ŞERDEKİ HAYIR

Nilgün bodur’un bir kitabı var belki duymuşsundur. “Sen gittin ya ben çok güzelleştim” adında. Şimdilerde Bu kitabı okuyorum. Adı gibi ilginç bir kitap. Biliyor musun Çok güzel bir şey, kişinin bunu söyleyebilmesi? Sen gittikten sonra ben yıkıldım, hayattan koptum, insanlara olan güvenimi kaybettim. Dahası hani ikimizin de çok sevdiği o renk var ya ben o rengi sevmez oldum. Seninle birlikte; renkler gitti, zevkler gitti, sözler gitti. Sen gittin ya benim yarım gitti. Oysa hiçte öyle değilmiş, bunu çok sonra anladım. Giden sadece senmişsin. Ne zaman ki senin gidişini kabullendim! İşte…

Devamını oku

AN VE HAYAT

“An” yaşamak kıymet bilmek. Değerli pek çok vakit vardır ömrümüzde. Yaşarken farkına varmadığımız yitip gittiğinde ahlar ettiğimiz. Keşke geri gelse o vakte bir geri dönebilsem dediğimiz çok günler olur. Yaşarken bizi zorlayan şu zamanlar geçip gitsin de çok mutlu olacağım deriz hep. Hayatımızın her daim planladığımız gibi gideceğinden emin ertesi gün hafta ay hatta yıllar için  planlar yaparız. Hayatın kendi planları olduğundan ve onları bir bir yolumuza taş olarak koyacağından habersiz mutlu günleri bekleriz. Gelen gideni aratır sözü aslında güzel günleri bekleyen bizler için de oldukça anlam ifade eder. Çünkü…

Devamını oku

UNUTABİLMEK

Herkesin yüreğinde bir türlü uğurlayamadığı kişiler barınır. Bunlar kavuşamamış aşklar veya platonik yaşayanlardır. Sizce neden hep bu döngü tanımadığımız insanların yaşadıklarıyla denk düşebiliyor? Son yıllarda fark ettiğim bir durumu dile getirmek istiyorum: Planlanmış bir şey hiçbir zaman rayında gitmez. Biz tam oldu deriz ama o şey doğru zamanında değilse olmaz. Nasıl yani biz hiçbir şey planlamayalım mı? Böyle bir anlam çıkarabilirsiniz ama tam olarak bunu kastetmiyorum. Elbette planlı yaşayabilirsiniz. Beklentileriniz olmadığında ümitsizliğe kapılmamalısınız. Bu hissiyatı yakından tanırım. Hatta görünmez bir arkadaşım bile oldu. Bu hayatta birçok zorlukla mücadele eden biri…

Devamını oku

MİNİK ŞEKER DEPOSU

Bu röportajımızda çok yönlü bir kişilikle önemli bir isimle beraberiz. Ben sıcakkanlı, cana yakın içten tutumu sebebiyle kendisini çok sevdim eminim sizlerde seveceksiniz kendisiyle çok önemli bir konuyu  nadir bir hastalık olan Glikojen Depoyu  ve kendisinin  deyimi ile “Minik Şeker depolarını” konuşacağız.   Değerli dostlar Benim Hikayem Bölümünün bu ay ki  Röportaj  konuğu Ankara Engelliler Meclisi Glikojen Depo Hastalıkları Temsilcisi Sayın Mehtap Kutlu😀 ÖNCELİKLE SİZLERİ TANIYALIM. Ben Mehtap Kutlu, 1985 Ankara doğumluyum. Biri özel gereksinimli 2 çocuk annesiyim. Bir kamu kurumunda uzman olarak görev yapıyorum. Başkent Üniversitesi Uluslararası Ticaret lisans, Ankara…

Devamını oku

GEL AMA…

Merhaba nasılsın? Duydum ki işten güçten yorulmuş biraz da beni özlemişsin. Bu aralar bana gelebilirmişsin. Nasıl yani, geliyor musun yoksa gelmiyor musun? Bu durumu bir kesinleştirelim. Sen de kabul edersin ki, belirsizlikten hiç kimse hoşlanmaz. Bir de geleceğin zaman haber verirsen sevinirim. Böyle söylüyorum diye kızma lütfen. Bir türlü sevemedim şu çat kapı durumunu. Hem geleceksen ona göre hazırlık yaparım. Bilirsin, misafire ikramda bulunmayı severim. Hele ki o misafir sen isen; o zaman bambaşka benim için. Yok eğer gelmeyeceksen işime gücüme bakarım. Eğer geleceksen, virgüllerle gel isterim. Hayata biraz mola…

Devamını oku