“Hayvanseverlik Hayvantaparlık Olmasın”
“Dikkat Köpek Var” diyerek farkındalık oluşturmaya çalıştığımız yazımıza gelen yorumlar üzerine bu konuyu daha ayrıntılı incelemeye karar verdim.
Şu an sokaklarımızda on milyonun hayli üstünde başıboş, sahipsiz köpekler var. Bu sayı önümüzdeki beş yıl içerisinde otuz milyonun da üzerinde olacak. Bu hayvanların beslenmeye ve barınmaya ihtiyaçları var.
Neden Köpek:
Köpekler bir çok mitolojik kaynaklarda şeytanı, kötülüğü ve canavarlaşmış ruhları temsil ediyor. Tevratta süfli yaratık, İncilde ahlaksızlığı temsil eden bir varlık olarak biliniyor. Satanist ve benzeri topluluklarda şeytanı temsil eden varlık yine köpek.
Neden Köpek:
Kuş ve kedi gibi hayvanlara göre çok daha fazla yem tüketiyor. Evde değil sokaklarda oldukları için kontrol edilmesi de imkansız derecesinde zor. Bu yüzden yem rantçılarının birincil olarak önceliği durumundalar. Hayvansever dernekleri adı altında özellikle köpekler adına milyonlarca TL paralar toplanıyor ve bunların küçük bir kısmı köpeklere sağlık giderleri ve yem olarak kullanılıyor.
Yaptığı hiçbir iş olmamasına rağmen bu iş üzerinden rant sağlayarak bugün çok lüks evlerde oturanlar ve çok lüks arabalar kullananlar bu işten nemalanmaya devam ediyorlar.
Görüştüğüm bir çok veteriner hekimler ve sivil toplum kuruluşları da işin iç yüzünü şöyle anlatıyorlar;
“Yaralı veya madur gösterilen bir hayvanın görüntülerini paylaşıp para toplama kampanyaları yapılıyor. Toplanan paranın küçük bir bölümüyle (ki gerçekse tabi) bu ihtiyaçlar gideriliyor. Lüks evlerin ve arabaların masraflarını nasıl karşılıyorlar buradan anlayın.
Hayvanlara yönelik çıkan insanlara, yaşlılara, engellilere ve özellikle çocuklara verdikleri zararlar ortaya çıktıkça bu haberleri bastıracak hayvan maduriyetleri uyduruyorlar veya bizzat kendileri oluşturuyorlar.
Yakılan, asılan vb. hayvan görüntüleri paylaşıp yine rant kapılarını açık tutmak için insan hayatı önceliğini bile hiçe sayıyorlar. Bir çok köpek maduriyetini de nedense ilk önce bu şahıslar tespit edip paylaşıyorlar. Maduriyetlerin yaşandığı alanlarda ise kamera kayıtlarının falan da olmaması bu işi bizzat kendileri yapan sözde hayvanseverlerin özel olarak seçtiği bir durum olarak kendisini gösteriyor. Yani lüks yaşantılarını devam ettirmek adına hayvanlara dahi eziyet edenler bizzat kendileri…”
Bugün büyükbaş ve küçükbaş hayvanlara saldırıp telef ediyorlar. Atlara katırlara saldırıp telef ediyorlar. Kümes hayvanlarına saldırıp telef ediyorlar. Kedilere, kuşlara saldırıp telef ediyorlar. Trafik kazalarına sebep oluyorlar ve ekonomik olarak bir çok zararın oluşmasına yine sebep oluyorlar. Salyaları ve dışkılarıyla başta kuduz olmak üzere onlarca bulaşıcı ve tehlikeli hastalıkların yayılmasına sebep oluyorlar. Doğayı ve doğal yaşamı kirletiyorlar ve vahşi yaşamı dahi ormanlarımızda bitiriyorlar.
Kayıtlara giren yılda en az 300.000 ısırma vakası yaşanıyor. Dolayısıyla kuduz vb. aşılar için milyonlarca liramız çöpe gidiyor.
Bugün medeni dünya olarak görülen Avrupa’da ve Amerika’da sokaklarda başıboş veya sahipsiz köpeklere rastlayamazsınız. Köpekler ya sahiplidirler ya da barınaklarda belli süre tutulduktan sonra sahiplenilmemişse uyutulurlar. Maskesiz, tasmasız köpek dolaştıranlara da ağır cezalar uygulanmaktadır. Ve şurası çok dikkat çekiyor ki; sahipli köpek eğer bir insana saldırmışsa bu köpekler derhal öldürülürler ve sahipleri de ağır şekilde cezalandırılırlar.
Kendi ülkelerinde bu tür uygulamalar varken sözde hayvanseverlerin ülkemizde başıboş köpek varlığına destek vermelerindeki amaç ise tamamen ülkemizin karışmasına yönelik (bence terör) bir faaliyettir.
Akıl bunu gerektirir. İnsan hayatına zarar veriyorsa derhal önlemler alınmalıdır. Toplumsal ve toplumu etkileyen bir hastalıktır ve tedavi edilmezse daha büyük zararlara sebep olacaktır.
Son bir yıl içerisinde ülkemizde gerek saldırılarıyla gerekse sebebi olarak elliye yakın insanımızın ölümüne sebep olmuşlardır.
Mustafa Kemal Atatürk 1932 yılında çıkarmış olduğu bir genelge ile o dönemde de benzeri yaşanılan sorunu görmüş ve sahipsiz köpeklerin itlaf emrini vererek sorunu kökünden çözmüştür.
Şimdi lüks arabalarından inmeden sokakta hayvan beslediğini zanneden sözde hayvanseverlere bakmadan, yaşadığı lüks ve korunaklı sitelerinden çıkmadan gariban halkın sokaklarında başıboş veya sahipsiz köpeklerin çoğalmasına aldırış etmeyen kesimlere kenar mahallemizden seslenelim:
Ey gerçek hayvanseverler! Eğer seviyorsanız alın evinizde besleyin. Tasmasız, maskesiz dolaştırmayın. Sokağa bıraktıkları dışkılarını temizleyin. Aşılarını yaptırın.
Çocuklarımız, yaşlılarımız, engellilerimiz ve dezavantajlı insanlarımız başta olmak üzere hiçbir insanımızın başıboş, sahipsiz köpeklerden hiçbir zarar görmesini istemiyoruz.
Başıboş, sahipsiz köpekleri toplayın. Sahiplendirin. Sahiplenilmeyen köpekleri de uyutun. Zira bizim ekonomimizin tarım, hayvancılık ve sanayi olarak ciddi yatırımlara ve desteklere ihtiyacı var.
Rantçılara engel olun. Hayvanseverlerin parasıyla sahte hayvanseverlerin lüks ve şatafat içinde bir yaşam sürmesine izin vermeyin.
Çocuklarımızı bütün tehlikelerden olduğu gibi başıboş veya sahipsiz köpek tehlikesinden de koruyun. Hayvanlara feda edilecek bir tek çocuğumuz yoktur ve olamaz.
Aklını bozmuş ve insan düşmanı kişilerinde bir an önce insanlıklarına dönmeleri için bizzat devlet eliyle tedavilerine başlayın.
Tehlikesiz, güvenlik içinde bir yaşam diliyorum.
Mesut Hekimhan
Eğitimci Yazar