TÜRKÜ SEVEN TÜRKÜ SEVER

“Can Yakıp Da Kalp Kırma, Senin De Gül Benzin Solacak Birgün”

Susmazdı, bizim evde sesi kesilmezdi hiç.

Sabah yataktan kalkınca başlardı sesi, ta ki yatana kadar devam ederdi.

Şimdilerde babam uyuduğu zaman bile devam ediyor. Susmuyor…

Babamdan edindiğimiz en büyük alışkanlıklardan birisi de bu oldu. Radyo…

Sabahtan başlayıp yatana kadar bizi yalnız bırakmayan dostumuz oldu. Kültür, eğlence, arkası yarınlar, radyo tiyatroları, eğitim, sağlık, müzik derken evimizin sesli ansiklopedisiydi adeta.

Şimdilerde binlerce istasyon ile yayınlara devam eden ama içeriklerin bir türlü dolamadığı programlar. Kalitenin artık çukurlaştığı ve adına müzik bile diyemeyeceğimiz, sözleri belden yukarı çıkamayan garip şeylerle doluyor yeni neslin kulakları, beyinleri ve en önemlisi kalpleri.

Babamın bize sevdirmiş olduğu sanatçılardan birisi de Neşet Ertaş olmuştur. Türkülerine hep dikkatimizi çekmiş, kendisinin sevdiğini hissettirmiş dolayısıyla bize de sevdirmiştir büyük yürekli ustayı.

Diğer güzel ve gerçek sanatçılar gibi Neşet Ertaş da hayatımızın bir parçası oldu adeta. Hareketli türküleriyle neşelendirirken bozlaklarıyla da hüzne boğmuştur yüreklerimizi. Tüm ozanlarımız gibi sazını dillendirmiş, gönüllerimize ses olup paslanan düşüncelerimizi temizlemiştir.

Bozkırın Tezenesi, söylediği türkülerine bile saygı gösteren, türkünün hakkını veren bir sanatçıdır. Toplumla buluşmalarında, konserlerinde televizyon programlarında onu izlerken bu saygısına defalarca şahit olmuşsunuzdur.

“Bu türkü ayakta söylenir.”

Diyerek ayağa kalkar,

“Bu bir ağıttır, lütfen oynamayın.”

Diyerek ‘Hey Onbeşli’ türküsünü söylerken durup dinleyenlerini saygıyla uyarır,

“Saygısızlık olmasın, ceketimi çıkartabilir miyim?”

Diyerek seyircisinden izin alıp ceketini öyle çıkarır.

Şimdiki yorumcular neler neler yapıyorlar dediğinizi duyar gibi oluyorum. Boşverin onları…

İzzet Altınmeşe, Neşet Ertaş’ın Leyla’ya olan aşkını bilip acısını en derin şekilde hisseden dostlarından birisidir. Neşet Ertaş’a ‘Yazımı Kışa Çevirdin’ türküsünü yazıp hediye eder.

“Senin türkündür, benim adımı kullanma.”

Şeklinde ifadelerde bulunmuş olsa da Neşet usta albümlerinde İzzet Altınmeşe’nin türküsüne onun kendi adıyla yer verir

Tabi Neşet babanın Altınmeşe’ye karşılık olarak vermiş olduğu türküyü de hala kimse bilmiyor.

Türkülerinde ‘Garip’ mahlasını kullanan Neşet Ertaş, en çok da insana verdiği değerleri ile ön plana çıkıyor. Anneleri ve kadınları hak ettikleri en yüce yere koyuyor türkülerinde.

Ve her zaman yaratıcının en büyük olduğunu da defalarca hatırlatıyor bizlere…

“İki büyük nimetim var, biri anam biri yârim…”

“Analar insandır, biz insanoğlu…”

“Bir anadan dünyaya gelen yolcu,

Görünce dünyaya gönül verdin mi?”

Aşkı ve özlemi en naif şekilde ifade eder,

“Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm, Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen…”

Gönlünde türkü olan, türküyle sevdasını, hüznünü, mutluluğunu dillendiren usta;

“Nerde bir türkü söyleyen görürsen, korkma yanına otur, Çünkü kötü insanların türküleri yoktur.”

Der, Evet doğru söyler. Annelerimiz gibi, atalarımız gibi.

“Türk milleti iki şeyle imanını tazeler, biri kelime-i şahadet getirerek, diğeri türkü söyleyerek.”

Diyen gerçekten doğru söylemiş.

Neşet Ertaş diye yazılır, Neşe-Dert-Aşk’ diye okunur.

Düşünmeye devam edeli:

“Ne söyleyim şu dünyanın haline,

Dağlar ayrı ayrı, çöl ayrı ayrı.”

“Herkes sevdiğini alsın çekilsin,

Sen otur yanıma”

“Biz sevmekle yükümlüyüz,

Kavuşmak mı, onu Allah bilir.”

“İlimsizlik bilgisizlik yüzünden,

Cehalet hortlayıp çıkar mı çıkar,

Sevgisizlik saygısızlık yüzünden,

İnsan insanlıktan bıkar mı bıkar”

Usta diyordu ya;

“Aşk biterse yorulur insan, Ben ölürsem öldü demeyin, yoruldu gitti deyin.”

Şimdi şu sözlerini kulaklarımıza küpe edelim:

“Hak bildiğim yoldan ayrı gitmedim,

Koğular getirip gıybet etmedim,

Gönülleri kırıp can incitmedim,

Bir garip sazımı çaldım giderim.”

Sen gittim usta, peki biz yalandan yüzümüze gülen dünyada ne edelim şimdi.

Bliyoruz ki bir ulusun türkülerini yapanlar, yasalarını yapanlardam daha güçlüdür.

Şimdi türkülerimize sahip çıkma zamanıdır. Sazı elden bırakırsanız türkülerimizi de küstürürsünüz.

Türkü seven, Türkü söyleyen bir gelecek dileğiyle…

Mesut Hekimhan

Eğitimci Yazar

mesuthan@gmail.com

Related posts

Leave a Comment