GEÇMİŞİN İZİ

O gece diğerlerinden çok farklı bir geceydi. Her şeyden öte dolunay vardı gümüş bir tepsi gibi parlayan. Telefonunu kaptığı gibi fotoğrafını çekti dolunayın. Manzara fotoğrafları çekmeyi oldum olası severdi. O kadar parlak, o kadar berrak ve âdeta o kadar yakındı ki, biraz daha yakınlaşsa giriverecekti pencereden içeri. Kendine bir kahve yapıp balkona çıktı yaz mevsiminin son dolunay’ını seyretmek üzere. Gündüzün o yorucu gürültüsünden eser kalmamış, canlı-cansız her şey uykuya çekilmişti. Sanki bir o kalmıştı uyanık dünyanın bekçiliğini yapar gibi. Dalıp gittiği düşüncelerden ambulans sesiyle irkildi. Ambulans, ana caddeden dönüp ara…

Devamını oku