BİR HAYALDEN BİR ROMANA

Küçük hayallerden büyük hikâyeler doğar. Bu röportajımızda Karmaşa romanının yazarı Furkan Uğur Eşitti ile Karmaşayı bir hayalden dökülen satırların roman oluşunu konuşacağız.

Hoş geldiniz deyip sohbetimize sizi tanımakla başlayalım.

•Hoş bulduk: öncelikle bana bu imkânı sunduğunuz için size teşekkür ederim. 1991 yılında Kars’ta doğdum.  İlköğretimi mi Ankara Gören Eller Görme Engelliler ilköğretim okulunda tamamladım. Lise öğretimi Gebze Atatürk Lisesinde tamamladıktan sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi Sosyal hizmet lisans programına katıldım. Çayırova Belediyesinde çalışıyorum evliyim ve bir de oğlum var.

         Yazmak nasıl bir duygu sizin için ne ifade ediyor? Yazmaya ilk ne zaman ve nasıl başladınız?

•  Yazmak kimseye söyleyemediğiniz bir şeyi bile kâğıtla kaleme söyleyebiliyorsunuz. Çok güzel bir duygu. Henüz bunu denemeyen arkadaşlar varsa tavsiye ederim. Aslında hayatımın her döneminde yazdım. İlkokuldan beri iyi yazılar kaleme aldığımı düşünüyorum. Birçok kompozisyon yarışmasına katıldım. Gazetelerde köşe yazıları yazdım. Fırsat bulduğum her anda yazma isteği oluşur ben de. Tabii ki iyi bir yazı yazmak, yazacağınız konuya da bir o kadar hâkim olmanızı gerektiriyor. Her önünüze gelen konuda yazamazsınız elbette. O yüzden yazmayı düşünen arkadaşlar kendilerini birçok alanda geliştirmeliler.

         Tek hayaliniz istihbaratçı olmaktı. Engel durumunuz buna izin vermeyince sizde ”Karmaşa” Adlı istihbarat romanını kaleme aldınız Karmaşa’nın ortaya çıkışını, herkes tarafından o çok merak edilen yazım surecini bizlere anlatır mısınız?

• Aslında yıllar öncesine dayanan bir hikâye bu. Abdullah kardeşimle beraber görme engellilerin de askerlik yapma konusunu çok tartışırdık. Ön cephelerde görev alamazsak ta geri hizmetlerde değerlendirilebileceğimizi konuşurduk. Devlet ve millet düşmanlarıyla biz de mücadele etmek istiyorduk. Ancak görme engellimiz yüzünden bu mümkün değildi.  Türk milleti tarihin her döneminde düşmanı olan bir millet. Günümüzde de öyle. Ben de romanımda günümüzün düşmanlarını yazmak ve gençlerde bir muhasebe duygusu oluşturmak istedim. Galiba kısmen başarılıda olduk.

         Roman için elbette ki çeşitli kurum ve kuruluşlarla pek çok kişiyle görüştünüz bilgi alma süreci nasıl işledi?

• Romanı yazarken sesli betimlemeli filmleri çok izledim. Onlardan çok şey öğrendim. Mekân tasvirleri, ortam betimlemeleri konusunda çok yardımcı oldular ve en iyi yardımcılarım kitaplarımdı. Kitaplardan da yine çok şey öğrendim. Silah kullanmayı, araba sürmeyi arkadaşlarımla denedik. Çok güzel bir süreçti. Destek olan herkese teşekkür ediyorum.

         Okumayanlar için Karmaşa yı kısaca birkaç̧ kelime ile anlatacak olsak nedir Karmaşa?

• Okuyanların diliyle bu sorunuzu cevaplayayım. Gerilim, aşk, heyecan. Üçü bir arada bir kitap. Öyle söylüyorlar okuyanlar. Aynı zamanda çok akıcı olduğunu da  söylüyorlar.

         Karrmaşa ile Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen bir yarışmada dereceye girip ödül aldınız yarışma surecini,  neler hissettiğinizi merak ediyorum. Bize o zamanı, o süreci anlatır mısınız?

• Öncelikle Bağcılar Belediyesine ve Belediye Başkanı Sayın Lokman Çağırıcı ya teşekkür ediyorum. Engelliler için çok büyük bir imkândı bu. Biz de bu imkândan faydalandık. Aslında bir okul gibiydi. Süreci tek tek öğrendik. Yazar olmak isteyen arkadaşların böyle kurslara katılmasını tavsiye ediyorum. Vefa yayın ve yapım grubuna da teşekkür ediyorum onlarda bu işe önayak oldular.

          Sahsı düşünceme göre Karmaşa güncel olaylara atıfta bulunup aslında gerçeklerle  gerçeklik dengesini   çok güzel kurabilen bir roman.  sizce Karmaşa’nın başarısının altında yatan sır bu mu?

  • Karmaşayı okuyanlar birkaç olayın biz yazdıktan sonra gerçekleştiğini fark edecekler. Mesela Sultanahmet’teki patlama, 15 Temmuz sürecine giden hazırlık safaları. Hepsini biz bu kitapta yazdık. Ancak gündemin yoğunluğundan arada kayboldu. Olayları okuyabilen bir yapım var. Güncel Siyaseti yakından takip ederim. Dünyada neler olup bittiğini araştırırım. Kitabın bu kadar güncel olmasındaki sır bu olsa gerek.

         Karmaşa yı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan a hediye ettiniz kendisiyle bir diyalogunuz oldu mu?

• elbette oldu. Kitabı yazarken ki hayalim Cumhurbaşkanımız’a hediye etmekti. Çok şükür bu hayalim gerçek oldu. Kitabı kendisinin okuma fırsatı bulursa, içerisinde kendisini bulacağını söyledim. Oda okumaya çalışacağını söyledi büyük bir heyecandı. Cumhurbaşkanımızla hayatım boyunca birkaç kere aynı ortamı paylaştık. Bana soracak olursanız en heyecanlısı da buydu.

         Karmaşa dan serinin ilk kitabı diye bahsediyorsunuz. Benim gibi merak edenler için soruyorum devam kitabının ayak sesleri yaklaştı mı? Yazım süreci tamamlandı mı? Kafanızda başka projeler de var mı?

• Ayak sesleri geliyor mu bilemem. Henüz daha çok var. Ancak yazım süreci devam ediyor. Biraz geç kaldık. Ancak ortaya çok daha güzel bir eser çıkacak. Kitabın ikinci dizisi herkeste birincisinden daha çok bir merak uyandıracak. Bu sefer yurtdışında da maceralar geçecek. Merakla beklemenizi tavsiye ediyorum. Okuyucularım bizi takip etsin, az çok ipuçları paylaşacağız.

         Polisiye roman yazımında sizce olmazsa olmazlar nelerdir? Sizin gibi Polisiye Roman yazan arkadaşlarımıza ne tavsiye edersiniz?

• Öncelikle kurgu çok önemli. Olay örgüsü konu bütünlüğü. Bunlara çok dikkat edilmesi lazım. İnsanların dikkatini çekecek heyecan uyandıracak şekilde kitabı tasarlamak lazım. İyi birkaç araştırmayla çok güzel eserler ortaya çıkabilir. Tavsiyem şudur ki polisiye roman yazmak isteyen arkadaşlar geçmişteki yapılan Suikastleri, faili meçhul cinayetleri araştırsınlar. Buradan çok malzeme çıkabilir diye düşünüyorum.

         Okurlarımızdan, çevrenizden, toplumdan nasıl geri dönüşler aldınız?

• Herkes çok sahiplendi, destek oldu. Medyada geniş yer buldu. Okurlarım heyecanla okuduklarını söylediler. İmza günlerim ilk kitap olmasına rağmen çok iyi geçti. Sevildiğini düşünüyorum Karmaşanın.

         Furkan Uğur Eşitti bir okur olarak hangi yazarları takip eder? 

•(Ahmet Ümit, Ahmet Turgut sevdiğim iki yazar. Yavuz Bahadıroğlu, Kadir Mısıroğlu, Muhammet Emin Yıldırım, ihsan Şenocak takip ettiğim insanlar. Takip ettiğinizde birçok şeyi öğrenebileceğinizi düşünüyorum.

Size göre yerli polisiye mi? Yabancı polisiye mi? Karşılaştırdığınızda hangisi ağır basıyor? Neden?

• Toplumumuzda genelde bir yabancı hastalığı var. Ancak ben yerli yazarları daha çok seviyorum. Beni daha çok yansıtıyorlar. Konuları daha iyi anlıyorum. Ancak yabancı yazarlardan da çok şey öğrendik. Onları da yabana atamayız

Ülkemizde okuyan insandan çok yazan insan olması size bir yazar olarak ne düşündürüyor?

•İlginç bir tespit. Bence okuyanda, yazan da az. Dertli insan yazar. Yazan çoksa dertte çok demektir.

Yazarlık serüveninin gerisinde birde radyo programcılığı var birazda radyo programcılığı geçmişimizden bahsedelim.

• Radyolara çok şey borçluyum, çok iyi bir dinleyiciydim. Sonrasında bu işi yapabileceğimi düşündüm. Bir radyo kurdum. Uzun yıllar yayın hayatına devam etti. Sonrasında radyoya olan ilgi azalınca biz yayınlarımızı zirvede bıraktık. Hala o günleri özlüyorum. Kaliteli radyo bulursam diliyorum.

Size yaşantınıza dönmek istiyorum Furkan uğur Eşitti yazmak dışında kalan boş vakitlerini nasıl değerlendirir?

  • Uzun yıllardır cemiyetçilik yapıyorum. Sivil toplum kuruluşlarında görevler alıyorum. Türkiye Beyazay Derneğinin Kocaeli Şube Başkanıyım. Devlette memurum, ailede babayım. İyi bir dinleyiciyim. Gezmeyi yemek yemeyi çok seviyorum. Nerelerde kaliteli yemek yedirebilirim.

Sizce engelliler toplumda yer alabilme konumlanabilme konusunda başarılı mı? Hayır, ise sizce engelliler toplumda nasıl konumlanmalı?

• Engelliler toplumun bir parçası. Kendimizi önce biz dışlamamalıyız. Biz kendimizi dışlarsak, herkes bizi dışlar. O yüzden sorunuza şöyle cevap vermek isterim. Engelliler her şeyin en iyisini yapabilir, imkânlar dâhilinde en başarılı olabilir. O yüzden kendimizi farklı tutmak yaptığımız en büyük yanlışlardan biri.

         Son olarak söylemek istediklerinizi alıp bu keyifli sohbeti sonlandıralım.

Tanıştığımıza memnun oldum. Sorularınız gayet etkileyici ve yerindeydi. İnşallah başka vesilelerle görüşürüz. Bizleri takip eden okuyan herkese teşekkür ederim. Hayatımızın bir yerinde mutlaka bir şeyler yazın. Yazmak iyi gelecek.

KONUK: Furkan Uğur Eşitti

HAZIRLAYAN: Ömer Faruk Kotay

Related posts

Leave a Comment