AFFETMEKTE CESUR DAVRANABİLİR MİSİNİZ?

Merhaba dostlar.

Bu hafta sizlere hayatımızda önemi oldukça fazla olan affetmek eylemini anlatmak istiyorum.

Hayatımızda birçok olayla karşılaşıyoruz. Bu olaylar bazen bizden kaynaklı, bazen de bizim dışımızda gerçekleşebiliyor.

Etki alanımızın dışındakiler bizleri olumsuz yönde etkileyebilir. Kendimizi suçlu hissetmemize ve “neden engelleyemedim ?” düşüncesine kapılmamıza yol açabilir.

Diyelim ki; çok sevdiğiniz arkadaşınız sizi çok üzdü ve hak etmediğiniz davranışta bulundu. Siz bu olaya o kadar içerlediniz ki karşı tarafa olan sevginiz nefrete dönüşmeye başladı. Belki de unutamayacağınız bir anı olarak hafızanıza kazındı.

Peki size bu haksızlığı yapan arkadaşınız yaptığı hatanın farkına vardı mı? Ya da siz hiç bu konu hakkında konuştunuz mu? Yoksa her şey o an yaşandı ve taraflar birbirlerine yaşattıkları durumdan habersiz yaşamlarına devam mı ettiler?

Genelde haksızlığa maruz kalan kişi bu durumu karşı tarafa anlatmak istemez ve onun farkına varmasını bekler. Meydana gelen kırgınlıklar çok zaman sonra fark edilir ve iş işten geçmiş olur. Burada elbette iki tarafın da hatası var. Biri ne yaptığından habersiz olurken diğeri “neden bana bunu yaptın?” diye sormayan kişidir.

 Bizleri üzen bir olayın üzerine sünger çekmek kolay değildir. Genellikle bunu başarmamıza engel olan tek şey affedememektir. Bize yanlış yapan insan bir süre sonra yaptığı davranışı unutur, hayatına kaldığı yerden devam eder. Bizler de olayın etkisinden kurtulamayarak hayatımızı zindana çeviririz.

İtiraf etmeliyim ki çok zor durum. Kimse bizi birilerini bağışlamaya zorlayamaz. Ama şu da bir gerçek ki bunun için ağır bedeller ödeyebiliriz. Ve yıllarca o yükleri sırtımızda taşıyabiliriz. Kendimizi özgürleştirmek zorundayız. Yaşamımıza devam etmeliyiz. Çünkü bunu kendimize borçluyuz.

Çoğu insan affetmenin nefret ettiği kişiyi suçsuz veya haklı bulduğu anlamına geleceğini sanır.

Oysa affetmek, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmak, yaşamımızı kontrol altında tutmasına son vermek demektir.

Affetmek, o kişiyi sevmek değil,

Affetmek, o kişiyle konuşmak zorunda olmak değil,

Affetmek, o kişiyle ilişkiyi sürdürmek değil,

Affetmek kırgınlığın, küskünlüğün, nefretin hapishanesinden kurtulup özgürlüğe kavuşmaktır. Affetmek acıyı hissetmemektir.

Kendinize şöyle seslenmek iyi gelecektir;

“Sizi affediyorum, en başta seni. Umarım hayat bundan sonra iyi şeyler getirir size.”

“Sizi artık sonsuza kadar kendimden bırakıyorum.”

“En son olarak kendimi affediyorum.”

Laurence Sterne’nin çok sevdiğim sözüyle veda etmek istiyorum sizlere:

“Affetmenin ne olduğunu yalnız cesurlar bilir, korkakların tabiatında af diye bir şey yoktur.”

Yaşamınızın her anında cesur olmanın tadına varmanız dileğiyle 😊

Görüşmek üzere😊

Related posts

Leave a Comment