ŞEYTAN İS ONLİNE

“Bir Nesil Sanaldan Gerçek Âleme Bekleniyor”

10 yaşlarında üç beş çocuğumuz aralarında konuşuyorlardı.

“Ne konuşuyorsunuz bakalım heyecanlı heyecanlı?”

Diye sordum. Biraz da ısrar edince içlerinden biri:

“Arkadaşları akşam sohbete davet ettim.”

Dedi. Ne güzel diye düşündüm:

“İnternette görüşeceğiz, hem oyun oynayıp hem sohbet edeceğiz.”

Deyince aklıma bin türlü soru takıldı.

‘Hangi sitelerde, saat kaçta ve saat kaça kadar, oyun ne oyunu, tanımadıkları insanlar işin içinde var mı, büyüklerin kontrolünde mi, bilgisayarla mı telefonla mı…’

Sohbet samimi olunca oyun içeriklerinde şiddetin bulunduğunu, geç saatlere kadar sürdüğünü, telefon-tablet-bilgisayar üçlüsü ile katılabildiklerini, ailelerin de haberleri olmadığını öğrenmiş oldum.

Aşırı şiddet içerikli olduğunu anladığım oyunlarda (!) gençler daha önce uğradıkları yenildinin ‘İNTİKAM’ını almayı planlıyorlardı. Ayrıca oyun içerisinde yine şiddete dayalı görevler tanımlandığını ve bu görevleri tamamladığınız zaman daha fazla güçlerle donatıldığınızı da öğrenmiş oldum.

“Ah!”

Dedim, şu düz ekranın verdiği zararları bir bilseniz işlerinizi yapmak için bile temkinle yaklaşırsınız bu renkli camlara.

Göz bozuklukları,

Algılamada iki boyutluluğa geçiş,

Bel-sırt-boyun ağrıları,

Hareketsizlikten oluşan rahatsızlıklar,

Hayatı oyunlar gibi algılama,

Sinir bozuklukları,

Duygusal karışıklıklar ve benzeri sorunların yanında bilinç altına gönderilen kodlanmış mesajlar da işin birbirinden farklı bir çok sakıncalı yönlerini ortaya koyuyor.

Saldırganlık, gerginlik, hissiyatsızlık, insanî duyguların yok olmaya başlaması…

Dışarıda dikkat etmemiz gereken o kadar çok şey varken çocuklarımızı daha güvenli zannettiğimiz evlerimize hapsediyoruz. Kapıları kapatınca çocuklarımız güvende sanıyoruz. Oysa ‘ŞEYTAN’ artık işin farkında ve ‘ONLİNE’ hizmetlerine devam ediyor.

İçeriden yavaş yavaş kaybediyoruz.

Günümüzde yaşanan ve artık çığırından çıktığına hepimizin şahit olduğu olaylar bizleri endişeye sevk ediyor. Kadın, çocuk demeden tüm insanlarımız aynı risklerin tehdidini iliklerine kadar hissediyor.

Aileler olarak çocuklarımıza sahip çıkmazsak şiddetten zevk alan, acıları hissetmeyen ve kimsenin derdini umursamayan bir yeni nesil ile karşılaşacağız. Tabi bizler de aynı şekilde tüm insanca duygularımızı yitirmemiş olursak…

PEKİ ŞİMDİ N’OLACAK?

Çocuklarımızla hem evde hem dışarıda birlikte vakit geçirelim.

Bilgi ve eğlenceye dayalı oyunları ailecek oynayalım.

Televizyonda aynı programları seyretme alışkanlığımız olsun.

Haftalık hep birlikte kitap okuma saatleri ayarlayalım.

Birlikte türküler dinleyelim.

Yıl içerisinde komşularınızla birlikte etkinliklerimiz olsun.

Evdeki herkesle, bir daha söyleyeyim evdeki herkesle mutlaka sohbetler edelim.

Bunun gibi bir çok faaliyet eklenebilir. Maksat birlikte hareket etmek olsun.

Vatanını seven, görevini en iyi şekilde yapan, geçmişine-geleceğine ve ailesine bağlı bir nesil yetişsin istiyorsak geç kalmadan hareket etmeliyiz. Yoksa adına ‘ŞEYTAN’ dediğimiz tüm kötülükler bizim boş bıraktığımız yerleri doldurmak için hazır kıta ‘ONLİNE’ olmuş bekliyor.

Sevgi ve saygı taşıyan bir nesil dileğiyle…

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

mesuthan@gmail.com

Related posts

Leave a Comment