Defterini, kalemini ve kahvesini pencerenin önündeki masanın üzerine koydu. Dışarıda hafif hafif yağmur çiseliyordu. Aslında böyle havalarda elleri ceplerinde yürüyüş yapmayı çok severdi ama her nedense bugün hiç dışarı çıkmak istemiyordu. Masanın köşesindeki nostalji görünümlü radyosunu açtı. Radyodaki şarkıya eşlik ederek sandalyeyi yavaşça çekip oturdu. Ömrümce hep adım adım Her yerde seni aradım Ben kalbimden başka yerde İnan seni bulamadım Çocukluğundan beri Türk sanat müziği dinlemeyi ve karakalem çalışması yapmayı çok severdi. Mahalledeki arkadaşları pop müzik dinlerken o sanat müziği dinliyordu. Oldum olası hep sıradışı olmuştu. Defterin sayfalarını çevirirken evdeki…
Devamını okuEtiket: ÖZNUR ŞAHAN
ÇEKMECEMDEKİ MEKTUPLAR-2
Nasılsın? Bugüne kadar herkesin halini hatırını sordum da bir seninkini sormadım. Herkesle yakından ilgilendim de bir seninle ilgilenemedim. Aslında en çok sana sormalıydım “Nasılsın” diye. En çok senin yaralarına merhem olmalıydım. Vaktimin çoğunu sana ayırmalıydım. Bana, nasıl olduğumu soranlara anlattım kendimi; oysa en çok sana anlatmalıydım, sana dökmeliydim içimi. Biliyor musun yine de geç değil sormak için, İlgilenmek için. Nasıl olduğunu az çok biliyorum ama yine de soruyorum “Nasılsın”. Ben bugünlerde kendimi pek iyi hissetmiyorum. Bugünlerde boşlukta gibiyim. Duygularım karmakarışık; düşüncelerimse gelgit halinde. Düşüncelerim; “Hadi kalk gidelim yapılacak çok şey…
Devamını okuNEREDEN NEREYE 6
Montunu ve çantasını vestiyere astı. Yanında getirdiği küçük bavulu duvara dayayıp lavaboda elini yüzünü yıkadı. “Bu sefer bitti! Kesin boşanıyorum. Böyle olmayacak; kendini de beni de batıracak bu adam” diyerek salona geçti. “Geçen sene boşanmalıydım ama ben ne yaptım? Affettim, inandım, güvendim” dedi ve tekrardan ağlamaya başladı. Arkadaşına ne diyeceğini, onu nasıl teselli edeceğini bilemiyordu. Kendisinin teselli edilmeye ihtiyacı varken şimdi kendisi teselli edecek taraftaydı. Pek hoş teselli edilmekte istemiyordu. Tek istediği bugünü nişanlısının ve arkadaşlarının anılarıyla geçirmekti. Kendini hazır hissettiğinde de arkadaşlarını arayacaktı. Oysa şimdi içinde bulunduğu bu durum,…
Devamını okuHayatın Engelsiz Tarafı www.hayattan.net ailesi olarak Aralık ayı olağan değerlendirme toplantımızı gerçekleştirdik ?
Hayatın Engelsiz Tarafı www.hayattan.net ailesi olarak Aralık ayı olağan değerlendirme toplantımızı gerçekleştirdik ?
Devamını okuFARKINDA MIYIZ?
1992 yılında Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği bir farkındalık günü 3 Aralık. Peki farkında olmak ne demek? Herkesin dilinde bir farkındalık sözü almış başını gidiyor. Farkında olmak demek: gözünden kaçmamak, anlamak, sezmek anlamına geliyor. Peki neyin farkındayız? Engellilerin farkında mıyız? Onların sorunlarının, ne düşündüklerinin, ne hissettiklerinin farkında mıyız? Onların da birey olduğunun, insanca yaşama, çalışma, barınma haklarının olduğunun farkında mıyız? Bir siyasetçinin, sanatçının, herhangi bir tanıdığımızın savunuculuğunu yaptığımız gibi bir engellinin savunuculuğunu yapabiliyor muyuz ya da onlara kendilerini savunma, duygu ve düşüncelerini ifade etme hakkını veriyor muyuz? Yolda, otobüste, markette, pazarda…
Devamını okuÇEKMECEMDEKİ MEKTUPLAR
Duydum ki bu aralar zor günler geçiriyormuşsun. Küçük bir kaza atlatmışsın. Biliyor musun bunu duyduğumda üzüldüm ve seni aramak istedim ama arayamadım. Arasam “Nasılsın? geçmiş olsun” faslını geçtikten sonra ne konuşacağımızı bilemedim. Doğaçlama gelişirdi konuşmamız elbette ama ne zaman seni arayacak olsam “Arama” dedi senin sesin sanki. Ben de aramadım, cesaret edipte arayamadım. Oysa Bir zamanlar konuşacak o kadar çok şeyimiz vardı ki, gün biterdi de bizim konuşacaklarımız bitmezdi. Sonra sende bazı değişiklikler başladı. Telefonlarımı açmaz, mesajlarıma cevap yazmaz oldun. Zamanla uzaklaştın Ve bir gün gittin. Öyle bir gittin ki,…
Devamını okuHayatın Engelsiz Tarafı www.hayattan.net ailesi olarak Kasım ayı olağan değerlendirme toplantımızı gerçekleştirdik ?
Hayatın Engelsiz Tarafı www.hayattan.net ailesi olarak Kasım ayı olağan değerlendirme toplantımızı gerçekleştirdik ?
Devamını okuNEREDEN NEREYE 4
Yaşlı kadın, “Ben hiç çarşı pazar nedir bilmezdim. Evin her türlü alış verişini eşim yapardı. Faturaları öderdi. Ben sadece ev işleri ile ilgilenirdim ama onun ölümünden sonra iş başa düştü. Okuma yazma bilmezdim onu da öğrendim” dedi. Sonra derin bir iç çekti ve “Hayat bir kitap gibidir; her yeni gün bu kitabın sayfalarıdır. Her gün yeni şeyler öğreniriz; yeter ki bakmasını bilelim. Baktığımızı görelim, gördüğümüzü anlayalım. Niceleri bakıyor ama görmüyor; gördüğünü fark etmiyor” dedi. Anne kızı evlerine bıraktıktan sonra yaşlı kadının söylediklerini düşündü. “Bakıyoruz ama görmüyoruz; gördüğümüzü fark etmiyoruz” demişti.…
Devamını okuNEREDEN NEREYE 3
Kırmızı ışığı son anda fark etmişti. Neredeyse kavşaktaki arabaya çarpacaktı. Bir anda gözleri kocaman açıldı, kalp atışları hızlandı. Bu da neydi böyle, kız aklından geçenleri mi okumuştu, Bu mümkün müydü? “Yok artık daha neler” dedi kendi kendine. Ona olan bakışlarını fark etmiş olmalıydı. Demek ki herkes böyle bakıyordu. Bakışlarından ve düşüncelerinden dolayı kendinden utandı. “Şey” dedi boğazını temizleyerek. Kız gülümseyerek lafa girdi. “Genelde trafik kazası mı yoksa doğuştan mı diye soruyorlar. Kendilerince tavsiyede bulunuyorlar. Hele öyleleri var ki, bakışları ve fısıldaşmaları insanın içine oturuyor. Yürüyemiyor olabilirim ama kulaklarım duyuyor; o…
Devamını okuNEREDEN NEREYE-2
Mezarlığa gitmeyeli yıllar olmuştu. Sahi neden gitmemişti yıllardır mezarlığa? Şimdi gidip ne yapacaktı, ne diyecekti? “Canım ne diyeceğim belli ne yapacağım da. Ellerimi açar dua ederim ve içimden geçenleri söylerim” diye düşündü. “İyi de içimden geçenler ne ki?” diye bir an duraksadı. Çok ilginçti içinden hiçbir şey geçmiyordu. Duyguları, düşünceleri donup kalmıştı sanki. “Kervan yolda düzülür” diyerek akışına bıraktı. Mezarlığın kapısına geldiğinde şöyle bir içeri baktı. Bir sürü mezar ve içindekiler “Hadi gelsene; Bizden korkma” diyor gibiydi. Sıra sıra mezar taşları, yemyeşil ağaçlar ve kuş cıvıltılarıyla çok sakin ve huzurlu…
Devamını oku