Düzenini kurduğumuz şeylerden vazgeçmek her zaman zor gelmiştir. İyi kötü kurulan belki de çok emek verildiğinden ayrılmak istemiyoruz. Ya bu durum bizim olduğumuz yerde saymamıza neden oluyorsa? Bunu hiç kendimize sorma cesaretinde bulunduk mu? Sormadığımız için konfor alanımızdan kopmak istemiyoruz. Bazen de şartlarımızı zorlamak istesek de bir türlü adım atamıyoruz. “ya başaramazsam, ya yolunda gitmezse.” tarzında felaket senaryoları üretiyoruz. Oysa yaşamak bile risk işidir. Şu anki aldığımız nefes bile bir anda kaybolabilecekken kendimizi olasılıklara hapsetmek hiç mantıklı değil. Tabi en kötü ihtimali düşüneceğiz. A planımız olmadıysa B planını deneyeceğiz. Böylelikle…
Devamını okuEtiket: Aile Danışmanı Eda Tüzünler
UNUTABİLMEK
Herkesin yüreğinde bir türlü uğurlayamadığı kişiler barınır. Bunlar kavuşamamış aşklar veya platonik yaşayanlardır. Sizce neden hep bu döngü tanımadığımız insanların yaşadıklarıyla denk düşebiliyor? Son yıllarda fark ettiğim bir durumu dile getirmek istiyorum: Planlanmış bir şey hiçbir zaman rayında gitmez. Biz tam oldu deriz ama o şey doğru zamanında değilse olmaz. Nasıl yani biz hiçbir şey planlamayalım mı? Böyle bir anlam çıkarabilirsiniz ama tam olarak bunu kastetmiyorum. Elbette planlı yaşayabilirsiniz. Beklentileriniz olmadığında ümitsizliğe kapılmamalısınız. Bu hissiyatı yakından tanırım. Hatta görünmez bir arkadaşım bile oldu. Bu hayatta birçok zorlukla mücadele eden biri…
Devamını okuMİNİCİK HAYATLAR
Sizleri yeni bir hastalıkla tanıştırmak istiyorum. Glikojen depo hastalığı, glikojen sentezi ya da salınımında görevli enzimlerden birinin yokluğu veya yetersizliği sonucu gelişen, otozomal resesif geçişli doğuştan karbonhidrat metabolizma bozukluğudur. GDH yaşamın ilk aylarında bulgu verir. Doğumdan sonraki 3-6 aylık süreçte karaciğerde büyüme, hipoglisemi ve bunun sebep olduğu gelişme gerilikleriyle başvururlar. Ailelerin bebeklerinin normal gelişim basamaklarını bilmesi ve takip etmeleri oldukça önemli. Olası kalıcı hasarların önüne geçmek için tetikte olmaları gerekiyor. Günümüzde sağlık ocakları bu konuda gayet ilgili ve yetkin hemşireleriyle annelerin işlerini kolaylaştırmaktadır. Bu hastalık hemen de fark edilmeyebiliyor. Yoğun…
Devamını okuESKİYE ÖZLEM
Elimizdekilerle yetinmeyi ne kadar biliyoruz? Daha iyisi geldiğinde eskiye gereken kıymeti verebiliyor muyuz? 21.yüzyıl insanı olarak çabuk tüketiyoruz. Bozulan bir eşyayı tamir etmek yerine çöpe atmayı tercih ediyoruz. Eski zaman insanı öyle miydi? Eskiler üretmeyi severdi. Bir iş yapılması gerektiğinde gocunmadan kalkar yaparlardı. Çeşit çeşit oyuncakları yoktu ama az ile yetinmeyi bilirlerdi. Tahtadan yapılmış bebeklerle ve arabalarla büyüdüler. Eskiler bir eşyayı nasıl uzun ömürlü kullanabiliriz? diye kafa yorarlardı. Çamaşırlar elde yıkanır, halılar karda temizlenirdi. Kimsenin kimseye üstünlük sağlamadığı egosuz yıllardı. Sohbetin soba kenarında koyulaştığı içten gülümsemeli saatler geçerdi. Sevdanın esaslı…
Devamını okuAŞK MANTIKLA OLACAK İŞ Mİ?-2
Çok ağrına gitmişti. Bunu hak edecek ne yaptım diye kendini yemeye başladı. Çok üzülmüştü ama yaşı çok gençti. Hayatı öğrenmenin birinci kuralının ihanete uğramadan gözünün açılmayacağını bilmesi gerekiyordu. Kendine geldi genç kız hayatın cilvesini yaşamaya devam etme kararı aldı. O kadar aklı başında bir kızdı ki herkes ona hayrandı. Üniversiteyi açıktan okumaya karar verdi. Aynı zamanda çalışarak çok gelişmek istiyordu. Delikanlı yaptıklarından çok pişmandı. Ama genç kız için zordu yeniden güvenmek. Yeniden terk edilmek çok ağrına gidebilirdi. Belki bu sefer ayağa kalkması çok zor olacaktı. İhaneti unutmadı ama yaşamı da…
Devamını okuAĞUSTOS AYI OLAĞAN DEĞERLENDİRME TOPLANTIMIZ
AŞK MANTIKLA OLACAK İŞ Mİ? 1
Ezgi genç bir kızdı. Hayata dolu dolu güler kafasına hiçbir şeyi takmazdı. O kadar mutluydu ki kendi olduğu için hiçbir aykırı sesi işitmezdi. Çünkü onun beyaz dünyasında ümitsizlik yoktu. Bir gün artık kendi paramı kazanmak istiyorum dedi ailesine. Para önemsizdi onun için. Amacı insan içine karışmak dünyayı biraz daha anlamaya çalışmaktı. Aklına koyduğunu yapmıştı. Çalışma hayatına girmişti. O kadar hevesliydi ki işi öğrenmek için çok çaba harcıyordu. Sadece işiyle ilgilenir etrafına hiç bakmazdı. Yağmurlu bir pazartesi sabahında bir anda gözleri açılıverdi. Karşısında yağız bir delikanlı görmüştü. Aşık olmuştu. Önceleri saçmalama…
Devamını okuBEHÇET HASTALIĞI
Merhaba dostlar bu haftalık yazımı daha önce hiç duymadığım bir hastalığa yer vermek istedim. Hastalığın adı Behçet hastalığıdır. Bir çeşit deri hastalığı olarak tanınıyor. Neden ve kimlerde ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Behçet hastalığı bağışıklık sisteminde yer alan hücreler dokularda abartılı bağışıklık yanıtı oluşturarak doku hasarı sebep olacak türdedir. Ancak hastalık genellikle tek bir sebeple ortaya çıkmaz, genetik yatkınlığın yanı sıra çevresel maruziyetler, viral ya da bakteriyel enfeksiyonlar, stres gibi faktörlerinde hastalığın başlangıcında tetikleyici olabildiği düşünülmektedir. Hastalığın belirtisi olarak ağızda oluşan yaralar ve aftlar hastalığın habercisi olabiliyor. Genelde aftlar tekrarlayıcıdır.…
Devamını okuKARINCA MİSALİ
Siz hiç bir karıncanın diğer bir karıncaya tavsiye verdiğini gördünüz mü? Ben görmedim.Görmemiz de imkansız! Çünkü karıncalar sadece kendi yükleriyle ilgilenirler. Rızıkları için çaba harcarlar. Karıncalar için zaman çok kıymetlidir. Sürekli bir uğraş halindedirler. Ömürlerini çalışmaya adarlar ve dünyadan göçüp giderler. İnsanoğlu böyle mi? Keşke böyle olsaydı. Sadece kendini ilgilendiren konularda fikir sahibi olsa ne güzel yaşardık değil mi? Size bir anımı anlatmak istiyorum. Annemle beraber hastaneye gitmek üzere dolmuşa binmiştik. Yavaş yavaş dolmuş kapasitesi doldu. Daha sonra bir genç adam dolmuşa bindi. Beş dakika sonra yakın mesafede inmek istedi.…
Devamını okuGÖZLERİMİZDEKİ PERDE
Toplumun engelli bireylere bakış açısı nasıldır diye sorsam? Sokağa dökülsek eminim herkes duyar abidesi, yardımsever pamuk gibi insan profili çizecektir. Biraz sert giriş yapmış olabilirim ama galiba kova burcu olmamdan kaynaklanıyor. Gerçekçi bir bakış açısının insanı ya da içerisinde yaşadığı toplumu daha iyiye taşıyacağının inancındayım. O yüzden hayalperest değil de samimi duygularımızla ve yardımsever yanımızı davranışa dökmenin vakti geldi artık. Yaşanmışlarla yazıma devam etmek istiyorum müsaadenizle… Araştırmalarım sonucunda görme engeli olan bireyin sokakta çektiği zorluklara göz attım. Kaldırımların çok yüksek olması, görme engeli olan bireyin yaralanmasına neden olabilir. Aynı şekilde…
Devamını oku