SÖĞÜT GÖLGESİ-12

“Orman Bütün Canlılarıyla Güzel”

İnce ve beyaz şeritlerle süslenmiş kahverengi bir posta sahip olan sincap, Kuru Ağaç bölgesindeki yuvasına doğru ilerliyordu. Yaprakları dökülmüş bir ağacın önüne gelince durdu. Çevik bir hareketle sıçrayarak ağacın gövdesine tutundu. Kurumuş bir budaktan destek alarak gövdenin dallara ayrıldığı alana ulaştı. Yuva olarak kullandığı kovuktan içeri başını uzatarak bir süre baktı. Sonra yanında getirdiği fındıkları kovuğun içine boşalttı.

“Bunlar bana da aileme de uzun süre yeter.”

Diyerek yine çevik bir hareketle ağaçtan atlayarak tekrar ormanın içine doğru hareketlendi.

Ala Geyik, yavrularıyla birlikte bol çayırlıklarla dolu bir alanda karınlarını doyurmuş, dereden akan berrak suyla da susuzluklarını gideriyorlardı. Yavrularını diğer geyik arkadaşlarının ve ailesinin bulunduğu bölgeye bırakarak Ala Geyik de hızla Söğüt Gölgesine doğru hareket etti.

Beyaz Fil, hortumuyla çektiği suyu yavrusunun sırtına fışkırtarak gülümsedi.

“Evlat, iyice rahatlamışsındır artık. Ben Söğüt Gölgesine gidiyorum. Uzun Pençeli Aslan bizleri çağırmış. Bir bakalım neler oluyor.”

Dedikten sonra o da ailesini diğer fil gruplarıyla birlikte bırakarak hareketlendi.

Yine tüm hayvan gruplarından oluşan kalabalık bir grup Söğüt Gölgesinde toplanmıştı. Uzun çınarın üst dallarında tüneyen kartal, şahin ve doğan kendi aralarında koyu bir sohbete dalmışlardı. Uzun Boyunlu Zürafa, Ak Sakallı Keçi, Boz Ayı, Kel Maymun, Bay Baykuş, Uzun Kulak Tavşan ve tüm diğerleri oradaydı.

Uzun Pençeli Aslan, koca kayanın üzerinden bir süre tüm hayvanları izledikten sonra:

“Beni dinleyin.”

Diye kükredi. Ön ayakları üzerinde biraz daha dikleştikten sonra konuşmasına devam etti:

“Ormanımız için bugünden sonra çok şey değişecek. Yönetimden başlamak üzere çeşitli bölgeler oluşturulacak. Bu bölgeler farklı krallar tarafından yönetilirken hayvan grupları da kendilerine ayrılan bölgelere yerleşecekler. Her hayvan türü kendi aralarında daha iyi anlaşacaklarından dolayı hem yönetim kolaylaşacak hem de ihtiyaçlarını daha kolay giderecekler. Kuş türleri, tilkiler, sırtlanlar, çakallar Kuru Ağaç bölgesine, kurtlar, kaplanlar, çitalar, aslanlar Merkez Yönetim bölgesine, diğer hayvanlar da Söğüt Gölgesi bölgesine yerleştirilecekler. Tabi kimlerin nereye yerleşeceği konusu kesin olarak ilan edilip Koca Çınara asılacak. Merkez yönetimin kararlarını da bölge kralları ya da onlar tarafından seçilmiş yetkili hayvanlar merkezden alarak kendi bölgelerine duyuracaklar. Hayvanlar kendi bölgelerinin dışına çıkmayacaklar, izinsiz geçişler olmayacak.”

Tüm hayvanlar şaşkın ifadelerle birbirlerine bakınırlarken Ak Sakallı Keçi ince sesiyle bir Uzun Pençeliye bir diğer hayvanlara dönerek konuşmaya başladı:

“Arkadaşlar! Uzun Pençeli kralımızın söylediklerini tam olarak anlayamamış olduğunuzu görüyorum. Şöyle düşünün; aynı cins hayvanlar birbirlerini daha iyi anlayacaktır. Yaşamları benzer, ihtiyaçları da benzer olunca tüm sorunların çözümleri de kolaylaşacaktır. İyice düşünüp değerlendirelim derim.”

Uzun Boyunlu Zürafa şaşkınlığını belli eder bir halde uzun boynunu bir sağa bir sola uzatarak öbür hayvanların ne düşündüklerini anlamaya çalışıyordu. Kel Maymun kafasını kaşıyor, Uzun Kulak sabitlenmiş bakışlarıyla Boz Yeleli Kurdu izliyor, Beyaz Fil ise hortumunu bir yukarı bir aşağı hareket ettirerek durumdan rahatsız olduğunu belli ediyordu.

Kuru Ağaç bölgesini Söğüt Gölgesine bağlayan çalılıklı yolun hemen kenarında toplanmış tilki ve çakallara Çakır Gözlü Sırtlan sessizce birşeyler anlatıyordu:

“Bakın! Ormanda meydana gelen yönetim anlaşmazlığı bizim de planlarımıza uygun şartlar oluşturmaya başladı. Mademki orman ülkesinin tamamını ele geçiremedik, oluşacak bölgesel yönetimlerden birini rahatlıkla ele geçirebiliriz. Kuru Ağaç bölgesi bizim için başlangıç noktası olabilir. Bu bölgede yaşadığımıza ve çoğunluğu oluşturduğumuza göre önce seçimle yönetimi ele geçirip sonrada diğer planlarımızı uygulamaya koyarız.”

Çakır Gözlüyü dinleyen Uzun Kuyruklu Tilki Çalılıklı Yolu işaret ederek:

“Kuru Ağaç bölgesinde Siyah Aslan var. Ayrıca sınırlardan da geçişler izne tabi olacakmış. Planlarımızı gerçekleştirebilmemiz için sonraki aşamalarda yardıma ihtiyacımız olacak.”

Uzun Dişli Çakal, arkadaşlarının yüzüne bakıp pis pis sırıtarak:

“Sonrası kolay. Önce Kuru Ağaç bölgesinde yönetimi ele geçirelim, sınırlar nasıl olsa bizim kontrolümüze girecek.”

Çakır Gözlü, arkadaşını onaylayan bir bakış attıktan sonra:

“Ve hepsinden de güzeli Uzun Pençeli Aslanın istemeyerek de olsa bizim planlarımıza uygun işler yapması. Gerçi bu şekilde yapması için ben ve Uzun Pençeliye yakın arkadaşlarımız az gayret etmiyoruz.”

Uzun Kuyruklu Tilki Kuyruğunu sallayarak:

“Kesik Kuyruğun ve Asık Suratın sonları bizim için iyi bir ders oldu. Şimdi daha dikkatli ve daha derinden ilerlemek zorundayız.”

Uzun Pençeli Aslan, Böğürtlen Yolundan merkeze doğru ilerlerken bir yandan da yanında kendisine eşlik eden genç aslanlara nasihatler veriyordu:

“Yönetimde otoriteyi  sağlamak istiyorsanız biraz diktatörlük yapacaksınız. Yoksa faydalı gördüğünüz işleri bile uygulamak imkansız hale gelebilir.”

Tam bir böğürtlen çalısını geçmişlerdi ki Uzun Pençeli karşısında Sarı Aslanı buldu. Sarı Aslan pençesiyle işaret ederek:

“Sen biraz bizimle gel bakalım. Arkadaşlarla birlikte konuşacaklarımız var.”

Uzun Pençeli önce Sarı Aslanın yüzüne sonra da yanındaki gençlere bakarak:

“Bunu nasıl yapacaksın? Yanımdakileri görmüyor musun?”

Sarı Aslan Uzun Pençelinin arka tarafını ve biraz ilerde bekleyen arkadaşlarını göstererek:

“Bekletme istersen.”

Dedi. Uzun Pençeli ilerde bekleyen Kızıl ve Siyah aslanları gördükten sonra dönüp arkasına baktı. Uzun Yeleli Aslan yanında diğer gençlerle bekliyordu. Uzun Yelelinin heybetinden bir an titredi.

“Tamam, konuşalım bakalım.”

Aslanlar çınarın altına doğru yol alırken Bilge Kaplumbağa ve Yaşlı Kaplumbağa aralarında sohbet ederken aslanların geçişini seyretmeye başladılar.

Bölüm Sonu

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

mesuthan@gmail.com

Related posts

Leave a Comment