Arayış 6

Fincandaki buharı tüten çayından bir yudum aldı. Bir yandan gazetesini okuyor, göz ucuyla da ekranda yanıp sönen ve sürekli değişip duran renkli rakamları takip ediyordu. İşe erken saatte gelmişti. Sabah trafiğini yaşamaktansa, erkenden işte olmak evladır diye düşünüyordu. İçini ısıtan çayın ve ekranda yanıp sönen kırmızı, yeşil ve gri renkli rakamların etkisiyle kısa bir süre hayallere daldı. Kitapsever kızla buluşmasını anımsadı. Durakta buluştuktan sonra tek şemsiye ile gidişlerini hatırladı. O saatte kafeler henüz açılmamış olduğundan, bir börekçide kendilerine yer bulabilmişlerdi. Çantasından Don Kişot ciltlerini çıkardığında, onları ilgiyle incelemişti. Halâ ilk günkü gibi yepyeni duruyorlardı. Kapakların iç kısmında Çevirmenin dolmakalemle yazılmış el yazısı notu ve imzasıyla, o günün tarihi yazılı bulunuyordu. “Bu kitabı amcam yirmi beş sene önce bir fuardan almış. Çevirmeni de tesadüfen oradaymış.” diye bahsettiğinde, oldukça şaşırmıştı. Erdal da “Sizin için oldukça kıymetli olmalı.” diye karşılık vermişti. Sonrada sohbete koyulaşmış, dalıp gitmişlerdi. Patron omzuna dokununca irkilip kendisine geldi. “İki sefer seslendim cevap vermedin. Hasta filan değilsindir umarım, bir sorun yok değil mi? Diye sordu.  “Hayır efendim, bir an dalıp gitmişim işte.” Diye cevap verdi Erdal. Patron “İstersen bugün erken çık.” Deyince, Erdal olur dercesine başını salladı. “Birazdan çıkarım.” Diye cevap verdi.

            Asansörden çıktığı anda masanın üstünde unuttuğu kitaplarını anımsadı. Asansörü beklemeyip merdivenlere yöneldi. Odasına geri döndüğünde soluk soluğa kalmıştı. Patronu masasında oturmuş, onun kızdan aldığı kitaplara bakıyordu. Başını kitaptan kaldırıp Erdal’ı süzdü. Kitaplara ilgi duyduğunu bilmiyordum. Bu kitapları nereden buldun, üstelik de imzalanmışlar?” Diye sordu patron. Erdal yutkundu, boğazını temizledi. “Şey efendim, bir arkadaşımdan ödünç aldım.” Diye cevap verdi. Patron başını ağır ağır salladı. Kitabı kapayıp masada duran ikinci cildiyle beraber Erdal’a uzattı. Onlara gözün gibi bak olur mu.” Diye tembihledi patron. Erdal “Olur.” Diye kısaca cevapladı. Asansörle inerken düşünceliydi. Patronun tembihi kafasını kurcalayıp duruyordu. Neden bu kadar ilgilenmişti ki?

Mehmet Hüseyinçelebi

09.08.2021 Kastamonu

DEVAM EDECEK…

Related posts

Leave a Comment