BİR SOLUMLUK YAŞAM

Yine bir kaç gün kala, buruk bir doğum günüme gireceğimi düşündükçe.ne hızlı dönüyor akreple yelkovan diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Sanki birbiriyle kovalamaç oynuyor. Ya takvim yapraklarına ne demeli?

Bir serseri esintiyle savruluyor sanki her bir demeti. Ah bu deli zaman, çok çabuk geçiyor. Ne yollar aşıp, ne kavşaklar dönüyor. Zaman zaman insan sancı da çekip, keyifte yaşıyor. Âmâ öyle çabuk oluyor ki, insanın aklı şaşıyor. Sancıyla geçen anlara, şöyle bir dönüp baktığımda, sancıyı bile özlediğini fark ediyor. Şimdiki aklımda o sancıyı çekmezdim” bile deyip ukalalaşıyor. Bunun adına da kendince ,”tekamül” diyor. Tüm olumsuzluklara kafa tutup, meydan okuyor .Ama hiç bir zaman bu hayatta öğretmen olamıyor. Hep öğrenci kategorisinde kalıyor. Çünkü hayat her gün, ona yeni bir şey öğretiyor. Hayat kötü bir öğretmen olsa da, senin çok iyi bir öğrenci olman gerekiyor.
Artık ben güçlüyüm ya da güçsüz, ne önemi var ki? Üzerimde yüzlerce kiloluk betonlar, iyiyim ben, çok iyiyim…

Sırtımdaki her bir bıçak izi için çok teşekkür ederim. Hiç bir şeyin farkında olmadığımı düşünenlere de, çok teessüf ederim. Meğer ben sadece yaş değil, bir çok açıdan büyümüşüm. Âmâ her zaman insan kalmayı amaç edinmişim. Hayatında yaşadığım hiç bir anımdan pişman değilim. Çünkü hayat her şeye rağmen ,yaşamaya değer…

 Zuhal Terlikli’nin kaleminden

Related posts

Leave a Comment