Bir dükkan düşünün. Öyle bir dükkân ki, sadece manevi şeylerin satıldığı ve alışverişte paranın kullanılmadığı. Öyle bir dükkân ki, para yerine eskiden olduğu gibi takas usulünün uygulandığı. Öyle bir dükkân ki, geri iadenin olmadığı. “Nasıl bir dükkânmış bu böyle” dediğinizi duyar gibiyim. Diyelim ki, döktüğünüz gözyaşlarına pişman oldunuz ve o gözyaşlarını geri istiyorsunuz. yapmanız gereken, Sadece o dükkâna gidip gözyaşı satın almak. Belki ümidinizi kaybettiniz, belki de anılarınızı ya da azminizi kaybettiniz. Yapmanız gereken, sadece o dükkâna gidip kaybettiğiniz şeyi satın almak. Tabii ki başka bir şey karşılığında. Mesela özgüveninizi…
Devamını oku