ÇEKMECEMDEKİ MEKTUPLAR-2

Nasılsın? Bugüne kadar herkesin halini hatırını sordum da bir seninkini sormadım. Herkesle yakından ilgilendim de bir seninle ilgilenemedim. Aslında en çok sana sormalıydım “Nasılsın” diye. En çok senin yaralarına merhem olmalıydım. Vaktimin çoğunu sana ayırmalıydım. Bana, nasıl olduğumu soranlara anlattım kendimi; oysa en çok sana anlatmalıydım, sana dökmeliydim içimi. Biliyor musun yine de geç değil sormak için, İlgilenmek için. Nasıl olduğunu az çok biliyorum ama yine de soruyorum “Nasılsın”. Ben bugünlerde kendimi pek iyi hissetmiyorum. Bugünlerde boşlukta gibiyim. Duygularım karmakarışık; düşüncelerimse gelgit halinde. Düşüncelerim; “Hadi kalk gidelim yapılacak çok şey…

Devamını oku

SEVGİ DUVARI

            Kış ayı, iyiden iyiye kendini hissettirmeye başlamış, otoyolun kenarları beyaza bürünmüştü. Bunu nereden mi biliyordu? Arka koltukta oturan bir gencin, telefondaki her kimse onu kesinlikle ilgilendirmiyordu, ona anlatmasından anlamıştı. Kurduğu cümlelerden ve ses tonundan dolayı, çok sevdiği biri olmalı diye düşündü. Otobüs yarı yola geldiğinde bir tesiste mola verdi. Uzun bir süre koltukta sabit oturmanın etkileri kendini gösteriyordu. Bacakları açılsın diye dışarı çıktı. Lapa lapa kar yağıyordu. Bunu hissediyordu. Başını gökyüzüne çevirdi. Kar taneleri yüzüne birer birer konup kayboluyordu. Biraz olsun kendine gelmişti. Vakit geldiğinde, otobüs tekrar yola çıktı.…

Devamını oku

NEREDEN NEREYE 6

Montunu ve çantasını vestiyere astı. Yanında getirdiği küçük bavulu duvara dayayıp lavaboda elini yüzünü yıkadı. “Bu sefer bitti! Kesin boşanıyorum. Böyle olmayacak; kendini de beni de batıracak bu adam” diyerek salona geçti. “Geçen sene boşanmalıydım ama ben ne yaptım? Affettim, inandım, güvendim” dedi ve tekrardan ağlamaya başladı. Arkadaşına ne diyeceğini, onu nasıl teselli edeceğini bilemiyordu. Kendisinin teselli edilmeye ihtiyacı varken şimdi kendisi teselli edecek taraftaydı. Pek hoş teselli edilmekte istemiyordu. Tek istediği bugünü nişanlısının ve arkadaşlarının anılarıyla geçirmekti. Kendini hazır hissettiğinde de arkadaşlarını arayacaktı. Oysa şimdi içinde bulunduğu bu durum,…

Devamını oku

YÜREK SANRISI

Gitmek istiyor bazen insan İster istemez dalıyor uzaklara. Gitmekle çözülür sanıyor yürek sanrısı. Bilmiyor ki çok acı ——– Uyumak üzere saklanıyor içinde. Geçecek sanıyor insan. Bir gün hortladığında gerçekler Halledemeyişinin yorgunluğuyla… ——— Savrulacak kuytu köşelere… Umut götürmek isteyecek Gittiği yerlere… İçindeki çocuk yeşersin, büyüsün diye

Devamını oku

FARKINDA MIYIZ?

1992 yılında Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği bir farkındalık günü 3 Aralık. Peki  farkında olmak ne demek?  Herkesin dilinde bir farkındalık sözü almış başını gidiyor. Farkında olmak demek: gözünden kaçmamak, anlamak, sezmek anlamına geliyor. Peki neyin farkındayız? Engellilerin farkında mıyız? Onların sorunlarının, ne düşündüklerinin, ne hissettiklerinin farkında mıyız?  Onların da birey olduğunun, insanca yaşama, çalışma, barınma haklarının olduğunun farkında mıyız? Bir siyasetçinin,  sanatçının, herhangi bir tanıdığımızın savunuculuğunu yaptığımız gibi bir engellinin savunuculuğunu yapabiliyor muyuz ya da onlara kendilerini savunma, duygu ve düşüncelerini ifade etme hakkını veriyor muyuz? Yolda, otobüste, markette, pazarda…

Devamını oku

BAŞIMIZA GELENLER

11 Aralık 2021 Cumartesi Günü Kayseri Kitap Fuarında çok talihsiz bir olay yaşadım. Olayın teferruatını adli bir vaka olması ve kayıtlara geçmesi sebebiyle şimdilik derinlemesine anlatamayacağım ama kabaca fuardaki bir söyleşisinden çıkıp kitap imzalatmak için imzanın olduğu standı ararken  o karışıklıkta bulamadım. Başka bir standın görevlisine aradığım standı sormak için durdum. Kalabalığın içinde ben adres sormak için sesimi duyurmaya çalışırken o sırada yakınımda duran bir beyefendi tarafından hırsızlık yapmak gibi tamamen asılsız bir iddia sebebiyle tokat yedim ve yere yığıldım. Sonrasında ” Bana engelli numarası yapma! Diyerek bağıran beyefendi gerçekten…

Devamını oku

Arayış 11

          Üzerinde çalıştığı resmin detaylarını oluşturmuş, çevre öğelerinin ana hatlarını çiziyordu. Çalışma masasındaki telefonu çalmaya başladığında, istifini bozmadan renk tutturmak için boyaları karıştırmaya devam etti. Telefon ikinciye tekrar çalınca, fırçasını bırakıp telefonu açtı. “Sedat Bey, cep telefonunuz kayıtlı olmadığından, size hemen ulaşamadık. Bu akşam için bir programınız yoksa, sizi yeni filmimizin galasına davet etmek istiyoruz.” Dedi telefondaki kadın. “Tabi, gelirim. Memnuniyetle.” Diye cevap verdi. Telefondaki kadının verdiği adres bilgilerini yazdığı not kağıdını gömleğinin cebine koydu ve masadaki boş çay bardağını alıp mutfağa geçti. Masasına tekrar oturduktan sonra çayından bir yudum…

Devamını oku

NEREDEN NEREYE 5

Bir hafta sonra bilgisayarın başına geçip uzun zamandır açmadığı o klasörü açtı. Hayatının en güzel günlerinin yer aldığı fotoğraflara bakmaya başladı. Daha ilk fotoğrafta gözleri doldu, boğazı düğümlendi ve kalbinin sıkıştığını hissetti. Bunu yapmak istediğine emin miydi bilemedi. Yutkundu, elini boğazına götürdü, derin bir nefes aldı, gözlerini kapatıp gevşemeye çalıştı. Neredeyse bir yıl olmuştu gideli. Ömürden ömür, candan can götüren bir yıl. Tekrardan yutkundu ve gözlerini açtı. Tam da karşısında duruyordu. Sıcacık gülümsemesiyle gözlerini dikmiş kendisine bakıyordu. “Merhaba nasılsın?” diye bir ses çıktı dudaklarının arasından belli belirsiz. Kollarını iki yana…

Devamını oku