Dünya siyasi haritası bir elin parmakları kadar az sayıda milletten müteşekkil bir yapıya sahip. Bir millet belki de onlarca devleti barındırıyor içinde. Fakat hemen hemen hiçbir devlet tek başına bir millet olamamış durumda.Bunun sebebi de genel olarak kardeş kavgaları veya duygusal yakınlık olarak göze çarpmaktadır. Bunun yanı sıra kendinden olmayana duyulan hayranlık da milletlerin devletlere ayrılmasını kolaylaştırmakta ve bileşenleri ayıran bir çözelti gibi milletlerin ruhuna nüfuz ederek millet olma şuurunu ortadan kaldırmaktadır.
Tarihe dönüp şöyle bir göz attığımızda, Türk milletinin karakterinde ,maalesef, başka milletlere karşı duyulan hayranlığı yoğun olarak görmek ,insanı derinden yaralıyor. İslamiyet’ten önce Çin’e ,İslamiyet’ten sonra Arap ve Acemlere , son olarak da Cumhuriyet’le birlikte Batı’ya duyulan hayranlık millet olarak gücümüzü azaltmış ,fikir ve de duygu dünyamızı zayıflatmıştır. Oysaki Türk milleti, yapmış olduğu tüm davranışlar incelendiğinde milletlerin en şereflisi ve faziletlisi olarak nitelendirilebilir.
Korkunç olan şudur ki bugün batıya duyulan hayranlık hat safhaya ulaşmış durumdadır.Ülkemin hemen hemen her yerinde,ülkemin hemen hemen her insanı tarafından bilinçli veya bilinçsiz şekilde batının esas oğlan , dünyanın da esas kız olarak bir Leyla ve Mecnun hikayesine dönüştürülmesi bir Türk olarak beni umutsuzluğa sürüklemektedir. Aklı başında Türk münevverlerin bir an bile beklemeden fikir iğnelerini insanımızın düşünce dünyalarına sirayet etmiş hastalıklı ve ucube düşünce balonlarına batırmaları ve milleti bu düşünce illetinden kurtarmaları gerekir. Aksi taktirde bu millet bu illetin esiri olacaktır.
Savaşlar artık silahlarla değil fikirlerle kazanılmaktadır.Bir millet başka bir milletin fikrini benimserse mağlup olur.Bir millet başka milletlere fikrini benimsetirse galip gelir.Ey Türk milletinin asil evlatları ne zaman yeise kapılırsan geçmişine bak.Yaradan’ın senin milletine ne lütuflarda bulunduğunu göreceksin.
AHMET KAPLAN’IN KALEMİNDEN
