Cildiye bölümünde gerekli tahlil ve biopsi yapıldıktan sonra kesin tanı koymak için beni daha öncede söyledikleri gibi gs ye gönderdiler. Gs, Üvea, Behçet doktoru şuan ki hayatımı yaşama sebebim, sonsuz saygı duyduğum Gülten Sungur hocam. Gülten hocam çok sakin profesyonel kimsenin hakkını başkasına yedirtmeyen anlayışlı bir doktordur. Gülten hocamla tanışmak hastalığım sürecinde başıma gelen en talihli olay diyebilirim.
İnsan Behçet hastası olduğuna üzülebilir, hatta kendinden nefret edebilir, kendini daha da çok sıkıntılı bir sürece sokabilir. Gülten hocamla muhabbetinden sonra kendisinden yaşadığı ve gördüğü deneyimleri dinledikten sonra insan Behçet hastası olduğuna şükreder mi? Bilmiyorum ama Gülten hocamı dinledikten sonra ben çok şükür ki Behçet hastasıyım Allah’ım kimselere amansız dert vermesin dedim.
Gülten ablama ilk muayene mi olduktan sonra daha dün gibi hatırlıyorum poliklinik odası dar bir koridor ve tıklım tıklım hasta doluydu. Göz muayenemi oldum ve gözümde Behçet hastalığının gözdeki bulgusu üveit in olduğunu söyledi.
Dışarı çıktığımda babama Behçet hastası olduğumu söyleyince babam ile hiç duymadığımız hastalığı istemeyerek kabullenmiştik. Biz odanın önünde yarı ayakta yarı otururken orta yaşlı bayanlar bana teselli vereceğine vah kuzum! Bu yaşta Behçet hastası mı oldun? Bu hastalığın çaresi yok bu zengin hastalığı bu hastalık öldürür dedi. O anda bizim babam ile kabullendiğimiz hastalık gözümüzde kocaman bir çıkmaz oldu. O kadınların çaresiz Zengin hastalığı dediğinde babamın gözündeki duygusal yarı ağlamaklı bakışları halen daha gözün önünden gitmez.
Aradan kısa zaman geçtikten sonra Gülten abla beni odaya çağırttı. Bana “Sen dışarıda ki insanlara bakma insanın ne zaman öleceğini Allah bilir. Daha on üç yaşındasın önünde Allah nasip ederse çok uzun ömür var eğer bu hastalığın tedavisini gününde ilaçları zamanında alırsan sende sağlıklı bir insan gibi yaşarsın” Dedi ve buna benzer çok değerli nasihatler eşliğinde beni ikinci kez hem muayene etti.
DEVAM EDECEK
