Mezarlığa gitmeyeli yıllar olmuştu. Sahi neden gitmemişti yıllardır mezarlığa? Şimdi gidip ne yapacaktı, ne diyecekti? “Canım ne diyeceğim belli ne yapacağım da. Ellerimi açar dua ederim ve içimden geçenleri söylerim” diye düşündü. “İyi de içimden geçenler ne ki?” diye bir an duraksadı. Çok ilginçti içinden hiçbir şey geçmiyordu. Duyguları, düşünceleri donup kalmıştı sanki. “Kervan yolda düzülür” diyerek akışına bıraktı. Mezarlığın kapısına geldiğinde şöyle bir içeri baktı. Bir sürü mezar ve içindekiler “Hadi gelsene; Bizden korkma” diyor gibiydi. Sıra sıra mezar taşları, yemyeşil ağaçlar ve kuş cıvıltılarıyla çok sakin ve huzurlu…
Devamını okuEtiket: Öykü
NEREDEN NEREYE-1
İşte yine aynı şey olmuştu. Bir kez daha aynı muamele ile karşılaşmıştı. Odasına gidip kapıyı kapattı. Radyoyu açtı ve şarkılar eşliğinde kabuğuna çekildi. Ah o kabuk! En güvenilir limandı onun için. Gözyaşları bir yolunu bulup akmaya çalışırken o ısrarla tutuyordu gözyaşlarını. Hayır! Bu sefer ağlamayacaktı; Bu sefer kararlıydı. “Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben Halime” şarkısı çıkınca radyoyu kapattı. Güzel şarkıydı güzel olmasına da yaralarına dokunuyordu. Bir süre sessizce pencerenin önünde oturarak dışarıyı seyre daldı. Güneş yine her zamanki gibi iyi kötü ayırt etmeksizin herkesin ve her şeyin üzerine doğmuştu. Kuşlar…
Devamını okuARAYIŞ-10
Misafir Yazar Mehmet Hüseyinçelebi’nin Kaleminden”ARAYIŞ-10″
Devamını okuARAYIŞ- 9
Misafir Yazar Mehmet Hüseyinçelebi’nin kaleminden”ARAYIŞ- 9″
Devamını okuARAYIŞ-8
Misafir Yazar Mehmet Hüseyinçelebi’nin kaleminden”ARAYIŞ-8″
Devamını okuTALİH KUŞU
Bir süredir babasından kalmış olan (ona da kendi babasından kalan) tarlaların veraset işleri ile uğraşıyordu. Nihayet veraset işlemleri sona ermiş ve sıra tarlaların satışına gelmişti. Eşe dosta haber salındı, internete ilanlar verildi tarlaların satışı için. Uzun uğraşlar sonucu bir alıcı çıkmış sıra tapu işlerine gelmişti. Üç gün sonra mirasçılar tapuya gidecek, imzaları atıp paralarını alacaklardı. Ancak, bazı işleri için üç gün sonra şehir dışında olması gerekiyordu. Görünen o ki, annesine vekâlet verecekti. Noter’den içeriye girdiği anda ofisin sahibi Hayri Beyi gördü sıra bekleyenler arasında. Yanına gidip selam verdi. On beş…
Devamını okuGEÇMİŞİN İZİ
O gece diğerlerinden çok farklı bir geceydi. Her şeyden öte dolunay vardı gümüş bir tepsi gibi parlayan. Telefonunu kaptığı gibi fotoğrafını çekti dolunayın. Manzara fotoğrafları çekmeyi oldum olası severdi. O kadar parlak, o kadar berrak ve âdeta o kadar yakındı ki, biraz daha yakınlaşsa giriverecekti pencereden içeri. Kendine bir kahve yapıp balkona çıktı yaz mevsiminin son dolunay’ını seyretmek üzere. Gündüzün o yorucu gürültüsünden eser kalmamış, canlı-cansız her şey uykuya çekilmişti. Sanki bir o kalmıştı uyanık dünyanın bekçiliğini yapar gibi. Dalıp gittiği düşüncelerden ambulans sesiyle irkildi. Ambulans, ana caddeden dönüp ara…
Devamını okuARAYIŞ- 7
Misafir Yazar Mehmet Hüseyinçelebi’nin kaleminden”ARAYIŞ- 7″
Devamını okuUYGUN ADIM
Misafir Yazar Mehmet Hüseyinçelebi’nin kaleminden”UYGUN ADIM”
Devamını okuArayış 6
Misafir Yazar Mehmet Hüseyinçelebi’nin kaleminden “Arayış 6”
Devamını oku