AŞK MANTIKLA OLACAK İŞ Mİ?-2

Çok ağrına gitmişti. Bunu hak edecek ne yaptım diye kendini yemeye başladı. Çok üzülmüştü ama yaşı çok gençti. Hayatı öğrenmenin birinci kuralının ihanete uğramadan gözünün açılmayacağını bilmesi gerekiyordu. Kendine geldi genç kız hayatın cilvesini yaşamaya devam etme kararı aldı. O kadar aklı başında bir kızdı ki herkes ona hayrandı. Üniversiteyi açıktan okumaya karar verdi. Aynı zamanda çalışarak çok gelişmek istiyordu. Delikanlı yaptıklarından çok pişmandı. Ama genç kız için zordu yeniden güvenmek. Yeniden terk edilmek çok ağrına gidebilirdi. Belki bu sefer ayağa kalkması çok zor olacaktı. İhaneti unutmadı ama yaşamı da…

Devamını oku

GEÇMİŞİN İZİ

O gece diğerlerinden çok farklı bir geceydi. Her şeyden öte dolunay vardı gümüş bir tepsi gibi parlayan. Telefonunu kaptığı gibi fotoğrafını çekti dolunayın. Manzara fotoğrafları çekmeyi oldum olası severdi. O kadar parlak, o kadar berrak ve âdeta o kadar yakındı ki, biraz daha yakınlaşsa giriverecekti pencereden içeri. Kendine bir kahve yapıp balkona çıktı yaz mevsiminin son dolunay’ını seyretmek üzere. Gündüzün o yorucu gürültüsünden eser kalmamış, canlı-cansız her şey uykuya çekilmişti. Sanki bir o kalmıştı uyanık dünyanın bekçiliğini yapar gibi. Dalıp gittiği düşüncelerden ambulans sesiyle irkildi. Ambulans, ana caddeden dönüp ara…

Devamını oku

ENGELSİZ ŞAHSİYETLER-45

Karanlık göze perde olmayacağını doğuştan görme engelli olan milli sporcumuz bizlere çok güzel bir şekilde gösterdi. Azim mücadele emekle beraber Zeynep Çelik uluslararası Görme Engelliler Federasyonu (IBSA) Dünya Judo Şampiyonası’nda mücadele etti. ve altın madalya kazanarak Dünya Şampiyonu oldu. herkese engelin engel olmadığını bu başarısıyla haykırdı.

Devamını oku

KİTAP KOKUSU

Çocukluğundan beri kitap okumayı çok severdi. Her bulduğu fırsatta kütüphaneye gider, kitapların kapaklarını açıp kokusunu içine çekerdi. Yaz tatilinde bile arkadaşları oyun oynarken, o büyük bir heyecanla kitap okurdu. Kitap okurken heyecanlanırdı çünkü, kahramanlardan biri de kendisi olurdu. Büyüdükçe içindeki kitap aşkı da büyüdü. Üniversite yıllarında odasındaki kitaplık kitaplarla dolmuş ve artık yeni kitaplara yer kalmamıştı. Oysa babası o kitaplığı alırken “Bu kadar büyüğüne ne gerek var, daha küçüğü neyine yetmiyor” demişti. Kardeşi de “Benim ablam avukat olacak. Hatta avukatların avukatı olacak” diye alay etmişti. O gün en sevdiği yazarın…

Devamını oku