saldırısına uğradıklarını zannedip, topçulara ateş emri verir. Bu sırada, çatışma sesini duyan askerler ne olduğunu anlayamadan kaçmaya başlar. Birlikler her gördüğü gölgeyi Türk zannedip vurmaya başlar, aslında ateş ettikleri kendi askerleridir. Bu kargaşa sonucu tüm ordu geri çekilir, İmparator II. Joseph atını küçük bir çaya sürerken attan düşüp sakatlanır.

İki gün sonra olay yerine ulaşan Osmanlı ordusu 10.000 kadar ölü ve yaralıyla karşılaşır ve Karanşebeş şehrini rahatça ele geçirir.

Bugüne kadar girdiği 192 savaşın 155’inden zaferle ayrılan Osmanlı İmparatorluğu’nun burnu bile kanamadan zaferle döndüğü bir savaş yaşanır.

Napolyon; “Bana Türk askerini verin, dünyayı fethedeyim.” Derken Türk askerinin kahramanlığından dem vurduğu gibi iyi yönetildiği zaman neler başarabileceklerini de tek cümleyle özetlemiştir.

Ne diyelim, Kızıl Elması Cihan Hakimiyeti olan nesillerin yetişmesi dileğiyle…

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

mesuthan@gmail.com

Related posts

Leave a Comment