TUTULMA-2

yrılıklarının üçüncü günü Ay ” Kesin Güneş’te,tıpkı beni görünce evlerine kaçan insanlar gibi beni sevmiyor” diye düşünmeye başladı. Bu esnada Güneş bir dahaki buluşmalarında Ay’a sevdiğini söylemek için kendini cesaretlendirmeye başladı. “Bu sefer diyeceksin Güneş bu sefer diyeceksin!” diye tekrar etti kendi kendine ve her daim gördüğü neşeyle dolu insanlardan ilham almaya çalışıyor sinyal alanını biraz daha genişletmek için Dünya’ya biraz daha yaklaşmak isterken bilmeden  insanların zararına dokunacak sıcaklıklar verdiğinin farkına varıp tekrar geri çekiliyordu. Ay’da her gün Güneş’i ve Güneş’in ona verdiği sıcaklığı düşünemeden edemiyor bu durumu zaman zaman yıldızlara taşıyordu. Ama ne çare kendinden küçük yıldızlar ona sesini duyuramadığından işe yaramıyordu bu durum. Durum böyle olunca evlerin içinde yanan sarı ışıklı lambalara bakmakla yetiniyor ve böylelikle Güneş’i düşünüyordu. Yine böyle bir günde düşünürken dahada içi sıkıldı ve Güneş’in 285 gün önce bilerek ondan ayrıldığına kanaat getirerek dönmeyi durdurmaya karar verdi. Kısa zaman sonra Ay’ın durmasından etkilenen Güneş’te durdu. Bu durum Güneş’in garibine gitti. Ne tarafa kımıldamaya çalışsa da bunu yapamıyordu. Güneş bu sefer bulunduğu yere bakarak epey heyecanlanmıştı. Çünkü durduğu yer Kuzey Yarımküre’deki Kanada’ydı.Ay’da durduğunda Güney Yarımküre’deki Madagaskar adasının tam üstündeydi.

Bu olay ilk gece(21 Aralık’ı 22 Aralık’a başlayan gece) farkedilmese de şüphesiz diğer gün farkedilecekti. Bunu ilk farkeden kişilerden biri Türkiye’den Madagaskar’a astronom olarak giden Tuğba olacaktı. Tuğba küçüklüğünden beri gezegenlere hep ilgi duymuş ve keşfedilmemiş yerler olduğunu düşünerek  gezgenleri keşfetmek için Dünya’nın her köşesinde gezmeyi amaçlamıştı. İlk başlarda Türkiye’den başlayarak Amerika,İngiltere,Malezya,Çin ülkelerine gidip orda gözlem yerlerinde çalışan Tuğba şimdide Madagaskar’da işe koyulmuştu. Burasının yaşam şartları zor olduğu gibi teknolojik yönde de geri olduğu için olanakları az olsa da her daim yanından ayırmayan küçük çaplı aletleri sayesinde bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Yine 21 Aralık gecesi göğü gözlemleyen Tuğba en uzun gecede gökte ne olup bittiğini not alıp yatmaya koyuldu. Yarın sabah erkenden not aldığı gözlem bilgilerini Çin’den beraber geldiği bilim adamlarına göstermek için ertesi gün  08:00’a alarm kurduktan sonra uyudu. Gecenin bilinmeyen bir diliminde kapısı çalan Tuğba korkarak uyandı. Saate baktı saat hâlâ 00:00 idi. Tuğba , korkak bir sesle “Kim o?”dedi dışarıdakinin anlayacağı dilde;

“Benim,Tuğba aç kapıyı bir şeyler ters gidiyor”

Bu profesör Kewın’ın sesiydi. 

  Devam edecek…

Related posts

Leave a Comment