Bölüm 13:
“Geçmiş, Bugün Ve Gelecek Bir Arada Nasıl Yaşıyor?”
Suhan gözlerini duvara çevirdi. Bakışlarıyla bir şeyleri kontrol etmeye çalışıyor gibiydi. Bir an duvarda garajın görüntüsü belirdi. Onları getiren taksinin ışıkları yanıp sönüyor, alarm sesi de taksiden yankılanıyordu. Yaşlı Suhan koşarak odadan çıktı. Garaja inerek taksiye bindi. Birkaç dakikalık beklemeden sonra inerek yukarı yöneldi. Taksi de açılan garaj kapısından çıkarak geldiği yöne doğru gitti.
Suhan tekrar genç arkadaşlarının yanına oturarak:
“Aracı sistemine girerek kapatmıştım ama bir saat dolunca tekrar açıldı. Ben de yeniden kapatmak yerine ücretini ödeyip gönderdim.”
Oğuz kafasını kaşıyarak:
“Rüyamda görsem inanmayacağım şeyler yaşıyorum yahu.”
“Diyerek bir Suhan’ın gençliğine, bir de yaşlı haline baktı. Yaşlı Suhan gülerek Oğuz’a dönerek:
“Rüyanda da görürsün dostum. Artık rüyalara da müdahale edebilen teknolojiler var. Ne görmek istiyorsan rüyalarında onları görüp yaşıyorsun. Bir zamanlar filmlerde görüp inanmadığımız şeylerin aslında gelecekteki gerçekleri anlattığını hepiniz görecek ve yaşayacaksınız.”
Asya bir eliyle saçlarıyla oynarken:
“Ama şimdi iki Suhan bir arada. Bu nasıl oluyor hala aklım almadı. Mesela birisi şimdi Suhan’ı öldürse sen de yok mu olacaksın yani?”
Suhanların ikisi birden gülmeye başladı. Genç Suhan:
“Ben şu an yaşıyorum ama o bütün bunları yaşamış zaten. Ben şu an buraya geldiğimizi bildiğim için gelecekteki yaşlı halim de bunu biliyor ve bizi bekliyor. Ama ben ölecek olsam ne olurdu ben de merak ediyorum doğrusu.”
Yaşlı Suhan gençlere dönerek:
“Bunu ben de çok düşünmüştüm zamanında. Gördüğünüz gibi genç halim hala düşünüyor. Ben işinizi kolaylaştırayım. Şu anda aynı anda yaşanan zaman bölümleri var. Sizin geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek zaman olarak gördüğünüz tüm zamanlar aynı anda yaşanıyorlar. Sizler sadece zaman frekansları arasında geçişler yapıyorsunuz. Ne kadar zaman değiştirsenizde şunu unutmamanız lazım; ‘Herkes kendi zamanına aittir.’ Düşünün ki belki de sonsuz miktarınca zaman içerisinde bir çok biz aynı anda yaşıyoruz. Şu an biz buradayken gelecekteki bizler yaşamaya devam ediyorlar. Ve daha da ilginç olanı zamanlar arası frekanslarda geçişler yapabiliyoruz. En ileri zamanda yaşayanımız ise öncekilerin tüm yaşadıklarını biliyor. Tabi en ileride yaşayanımız öldüğünde ise zaman kaydından çıkıyoruz.”
Genç Suhan araya girerek:
“Garip olan da şu ki, biz kendimiz hayatta olmadığımız zamanlara da gidip gelebiliyoruz. Bu zamanlarda ise kendi yaşam zamanlarımızda bizimle ilgili boşluklar oluşuyor olmalı.”
Alper ellerini oğuşturup iç çekerek:
“Yani şimdi benim yaşadığım zamanlarda herkes beni arıyor olmalı. Peki söyler misiniz ben tekrar nasıl döneceğim kendi zamanıma?”
Oğuz Alper’in omzuna elini koyarak:
“Sen merak etme kardeşim. Suhanlar bu işi hallederler.”
Herkes hafif hafif gülerken yaşlı Suhan:
“Asıl birazdan göreceklerinize inanamayacaksınız. En üst kattan gökyüzünü seyredeceğiz hep birlikte. Çıkalım da orada devam edelim.”
Önce Suhanlar, ardından da diğerleri odadan çıkarak yukarı yöneldiler. Suhanlara has bir teras onları bekliyordu.
Suhan duvardaki dolaptan bir gözlük alarak taktı. Sonra Beş adet daha gözlük alarak arkadaşlarına uzattı.
“Bu gözlükleri takın. Hem gözlerinizi korur hem de daha rahat görürsünüz gökyüzünü.”
Aytunç gözlüğü takmadan gözlerini kısarak baktı. Güneş batmaya yaklaşmıştı garip bir şekilde bulanık görüyor ve neler olduğunu çıplak gözle fark edemiyordu. Sonra Suhan’ın uzattığı gözlüğü alarak taktı.
“Güneşin battığı yöne doğru bakın arkadaşlar. Önce bir görün sonra konuşalım.”
Dedi yaşlı Suhan. Herkes güneşin battığı yöne çevirmişti gözünü. Hepsi baktıkça gözlerini iyice ayırıyor, ‘Aman Allahım bu nedir böyle?’ diyerek bir o yöne bir Suhan’a bakıyorlardı.
Güneşin yanında onun büyüklüğüne yakın bir güneş daha, onlara yakın olarak da Ay bulunuyordu.
“İki güneş ve ay bir arada. Nasıl oluyor bu Suhan amca?”
Asya’nın bu sorusuna genç Suhan cevap verdi:
“Kızım ben amca değilim. Ama gelecekteki halim bizi aydınlatacaktır. Şu manzaranın muhteşemliğine bakın yahu. Gerçekten ikinci bir güneş mi bu?”
Herkes yaşlı Suhan’a dönmüş onun vereceği cevabı bekliyordu. Suhan gençlere dönerek:
“Sandığınız gibi ikinci bir güneş değil o. Yoksa sıcaklık yaşanmaz derecede olurdu. Bu herkesin yıllardır sözünü ettiği ama bir türlü kesin ispat edemediği bir gezegen. Sizin zamanlarınızda ‘Misafir Gezegen’ diye biliniyordu. Birkaç yıldır güneş sistemine girip resmen komşumuz oldu.”
“Nibiru muydu neydi bu?”
Oğuz’un bu sorusuna Suhan sadece bakarak cevap verdi. Oğuz da:
“Abi bu gezegende yaşam var diye hatırlıyorum. Hatta yaklaşık 3500 yılda bir karşılaşıyormuşuz bunlarla. Mitolojilerdeki anlatılanlar hep bunlarla ilgiliymiş. Şimdi onların dünyaya geldiklerini de söylersin sen bize.”
Yaşlı Suhan bakışlarını gençlerin üzerinde bir süre gezdirdikten sonra:
“Dünyaya teknoloji dahil bir çok şeyi zamanında onlar öğretmişler zaten. Şimdi ise açıkça ortalıktalar.Gezegenlerinin güneş sistemine girmesi ve dünyaya yaklaşmasıyla birlikte oluşam manyetik güçler yüzünden zaten dünyanın kutupları değişmişti. Şimdi ise daha başka neler olacağını bilemiyorum. Düşünün sizin zamanlarınızdan beri dünyadalar aslında ve dünyayı yöneten güçlerin de içindeler.”
Herkes birbirine bakarken, Alper Ağzı açık bir halde hala gökyüzündeki muhteşem üçlüyü seyrediyordu…
-Bölüm Sonu-
Mesut Hekimhan
Eğitimci Yazar
mesuthan@gmail.com