ACABA NEDİR?-14

Cildiye servisinden taburcu olacaktım takip eden asistan doktor bana “Aileni bilgilendir gelsinler” Dedi

Ben haber verirdim vermesine ama nasıl geleceklerdi ki?

Yirmi gün sonra göz kontrolüm vardı.

Doktor hanıma kontrole ben kendim giderim dedim doktor hanım ani bir refleks ile nasıl gideceksin deyince ben abla giderim sıkıntı olmaz dedim ☺️  O an doktor hanım bendeki cesareti özgüveni gördü.

O günlerde köyümüzden bir kişi de hastalanmış bulgularının aynı benim çektiğim sıkıntılara benzer olduğunu söylemişler. Ankara ya telefon vasıtasıyla babama ulaşmışlar babam da bana söyledi bende göz doktoru Gülten ablama söyledim gelsin dedi.

Konya’dan gelen bu abimde aynı sıkıntıları çekmiş ama gözünün birini kaybetmiş Allah yardımcısı olsun…

Göz bölümüne benimle geldi muayene oldu ve Gülten Ablam onu göz servisine yatırdı.

O gün bir daha öğrendim ki tedavi süreci hele ki teşhis hastalıkta çok önemli.

 Abiyle tanıştık adı Hasanmış ben Konya da büyüdüğüm için bizim köyü çok  az onun köyünü ise hiç bilmiyordum. Çektiği sıkıntıları anlatıyor bende dinliyorum. Gel zaman git zaman arkadaş olduk. Benim cildiye servisinde son haftam onun ise göz servisinde ilk haftası onunda Ankara da kimsesi yok benimde birbirimize servisler arası ziyarete gidip geliyoruz. Beraber kantine çay içmeye iniyoruz. Hastanedeki o anı ve heyecanı kısıtlı imkânlara rağmen güzel yaşamaya çalışıyorduk.

Babam ile görüşüp taburcu edileceğimi söyledim babam ben hemen geleyim dedi ama ben babama gelmemesini benim kendim gelebileceğimi söyledim. Ancak babam iki gün sonra Ankara ya geldi iyi sağlıklı olduğumu görünce gözündeki mutluluğu size anlatamam doktorlardan bilgi aldı hastalığım hakkında artık bende bir şeyler öğrenmiştim Behçet hastalığının kardeşimden bile yakın ben ile birlikte içimde yaşayacağını biliyordum. Artık onunla uzun bir maratonda yarışacaktık. Hastanede iki gün daha kaldık babamla birlikte herkes ile vedalaştık. Ankaralı olanlar bilir metro hastanenin beş yüz metre ilerisinde yürüme mesafesinde babam ile metro ya yürüdük. Ben o yaşıma kadar hiç metroya binmedim. Yer altına indik duvarda metronun durak isimleri ve yönleri yazılıyor metro geldi biz bindik. Ben metro düz gidecek diye bekliyorum babamın oturduğu koltuğun karşısına oturdum metro hareket etti geri geri gidiyor ben ileri gitmesini beklerken (bak terbiyesize☺️) ben babama” Baba yanlış gidiyor” Dedim o an metrodaki herkes bana bakıp hafifçe gülümsemeye başladı.  Yanımdaki amca bana karşı koltuğu göstererek “Oraya oturursan tramvay düz gider” Dedi çocuktum o an için söylediği mantıklı gelmişti. Geldiği yöne tersten gidiyorduk.

Cahillik kötü değildi güzeldi.

Ama öğrenmemek gerçekten de kötü bir şey.

Metronun son durakları hastanenin yanı diğer son durağı da  Aşti imiş babama Aşti ne? Diye soruyorum. Cevap olarak oda otobüs garajı diyor. Niye değiştiriyorlar ki? Ankara da Aşti diyorlar biz ona Konya da otogar diyoruz kardeşim! 😅😊

Aşti nin otogar olduğunu öğrenince Konya ya bilet aldı babam ama hastaneden çıkınca Aşti ye gelene kadar babamı hep izledim oradan. Konya otobüsüne bindik ve Konya ya geri dönüşümüz kronik hastalık Behçet ile ama sağlıklı bir şekilde başladı.

(DEVAM EDECEK)

Related posts

Leave a Comment